1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Diyarbakır’da annelerin yıllarca birikmiş öfke seli!
Diyarbakır’da annelerin yıllarca birikmiş öfke seli!

Diyarbakır’da annelerin yıllarca birikmiş öfke seli!

Oktay Aktaş / MHP Kars eski İl Başkanı

A+A-

Diyarbakır’da HDP binası önünde oturup “oğlumuzu bize geri verin” diyen anneler ve babalar her geçen gün artıyor. Artık tehdit ve korku dağlarını aşan bu yürekli ve cesur aileler HDPKK’ya meydan okumaya başladılar. Hacire anne, tek başına meydan okuyarak HDP Diyarbakır il binasının önünde; “çocuğumu almadan buradan kalkmam” diyerek başlattığı ve sonunda oğlunu HDP’lilerden almayı başardığı için bu durum diğer ailelere de örnek oldu. HDP Diyarbakır İl binası önünde toplanan aileler 24’yi buldu. Bu aileler; “çocuklarımızı HDP’li yöneticiler bizden aldılar, zorla dağa gönderdiler.” diyerek “çocuklarımızı HDP’lilerden almadan buradan ayrılmayız.” diyerek her türlü tehditlere de meydan okuyorlar.      
Diyarbakırlı anneler, korkmadan HDP İl Binasının önünde cesur ve  çok kararlı bir şekilde oturup eylemlerini kararlılıkla sürdürüyorlar. Hal böyle olunca da her geçen gün sayıları artıyor. Şimdi bu elleri öpülesi annelerden birisinin şu sözlerine bakar mısınız... İşte anne yüreği… Bu sözler bıçak gibi kesiyor: “Diyarbakır’da genç bırakmadınız… Başlarım sizin Kürdistan davanıza… Bunlar koltuklarda, çocukları lüks okullarda… Bizim çocuklarımız ya dağda, ya da mezarda… Size verecek çocuğumuz yok.”  Bir başka ananın sözleri hala insanın kulağında yankılanıyor:  “Çocuklarımızı ABD uşaklığına gönderiyorsunuz. “Geri verin çocuklarımızı…” diyerek haykırıyorlar.  
Terörü ülkemizde 30 - 35 yıldır bu emperyalist oyun olarak sürdüren maşalara anneler “yeter artık” diyorlar. “Sizlerden korkmuyoruz. Çocuklarımızı bizlerden nasıl aldıysanız şimdi de geri verin çocuklarımızı” diyerek meydan okuyorlar. “sizlerden korkmuyoruz. öleceksek bizde ölelim; zaten her  gün ölü gibi yaşıyoruz.” diyen annelerin  acısını görmeyen gözler; duymayan kulaklar insanlıktan nasibini almamış; insan görünümlü yaratıklardır. Bu annelerin haklı çığlıklarının sonuna kadar yanındayız. Bütün çocuklar bir  annenin hem ana kuzusu hem de gülüdür. Gelin bu annelerin gülleri solmasın, gülleri daima canlı olsun. Onlara  sahip çıkalım.  
Emperyalistlerin maşası olan HDPKK terör örgütünün bu ailelere yaşattığı acıyı yüreklerinde yaşayanların sayısı eminim ki çok çok fazladır. Sadece o bölgede de değil. Bütün Türkiye de bu yürekli ve cesur ailelerin direnişini sahiplenerek onlara sahip çıkanlar bu aileleri ziyaret edip onlara destek olması bunun en büyük göstergesidir. Türkiye’deki tüm vatandaşlarımızın bu haklı, onurlu, kararlı ve cesur yürekli ailelere sahiplenirse terör bitirilir ve moral olarak çöker. 
Aslında emperyalistlerin yıllarca yapmak istediği şey, Türk ve Kürtleri birbirleriyle çatıştırmaktır. Bunu çok şükür şimdiye kadar başaramadılar. HDP İl Binası önünde eylem yapan bu Kürt annelerin ve babaların bu onurlu ve cesur duruşu emperyalistlerin maşası olan HDP ve PKK’nın da sonunun geldiğini göstermektedir. Bu haklı çığlığı her Türk insanının destek vermesi bu ve bu durumdaki aileleri de morallerini yükseltecek ve emperyalistlerin maşası olan HDPKK’ ya daha fazla karşı koyarak terör örgütünün kökü kazınmış olacaktır.    
Bugün Ülkemizde son 30 ile 35 yıldır PKK terörü ile mücadele edilmektedir. Bu mücadele edilirken 40 bini aşkın asker, polis, koruyucu ve sivil insanımız şehit oldu ve buna paralelde terörist öldürüldü. Bunların tamamı Türk vatandaşıydı. Bu insanlar canlarını kayıp ederken bizler birbirine düşman gözle bakmadık. Halk arasında Türk, Kürt diye bir ayrım yapılmadı. Türk’ü, Kürd’ü olsun hepimizin sorumluluk bilinci içinde hareket etme zorunluluğu vardır. 1000 yıldır aynı topraklarda beraber yaşamış bir milletiz. Türkiye 
Cumhuriyeti Devleti’ni birlikte kurmuşuz; bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür diyerek ortak bir millet yarattık. Bütün vatandaşlarımız eşit haklara sahiptir dedik… 
Bu ülke bizim, bu annelerin çığlığı bizimdir. Bu sese kulak vermek gerekir. Bu, her bir insanımızın insanlık görevidir.     
Yazıma Diyarbakırlı büyük Türkolog Ziya Gökalp’ın güzel bir sözü ile son vermek istiyorum: 
“Türk’ü sevmeyen Kürt Kürt değildir; Kürdü sevmeyen Türk’te Türk değildir. 
Ne Mutlu Türk’üm Diyene...

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.