1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Neden Herkes Rektör Olmak İster?
Neden Herkes Rektör Olmak İster?

Neden Herkes Rektör Olmak İster?

Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Öğretim Elemanları Derneği (KAÜ-ÖEDER) Başkanı Prof. Dr. Mükremin Özkan Arslan, KAÜ’de rektörlük sürecini değerlendirdi.

A+A-

Prof. Dr. Arslan’ın işte o değerlendirmesi :

 

Aslında bu soruyu sormama ne gerek var diye hemen soranlar olabilir.

 

Ya da bıyık altından hemen tebessümle gülenlerde çıkabilir.

 

Ya hoca bu soruyu sormaya ne gerek var diye soranlarda. Tabii ki üniversite çevresinde yaşayanlar ve akademik çevre ile irtibatı olanlar aslında bu sorunun cevabını az çok bilirler. Ve herkeste kendine göre bir yorum yapabilir.

 

Aslında benim bu soruyu sormamım nedeni belli. Her ne hikmetse akademisyenliğe başlayan bilim insanları Rektör olmak için mi çalışmalar yaparlar. Tüm dertleri Rektör olmak mı? Elbette hayır.

 

Çünkü biz biliyoruz ki kendini bilim adamlığına adamış nice akademisyenler var.

 

Ancak tüm bunlara rağmen ülkemizde son yıllarda çılgınca artan üniversite sayısı nedeniyle hemen hemen her ay güzel ülkemizin bir köşesinde Rektör seçimleri olmaktadır. Rektör seçimleri olması normal ama görülen oki bu Rektör seçimlerine ilgide çoktur. Her üniversitedeki seçime çok sayıda Rektör adayı olunmaktadır.

 

İşte bu noktada başlıktaki soru aklıma hemen geliyor. Neden herkes Rektör olmak ister? Rektör adayı olan akademisyenlerin söylemlerine bakıldığında şunu görmekteyiz. Üniversiteye şunu yapacağım, öğrenci sayısını şu noktaya çıkaracağım ve hatta bulunduğu ili geliştireceğim………. gibi vaatlerde bulunuyor.

 

Evet bir kurumun başına geçmek ve üniversitesini ileri noktalara ulaştırmak hizmet açısından önemlidir. Ama bir Profesörün sadece Rektör olarak üniversitesine ve ülkeye hatta dünya insanlığına katkı sağlamayacağı açıktır.

 

Çünkü öğretim üyesi, bilim insanı olarak toplum refahına yönelik sürekli araştırmalar yapar ve hizmet edebilir. İllaki Rektör olmak zorunda değildir.

 

O zaman neden bu makam istenmektedir? Sorusuna cevap aranmalıdır.

 

Evet, bu sorunun cevabı açık ve nettir. Rektörlerin korkunç düzeyde yetkileri vardır. Bunlardan sadece birkaçı şudur.

 

Bulunduğu kurumun bütçe harcamalarında tam yetkilidir.

 

Devlet memurluğuna girmenin ne kadar zor olduğu ülkemizde açıktan devlet kadrolarına öğretim elemanı alabilmektedir.

 

Bunlara ilaveten her şeyin iki dudağı arasında olduğu tek kişi olma özelliği bu makamı cazip kılmaktadır.

 

Ayrıca vaatlerini yerine getirmemişse bundan da hesap soran yoktur.

 

Yani Rektörlerin 2547 sayılı YÖK Kanunu çerçevesinde aşırı yetkili olması. İşte bunun için Rektör olmak için aşırı talep olmaktadır.

 

Şayet hesap verebilirlik, merkezi akademisyen alınması olsun sanırım bu kadar talep olmayacaktır.

 

Bu durumda da öğretim üyeleri toplum refahını artırıcı yönde araştırmalar yaparak, bulunduğu yörenin, ülkenin ve hatta dünya insanlığının refahına katkı sağlayacaktır. Bilim adamı için en mutluluk verici konumda budur.

 

Burada şunu da belirtmekte fayda vardır.

 

Gerçekten bulunduğu üniversiteyi bulunduğu coğrafyada en üst düzeye taşımak ve dünyada adından söz ettirmek isteyen Rektör adaylarımızda olabilir ve olmaktadır. Bizim gönlümüzde önceliği bilim ve üretmek olan Rektörlerden yana olmalıdır.

 

Zaten yakın bir gelecekte ülkemiz üniversiteleri de bu noktaya gelmek zorundadır. Bu son temennilerin olması içinde öncelikle üniversitelerde huzur ve sosyal barışın sağlanması ve tüm üniversite çevresinin üretime dâhil edilmesi, maddi sorunların olmamamsı, YÖK Kanununun baştan aşağı yeniden düzenlenmesi gerekir. Son yıllarda artık çok açık bir şekilde kendini belli eden ve üniversitelerde verim kaybı ve huzuru bozan bu Rektörlük seçimlerinin bir an önce ciddi bir şekilde ele alınması ve yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Bu yazım vesilesi ile;

 

Yakın bir zamanda üniversitemiz de de yaşanacak 5. ci Rektörlük seçimi yarışına katılacak (yani 5. defa Rektör aday adaylarının belirleneceği, YÖK’e bildirilecek 6 ismin kim olacağı sözde seçime) meslektaşlarıma başarı dileği ile,

 

“Türkiye Cumhuriyetinin Bir İddiası” olarak 1992’de kurulan Kafkas Üniversitemizi bu süreçte en güçlü çıkarmak arzusu ile,

 

Ayrıca 2010-2011 Eğitim-Öğretim yılının üniversitemiz öğrenci, veli ve çalışanlarına hayırlı olması temennisi ile sevgi ve saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum