
Bilim adına bir şey yapılmıyor
Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen Uluslararası Kafkas Multipl Skleroz (MS) Sempozyumu’nda konuşan KAÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bünyamin Önal,
Türkiye’nin en zeki insanlarının Tıp’a alındığını, İlk 5 bine girenlerinde doktor yapıldığını söyleyerek, bilim adına bir şey yapılamadığını ve bu suçun da bilim politikalarından kaynaklandığını savundu.
NÖROLOJİ İLE TANIŞMAMA KAFAMA ÇEKİÇ YEMEKLE BAŞLADIM
Önal konuşmasına 1991 yılında Nöroloji hocasından kafasına yediği çekiçle başladığını belirterek konuyu şöyle dile getirdi:
“Nöroloji ile ilk tanışmamız bir nöroloji hocasının çekicini kafama yememle oldu. 1991 yılında Tıp Fakültesi 4 ya da 5. sınıftayım nöroloji dersini yeni alıyorduk. Biz kura çekerek sınavlara girerdik. Kimse Musa hocayı çekmek istemezdi. Ben Musa hocayı çekmiştim, sınava girecektim. Ve nörologların kullandığı bir çekiç var. Ve hoca elindeki çekici kafama vurdu, bunu sık sık anlatıyorum. Bugün Anı Harabelerini gezerken başka bir profesör hocamız vardı, Erzurum’dan. Ona sordum dedim ki hocayı tanıyor musunuz? Çünkü aradan 20 yıl geçmiş. Dedi Musa hoca. Dedim tamam çekiçle beraber nörolojiyle tanışmış olduk. Benim ihtisas tezim nöroloji. Şuana kadar tez ile ilgili nöroloji alanında çok tez çalışmalarım oldu.”
NÖROLOJİYLE ÇOK İÇLİ DIŞLIYIZ
Nörolojiyle çok içli dışlı olduklarını belirten Önal, “Hatta MS hastalığı adında da çalışmalarım var. Bizler çocuğu olmayan anne baba gibiyiz. Çocuğumuz olduktan sonra biraz daha sağlam bir aile olacağız. Bütün hazırlıklarımızı, alımlarımızı yapmaktayız. İhale sürecimiz tamamlandı. Temel birimleri kurmak üzereyiz. Başhekimiz de güzel bir haber verdi, 9 yardımcı doçent daha bulundu. Fakülte için güzel haberler var. Ben gazetede de yazılar köşe yazıları yazıyorum. YÖK’ü eleştiren 8 tane yazım var. Bu yazıları dekan olmadan önce yazmıştım. Şimdi suyun bu tarafındayım.” dedi.
HER BAKIMDAN DURUMUMUZ İYİ DEĞİL
Arzulanan düzeyde durumlarının iyi olmadığını da savunan Önal, “Şimdi daha diplomatik ifade etmek zorundayım. Maalesef durumumuz iyi değil. Her bakımdan durumumuz iyi değil. Arzulanan düzeyde durumumuz iyi değil. Türkiye’nin en zeki adamlarını alıyoruz. İlk 5 bine giren kişileri alıp doktor yapıyoruz. Benim kızım bu yıl YGS sınavına girdi. YGS sınavında ilk 5 bine girdi. Ben kızıma harcadığım parayı çok iyi biliyorum. Muhtemelen o da doktor olacak. En zeki adamları alıyoruz. Türkiye’nin kreması bizdedir. Sonra bunlara Tıp Fakültesi okutuyoruz. Sonra da bunlar arasında ki en başarılı olanları alıp 4–5 sene ihtisas yaptırıyoruz. Onları istihdam ediyoruz. Ama bilim adına hiçbir fayda elde edemiyoruz. Bu kadar masraf, emek… Zeki insanlar ama sonuç olarak bir şey yok. Bu herhalde bu zeki olanların bu adamların suçu olmasa gerek.” diye konuştu.
BİLİM POLİTİKALARI DÜZELTİLMELİ
Bilim politikalarının düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Önal, şöyle konuştu:
“Bunlar Tıp Fakültesini bitirmişler, ihtisas yapmışlar, donanım olarak yeterliler ama bilim adına bir şey yapılamıyorsa bu suç bilim politikalarındadır. İnşallah onlarda bu politikalarda düzelecek. Türkiye’nin bilimsel çalışmalara harcadığı para çok fazla rakamlara bakacak olursanız 10–20 kat arttı. Türkiye’de para problemi yok artık. Bilim yapmak isteyenlerin bulacağı bir para kaynağı var. Ama sadece iş parayla bitmiyor. Uzmanlar eğitilmeler içerisinde eğer bilim adamı olmaya yönelik bir eğitim programı kurulmazsa ki ben klinikçilerle çok çalıştım. Klinikçilerin bir dekan olarak değil bir bilim insanı olarak biliyorum çok iyiler. Ama bilim adına bilim becerilerini uygulama adına hiçbir eğitim almadıklarını fark ediyorum.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.