1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Aile Hekimliği'ne Hayır
Aile Hekimliğine Hayır

Aile Hekimliği'ne Hayır

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Kars İl Temsilcisi İnan Ercan, Aile Hekimliği uygulamasını eleştirerek, sağlık hizmeti yap-boz tahtası değildir, Aile Hekimliği'ne ‘HAYIR’, dedi.

A+A-

Ercan, Büro Emekçileri Sendikası’nda yapmış olduğu açıklamasında şunları söyledi :

 

Ülkemizde Aile Hekimliği Uygulamaları’na “5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun”un kabul edilmesiyle ilk pilot il olan Düzce’de 15 Eylül 2005 tarihinde başlanmıştır. Son olarak 25 Mayıs 2010’da “Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği” çıkarılmıştır. Sağlık Bakanlığı yayınladığı genelge ile, aile hekimliğinin 2010 sonuna kadar tüm illerde uygulanacağını, pilot yasanın değişeceğini ve Kars’ta da 9 Ağustos 2010 tarihi, Aile Hekimliği Uygulaması’nın başlatılacağı ilan edildi.

 

Ülkemizde Birinci Basamak koruyucu sağlık hizmetlerini kaldırarak başlatılan bu uygulama, bugüne kadar bir pilot uygulama kanununa ve yönetmeliğe dayandırılarak yürütülmektedir.

 

Temmuz  ayı içinde hekim yerleştirmeleri yapılacağı açıklanarak, bir an önce aile hekimliğini tercih edip-etmeme kararını vermeleri istenmekte; hemşire, ebe, sağlık memuru arkadaşlarımıza da kurbanlık koyun gibi, ya iş güvencesinden, mesleğinden vazgeçip, kendisiyle çalışmayı kabul edecek hekim bularak sözleşme yapmaya ya da Toplum Sağlığı Merkezlerine geçme dayatması yapılmaktadır.

 

Öncelikle belirtmek gerekir ki, aile hekimliği adı altında başlatılan bu uygulama, aile hekimliği değildir. Bireye yönelik bir hekimlik anlayışıdır. Aynı ailenin üyeleri, farklı aile hekimlerine kayıt olmaktadır.

 

Birinci basamak sağlık hizmetleri, toplum sağlığını koruma amacından uzaklaşarak;  bireye yönelik ve tedavi edici sağlık hizmetine dönüştürülmektedir.

 

Ekip  hizmeti olarak verilmesi gereken, birinci basamak koruyucu sağlık hizmetleri terk edilmektedir.  Aile Hekimliği, hekimlerin yıllık sözleşme karşılığı, yaklaşık 3500 kişiye, patronu haline getirildiği, yılık sözleşme ile çalışan  aile sağlığı elemanıyla (hemşire/ebe/sağlık memuru) birlikte, listesine kayıtlı bireylere sunacağı hizmet şeklidir. İhtiyaçlara göre, bireye ve topluma yönelik olarak, kapsayıcı, entegre, koruyucu ve tedavi edici bir sağlık hizmeti yerine; bireye yönelik, kişinin talebi doğrultusunda verilecek bir hizmet anlayışı getirilmektedir.

 

Yıllarca koruyucu sağlık hizmetini başarıyla yürüten,  ancak bilinçli olarak uygulanan politikalarla çökertilen sağlık ocaklarında; düşük maaşla hizmet sunan pratisyen hekimlere, ebe, hemşire ve sağlık memurlarına yıllık sözleşmelerle, 7 gün 24 saat, iş güvencesiz çalışma dayatılmaktadır.

 

Sağlıkta ekip hizmeti anlayışını ortadan kaldırmakta, hekim ebe, hemşire ve sağlık memurlarının patronu haline getirilmektedir. Aile hekiminin kabul etmesi halinde yanında  çalışacak ebe, hemşire ve sağlık memurlarının mesleki kimliği yok sayılarak, aile sağlığı elemanı olarak tanımlanmakta; görevleri sıralandıktan sonra, aile hekiminin verdiği diğer işleri de yapar şeklindeki yasa hükmü ile, mesleğiyle bağdaşmayan her işi yapacak elemanlar haline getirilmekte, angarya çalışma dayatılmaktadır. Kira ve diğer giderleri oldukça fazla olan İstanbul’da çalışacak aile hekimlerine verilecek ücret; giderleri yeterince karşılayamayacağı için, temizlik, sekreterlik vb. hizmetler için işçi çalıştıramayacak olan hekim, bu işleri ebe-hemşire-sağlık memurundan isteyebilecektir.

 

Aile hekimliğini ve aile sağlığı elemanı olmayı kabul etmeyen sağlık emekçilerinin kadroları kaldırılarak, toplum sağlığı merkezlerinde boş kadro varsa orada,  yoksa ihtiyaç bulunan, il dışı dahil olmak üzere herhangi bir kuruma tayin edilerek; 1 yıllık sözleşmeli güvencesiz çalışma  dayatılmaktadır. Yönetmelikte aile sağlığı merkezi için belirlenmiş olan ve oldukça yüklü finansman gerektiren fiziki koşulları, araç ve malzemeleri 1.1.2011 yılına kadar sağlamayan hekimlerle yapılan sözleşmeler feshedilecektir.

 

Kamu hastanelerini sınıflandırmaya başlayan Bakanlık, çıkardığı yönetmelikte; Aile Sağlığı Merkezleri’ni sınıflandırmaktan söz etmektedir. Bunun anlamı, insanlar mali durumuna ve ödediği GSS primine göre SGK tarafından sınıflandırılarak, sınıfına uygun aile hekimini seçmek zorunda kalmasıdır.

 

Tepkileri önlemek için, aile hekimliği Pilot Uygulaması Hakkındaki Kanun tam olarak uygulanmamaktadır. Şöyle ki; bugün yasa hükümlerinin aksine Genel Sağlık Sigortası primi ödemeyen kimseler bu hizmetten yararlandırılmakta, sevk sistemine uyma zorunluluğu uygulanmamaktadır. Hâlbuki yasaya göre, Aile hekimliği hizmeti, sağlık ocaklarındaki gibi ücretsiz değildir. Genel Sağlık Sigortası primi ödemeyen kimseler bu hizmetten yararlanamaz. Ayrıca, aile hekimi muayenesinden sonra sevk edilmeyen hasta bir üst sağlık kurumuna gidemez, giderse tüm sağlık giderlerini kendisi karşılamak zorundadır. Aile hekimi, hastasının %15’inden fazlasını sevk ederse, hasta başına, alacağı ücretten kesinti yapılması söz konusudur. Bu nedenle, gerektiği halde hastalarını sevk etmeme baskısı altında kalacaktır.

 

Asıl sorunlar, Aile Hekimliği kanunun gerçek anlamda uygulanmasıyla ortaya çıkacak, GSS primi ödemeyenlerin hizmet alamaması ve sevk zinciri zorunluluğu başladığında, sağlık ortamında tam bir kaos yaşanacak ve halkın büyük bölümü sağlık hizmeti alamaz hale gelecektir.

 

Kısacası,  Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bir parçası olan Aile Hekimliği uygulaması, 1. Basamak Koruyucu Sağlık Hizmetlerinin tümüyle paralı hale getirildiği, halkın hizmete ulaşmasının zorlaştığı; çalışanların güvencesiz çalıştırıldığı, sağlıkta ekip hizmetinin ortadan kalktığı bir uygulamadır ve bu durum,  sağlık hizmetlerini içinden çıkılamaz hale getirecektir.

 

 Sağlık Bakanlığı, bugüne kadar yapılan uygulamaların toplum sağlığına olumlu ve olumsuz etkilerini kamuoyu ile paylaşmamıştır. Nitekim 1 Temmuz–1 Eylül 2009 tarihleri arasında başka illerde gerçekleştirilmemesine karşın; yalnızca aile hekimliği pilot uygulaması yapılan 33 ilde, 18–35 yaş arası kadınlara kızamıkçık aşısı yapılmıştır.  Bu aşılamanın, miadı  çok kısa zamanda dolacak aşılarla yapıldığı ve aşı yapılan kadınlardan gebe olanların kürtaj yaptırmak zorunda kaldıkları, SES İzmir Şubesi tarafından  kamuoyu ile paylaşılmıştır.

 

KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Kars İl Temsilciliği 2007 yılında da Türk Tabipler Birliği ve KAÜ Tıp Fakültesinden hocaların katılımı ile ‘Aile Hekimliği ve SSGSS Yasası başlıklı panelle AKP Hükümetinin saldırı yasalarını başta sağlık çalışanları olmak üzere Kars halkı ile de paylaşmıştık. Bir kez daha BES olarak, Sağlık Bakanlığı’nı uyarıyor; esasen bir özelleştirme programı olan sağlıkta dönüşüm programını ve aile hekimliği uygulamasını durdurmaya; sağlık çalışanlarını paniğe sürükleyip, bir an önce tercih yapma dayatması ile karşı karşıya bırakmaktan vazgeçmeye; bugüne kadar yürütülen politikaların sonuçlarını, Sağlık Meslek örgütleri ile değerlendirerek kamuoyuna açıklamaya davet ediyoruz.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.