
Settar Kaya, Aydın'dan taraf
MHP'nin mevcut MYK üyelerinden Settar Kaya 4 Kasım'daki desteğinin Koray Aydın'dan yana olduğunu açıkladı.
Settar Kaya Koray Aydın'a desteğini şu ifadelerle açıkladı:
4 Kasım kongresinde oyumu, “Yarabbi, Türk Milleti için hayırlara vesile eyle” diyerek; Çizgisinde kırıklık olmayan, partinin her kademesinde görev yapmış, Başbuğun rahle-i tedrisinden geçmiş, devleti tanıyan, başarılı bakanlığı ile merhum Gün SAZAK gibi Türk idare tarihine damgasını vurmuş, Sayın Koray AYDIN’a vereceğim.
Yaptığı açıklamada Bahçeli'ye saygı duyduğunu, MHP'ye katkılarının da olduğunu belirten MHP'li Kaya ancak artık değişim zamanının geldiğini belirtti:
Bir MYK üyesi olarak, yaşadıklarım ve gördüklerimden sonra şuna emin oldum ki, bu yönetim anlayışıyla 100 seçim de geçse MHP başarılı olamayacaktır.
BİR MESAJLA BİNLERCE ÜLKÜCÜ KORAY AYDIN'A KOŞTU!
Koray aydın'ın 1 Eylül'deki adaylık açıklamasındaki coşkuyu ve kalabalığı ise Kaya şöyle ifade etti:
Bir tek telefon mesajıyla binlerce ülkücü, Ankara’ya Koray beyin adaylık açıklamasına koşuyorsa, bunun bir anlamı olsa gerek.
Mevcut MHP MYK üyesi Settar Kaya'nın açıklamasının önemine bir not düşmek istiyoruz:
Üst kurul delegesi olmayan isimlere yaptırılan "tam destek açıklamaları"nı artık Ülkücüler yemiyor. Büyük Kurultay'da doğal delege olan MYK üyesi Settar Kaya'nın açıklamasının önemi buradan kaynaklanıyor.
Settar Kaya'nın açıklamsı şu şekilde:
Sayın Genel başkanımız Dr. Devlet BAHÇELİ’nin 1997 yılında genel başkanlığa adaylığını açıkladığı ilk günden beri yanında yer almış; girdiği her kongrede kendisini desteklemiş, aldığı her kararın arkasında durmuş bir ülkücüyüm.
Bu tercihimden dolayı asla pişman değilim. Zira Sayın BAHÇELİ’nin Milliyetçi harekete ve Türk siyasi hayatına önemli katkıları olduğuna yürekten inanmaktayım.
Ancak görünen şu ki; gelinen noktada ne bizim desteğimizin, ne de mevcut yönetimin devam etmesinin bir anlamı kalmamıştır.
1999 seçimlerinden sonra girdiğimiz her seçim, beklentilerimizi boşa çıkararak, hepimizi hüsrana uğratarak, emeğimizi zayi ederek sonuçlanıyor.
Bu böyle sürüp gidemez. Bunda ısrar etmek, ülkeye olduğu kadar, bu ülkeyi karşılıksız seven ülkücülere de haksızlıktır.
Son yıllarda bulunduğumuz her ortamda, MHP yönetimini eleştirenlere cevap vermekten bıkmış usanmış durumdayız.
Ülkücülerin bu noktaya gelmesinin sebebi boşuna mıdır?
Bu sorunun cevabı partinin mevcut durumuna bakılarak anlaşılabilir.
Hareketlilik, canlılık, diriliş ve değişim için müthiş bir beklenti vardır. Bizler de, bu beklentiye cevap vermek gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız.
Bir tek telefon mesajıyla binlerce ülkücü, Ankara’ya Koray beyin adaylık açıklamasına koşuyorsa, bunun bir anlamı olsa gerek.
Bir MYK üyesi olarak, yaşadıklarım ve gördüklerimden sonra şuna emin oldum ki, bu yönetim anlayışıyla 100 seçim de geçse MHP başarılı olamayacaktır.
Gerek parti görevi, gerekse özel nedenlerle gittiğim her il’de hareketin bir önceki yıla göre daha cılız, daha gerilemiş ve daha da heyecanını kaybetmiş olduğunu üzülerek müşahede etmekteyim.
İl ve İlçe teşkilatları kaderine terk edilmiştir.
Kendi yaşadığım il’den bir örnek vermek gerekirse; 2011 seçiminde Partimiz Kars’ta şok bir yenilgi yaşamıştır. Seçimlerin üzerinden ise yaklaşık 16 ay geçmiştir.
Geçen 16 ay boyunca genel merkezden bir tek kişi bile, Kars’a bir durum değerlendirmesi yapmak için gönderilmemiştir.
İl, ilçe yönetimleri, belediye ve il genel meclis üyelerinin bir araya getirilerek istişare yapmalarına gerek bile duyulmamıştır.
Neden sonra, genel kongreye bir ay kala Erzurum da bölge istişare toplantısı yapılmıştır. Bu toplantının amacının da genel başkana destek açıklamaları yaptırmak olduğu hepimizin malumudur.
Bu demektir ki, genel merkez yönetimini ilgilendiren “bir kongreyi daha kazanabilmektir” MHP’nin kalesi olarak bilinen iller gün geçtikçe erimekte kimin umurunda?
İller hakkında verilen kararlar, Ankara’da oturan ve her gün genel merkeze uğrama imkânına sahip birtakım kimselerin, Teşkilat başkanı ile kurdukları ahbap-çavuş ilişkisi sonucu, onların verdiği bilgilere göre alınmaktadır. Parti el yordamıyla yönetilmektedir.
Genel merkezde yetki elde edenlerin birçoğu, halkta karşılığı olan ülkücüleri yok etme mekanizması gibi çalışmaktadırlar.
Bu insanlar; genel başkanı ülkücüye, ülkücüyü de genel başkana küstürmek için harcadıkları enerjiyi parti faaliyetlerine harcamış olsalardı, biz tek başına iktidar olurduk.
MHP bu haliyle;
Milletvekilleri her hafta seçim bölgelerinde olan, her ay İl istişare toplantıları yapan, raporlar tutan, sahada halkla iç içe, sorunları takip eden, çözümler geliştiren partilerle baş edebilir mi?
İşte bu ve benzeri nedenlerle;
4 Kasım kongresinde oyumu, “Yarabbi, Türk Milleti için hayırlara vesile eyle” diyerek;
Çizgisinde kırıklık olmayan, partinin her kademesinde görev yapmış, Başbuğun rahle-i tedrisinden geçmiş, devleti tanıyan, başarılı bakanlığı ile merhum Gün SAZAK gibi Türk idare tarihine damgasını vurmuş, Sayın Koray AYDIN’a vereceğim.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.