Ülkemizde tarım ve sanayi entegrasyonunun en güzel örneklerinden biri olan pancar tarımı ve şeker sanayii,geçmişten günümüze kalkınma yolunda sağladığı çok yönlü katkısıyla stratejik konumunu bugünde halen korumaktadır. Türk şeker sektörü,yalnız şeker  üretmek için hammadde kullanmakla kalmayıp yarattığı istihdam ve yan sektörlere sağlaığı  önemli katkılarla da tarım sektörümüz içerisinde en fazla çiftçi geliri sağlamaktadır.

Şeker sanayi ve pancar tarımının ülke ekonomisine katkıları incelendiğinde;tarım,hayvancılık,taşımacılık,kimya,ilaç,alkol yem ve maya sektörleri ile geniş değer yaratmakta olup taşımacılık sektörüne 25 milyon ton hacmi sağlamakta ve ve kapsamlı olarak bir bütün halinde ele alınmalıdır. Bu yolla  yılda yaklaşık 3milyar dolar katma bir çok alanda dışa bağımlılığın  önüne geçmektedir. Doğrudan ve dolaylı olarak ilişkilendirilen 10 milyon insanımıza iş ve ekmek olanağı sağlayan şeker sektörü,ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişimi bakımından karşılaştırılmalı üstünlüğe sahiptir. Ayrıca geleceğin yakıtı olarak tanımlanan  biyoetonel üretimde de şeker pancarı en verimli hammadde olarak ilk sırada gelmektedir.

Bir dekar şeker pancarı tarımı,80 saati tarımda 13 saati sanayide olmak üzere toplam 93  saat tam istihdam yaratılmaktadır. Bu rakam buğday , 3 saat/dekar mısır tarımında ise 12 saat/dekardır.

Türkiye, dar kıyı şeridimiz hariç olmak üzere tüm bölgelerimizde yapılabilen pancar tarımı,tarımın ana itici gücünü oluşturmakta,sulu ziraatın ve münavebeli tarımın yaygınlaşmasını sağlamakta   hayvancılığı geliştirmektedir. Ayrıca gübre tarımsal ilaç gibi tarımsal girdiler ve taşımacılık  gibi yan sektörlere en fazla katkı sağlayan sektördür. Şeker pancarı eşdeğer büyüklükteki bir orman arazisine göre 3 kat daha fazla oksijen üretmekte dolayısıyla çevre açısından da son  derece büyük bir önem arz etmektedir.

Üretim ve sosyal amaçla kurulan Cumhuriyet tarihi ile yaşıt şeker fabrikamız,2000 yılından bu yana ısrarla özelleştirilmek istenmektedir.

Türkşeker’in olası özelleştirilmesi durumunda ülkemizde büyük kayıplar yaşanacaktır. Sendikamız Şeker-iş yıllardır Şeker Sanayideki özelleştirmenin sonucunda ülkemizi geri dönüşü olmayan  sürece girmeden önce, olası sonuçlara yaşanabilecek kayıplara dün olduğu gibi bugünde dikkat çekmeye ve anlatmaya devam etmektedir.

Kars Şeker Fabrikamız kurulduğu gün itibarıyla üretimde sosyal amaç güdülmüştür. Kuruluş maksadı önlenemez göçün önüne geçmek ve terörü önleminde bölge olarak Doğu ve Güneydoğuya büyük istihdamlar sağlamaktadır. Fabrikaların kurulduğu her ilde Kars Şeker Fabrikası örneğinde olduğu gibi şehrin gelişmesine çok büyük katkı sağlamaktadır. Bölgemiz itibarıyla tarımın ve hayvancılığın büyük bir sektör olduğu bölgemizde Şeker Fabrikamız tarım ve hayvancılığın kalbi konumundadır.

Karsımızın kamu kuruluşu statüsünde ki tek sanayi kuruluşudur. Çalıştırdığı personel sayısı olarak en çok istihdam yapılan kuruluştur. Bu sene özellikle Kars, Ağrı, Alpul’lu ve Çarşamba Şeker Fabrikaları üretimi durdurularak kampanya yapılması engellenmiştir. Başta çalışanlarımız olmak üzere tüm çiftçi kardeşlerimiz Karsımızın esnafları ve nakliyecilerimiz mağdur kalmıştır. Bu mağduriyetin giderile bilmesi için öncelikle iktidar millet vekillerimiz ve diğer parti millet vekilleri, vali ve belediye başkanlarımız, sivil toplum örgütleri, dernekler, odalar tüm siyasi partiler başta olmak üzere yöremiz de pancar tarımının önemi ve stratejisinin birlikteliğinin sağlanması lazım. En büyük sıkıntı olan pancar ekim alanlarının arttırılması ve teşvik edilmesi gerekmektedir. Özellikle geçmiş yıllarda olduğu gibi Doğu ve Güneydoğu illerine pancar priminin tekrar verilmesi gerekmektedir. Pancar sulama birliğinin özel işletmelerden alınarak DSİ ve Belediye bünyesine geçirilmesi çiftçiye ucuz sulamanın önünün açılması gerekmektedir. Ayrıca Çam çavuş Barajının sulama kanallarıyla birlikte bitirilerek halkın hizmetine açılması gerekmektedir.  Özellikle yöremize verilen desteklemelerin şeker pancarı ve üreticilerine de verilmesi gerekmektedir. Bu tedbirler alındığı zaman hem fabrikamız hem de çiftçimizin tüm mağduriyetleri ortadan kalkacaktır. Fabrikalarımız rantabıl bir şekilde çalışarak üretimine devam edecektir.”