“Bunlar tohum taşıyan hayvanlardır. Ormanların yaygınlaşması bu hayvanların elinde. Bizde bunları koruyarak kendi ormanlarımızı korumuş olacağız.” dedi.

Doğu Anadolu Bölgesi’nde son zamanlarda gündeme gelen ayı saldırıları ve buna bağlı ölümlerin olması ardından da Kars’ta bugün bir boz ayının ateşli silahla öldürülmesi üzerine gözler ayılara ve ormanlara çevrildi.

Çoban, Sarıkamış’ta boz ayının öldürülmesiyle ilgili olarak, “Sarıkamış’taki yaban hayatı izleme çalışmamızın başında arazideyken Sarıkamış’tan yereldeki bir arkadaşımızdan bir tane fon geldi ve Sarıkamış çöplüğünde kurşunla, silahla vurulmuş bir ayı olduğunu bize bildirdi. Bizde Doğa Korunma Şube Müdürlümüze haber verdik. Kaymakamlığa da haber vererek olay yerine intikal ettik. Gittiğimizde yaklaşık 15 ve 20 yaş arasında 250-300 kilo arasında olan bir erkek boz ayı ile karşılaştık. İki yerinde kurşun izi vardı. Muhtemelen çöplükten vurulmuş ve çöplükten orman kenarına kadar sürülerek gelmiş. Orada maalesef hayatını kaybetmişti.” dedi.

EKOLOJİK TUZAK

Sarıkamış’taki çöplüğün hayvanlar için ne kadar iyi görünse de aslında ekolojik bir tuzak olduğunu ifade eden Çoban, “Bunun olmaması gerekir. Ne kadar çok besin olursa hayvanlar o kadar çok o alana gelmeye başlıyor. İnsanlar da onları görmek için alana gidiyorlar. Biz böyle bir şeyin olabileceğini yaklaşık üç senedir söylüyoruz. Burada farklı önlemlerin alınabileceğini söylüyoruz. Fakat sesimizi yeterince duyuramadık sanırım. Bu bir son olur umarım. Sarıkamış Belediyesi, Sarıkamış Kaymakamlığı, Kars Valiliği ile birlikte Sarıkamış’taki bu çöplüğün daha modern bir hale gelmesini, insanlardan daha izole bir hale gelmesini umarız sağlayabiliriz.” diye konuştu.

AYILARIN YAŞAM ALANLARI KÜÇÜLÜYOR

Son günlerdeki ayı saldırılarının medyada söylendiği gibi boyutta olmadığını da savunan Çoban, “Aslında ayıların sayısının arttığını bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var, ayıların yaşam alanları küçülüyor. Yaşama alanları küçüldükçe de ayılar insanlarla daha fazla kendilerini göstermeye ve daha fazla çatışmaya başlıyorlar. Bunun için Türkiye’de bulunan koruma bölgelerinin daha büyük sınırlara ihtiyacı var. Daha büyük alanlara ihtiyacı var. Sadece ayılar değil, bütün yaban hayvanları bu alan içinde daha rahat bir şekilde dolaşıp insanlarla daha az etkileşime girecektir.” şeklinde konuştu.

AYIYLA KARŞILAŞINCA NE YAPILMALI?

Çoban, bir insanın ayı ile karşılaşması halinde ne yapması gerektiği konusunda da, “Bir insan ayı gördüğü zaman kendini ondan büyük göstermek için ellerini açıp kollarını sallayarak ve zıplayarak, ses çıkartarak ayının geldiği yerin ters yöne doğru yavaş yavaş hareket etmesi aslında bir saldırıyı önlemek için yeterli. Ama dikkat etmemiz gereken şey, ayılar durup dururken hiçbir zaman insanlara saldırmazlar. Elimizdeki veriler bunu gösteriyor. Mutlaka insan tarafından bir sıkıştırma, bir kışkırtma yapılıyor ayı ondan sonra saldırıyor. En çok saldıracakları zaman aslında, bu zamanlarda daha çok besin arıyorlar. Daha fazla alanlara girip daha fazla alanda besleniyorlar. İlkbahar aylarında özellikle dişi ayıların yavrularıyla birlikte oldukları zamanlarda, doğal hayatın içinde çalışan, doğal hayatın içinde gezintiye çıkmış insanlar mutlaka kendilerini daha tedbirli daha korunaklı yerleri seçmeleri, yaban hayvanlarının gitmedikleri yerleri önceden çevre müdürlükleriyle iletişime geçip, öğrenip oralara gitmeleri onların güvenliği için daha iyi olacaktır.” dedi.

SARIKAMIŞ’TA DÖRT YILDA İKİ AYI ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ

Çoban, Sarıkamış’ta dört yılda iki ayı ölümü gerçekleştiğini belirterek, şunları söyledi:

“Şu anda Sarıkamış’ta bildiğimiz tren çarpmasıyla kaybettiğimiz bir ayı vardı. Bir de şu anda vurularak öldürülmüş bir ayı var. Şu anda dört yıl içinde iki ayıyı kaybetmiş durumdayız. Bu ayıya baktığımız zaman, 15 yaşında bir ayı ve 15 yıldır yaşamına Sarıkamış ormanları içerisinde sürdürebiliyor. Bugüne kadar sürdürebilmiş. Kendi nedenlerinden dolayı değil, yine insan faktörüyle öldürülmüştür. Bu, çok üzücü bir olaydır. Bunun olmaması için de elimizden geleni yapmamız gerekiyor ki, Ormanlığın sürdürebilirliği bu hayvanlara bağlı. Bunlar tohum taşıyan hayvanlar. Ormanların yaygınlaşması bu hayvanların elinde. Bizde bunları koruyarak kendi ormanlarımızı korumuş olacağız aslında.”