1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Mehmet Uçum Habertürk’te
Mehmet Uçum Habertürk’te

Mehmet Uçum Habertürk’te

AK Parti Kars Milletvekili Adayı Mehmet Uçum Habertürk’ün canlı yayın konuğu oldu...

A+A-

AK Parti Kars adayı Mehmet Uçum aday listesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu

Akil İnsanlar heyetinde bulunan AK Parti Kars adayı Mehmet Uçum, Habertürk TV’nin konuğu oldu. Partisinin aday listesine ilişkin, “Yama gibi bir araya getirilmiş değil ortak irade etrafında uyuşmuş insanlardır” dedi.

Çözüm süreci kapsamında oluşturulan ‘Akil İnsanlar Heyetinde’ bulunan Mehmet Uçum, AK Parti’den Kars’ta birinci sırada milletvekili adayı oldu. Habertürk TV’nin konuğu olan Uçum, aday listesinden Kars’taki projelerine çözüm sürecine birçok konuda özel değerlendirmelerde bulundu.

Uçum, konuşmasında özetle şunları söyledi:

- Türkiye’nin 2. kuruluş sürecinde merkez parti Ak Parti’dir.

- Halkın Cumhurbaşkanını seçmesinden sonra makro siyasetin merkezi Cumhurbaşkanlığına kaymıştır. Cumhurbaşkanı ve başbakan arasında siyasi işbirliği var.

‘YAMA GİBİ BİR ARAYA GETİRİLMİŞ DEĞİL’

- (Parti tabanı listeyi nasıl karşıladı? sorusu karşısında) Listenin yapısına bakınca ikinci kuruluş meselesinde çok önemli özellikler içeriyor. AK Parti’nin taşıdığı çevreler net bir şekilde demokrasi koalisyonudur. Bunlar yama gibi bir araya getirilmiş değil ortak irade etrafında uyuşmuş insanlardır.

‘ÇÖZÜM SÜRECİ YERLİDİR’

- (Çözüm süreci) Çözüm süreci devamlılık içeren bir süreçtir. Bazen görünür hale gelir, bazen de arka planda devam eder. Çözüm süreci partiler üstüdür makro siyaset konusudur parti siyaseti konusu değildir. Bu tamamen yerli bir süreçtir. Gelinen nokta da son derece optimim bir noktadır. Üçüncü göz dayatmasına karşın nötrt takip yapısı oluşabilirse bunlar tartışılabilir. Çözüm Türkiye’de toplumsal iradenin desteklediği bir süreçtir.

‘KARS’IN İHTİYAÇLARI TÜRKİYE’NİNKİYLE ÖRTÜŞÜYOR’

- (Kars’ın hangi sorunlarını gündeme getireceksiniz?) Kars’ın yerelinden kaynaklanan taleplerle ülkesel talepleri telafi ederek dengeleyerek bir yaklaşım geliştireceğiz. İşsizlik oranı daha yüksek olabilir, iktisadi değerlerin paylaşımı açısından Kars daha az pay almış olebilir. Kente kavşak şehir unvanı kazandırılabilir. Ama açık olan bir şey var birlikte yaşamanın hukukunu istiyorlar. Değer paylaşımında eşitlik istiyorlar. Kars’ın talep ve ihtiyaçları Türkiye’nin talep ve ihtiyaçlarıyla örtüşüyor.

UÇUM ŞUNLARI SÖYLEDİ:

Mehmet Uçum’un Habertürk televizyonundaki canlı yayın konuşmasında verdiği mesajları Kafkas Haber Ajansı olarak deşifre yaparak siz kamuoyunun dikkatlerine sunuyoruz:

İşte o konuşma: Benim kişisel pratiğim hep siyasetin içerisinde geçen bir pratiktir. Ben geniş anlamda hep siyasetin içerisindeydim. 28 yıldır serbest avukat olarak çalışıyorum. Parti siyasetinin neden tercih ettiniz diye sorduğunuzda karşılıklı irade uyuşmaları söz konusu oldu. Bir yönelim yaklaşım oldu. Biz o yaklaşımı değerlendirdik. Bir sorumluluk olarak gördük. Çünkü şunu düşünüyorum Türkiye de parti siyaseti içerisine girmek ağır bir iş ama bu sorumluluğu almadan da sürece ve etkiye katkı yapmak çok mümkün olmuyor. Elbette ki dışarıdan da etki etme şansları var onları da her zaman kullanmaya çalıştık. Fakat önümüzde ki 2015 süreci Türkiye’nin inşasında çok önemli bir rol oynayacak.

Neden dediğimiz zaman çünkü bu yeni Türkiye dediğimiz zaman yeni bir anayasayla hukuk reformu süreci olacak. Çözüm süreci ancak öyle bir hukuk reformu süreciyle anlam kazanacak. Dediğim gibi karşılıklı bir irade uyuşması var ama ben Ak Parti’yi Türkiye’nin geleceğine yönelik 2. kaynak partisi olarak görüyorum. Cumhuriyetin ilk kuruluşu CHP tarafından yapılmıştır. CHP kurucu partidir ve cumhuriyetin kurulmasından sonra Türkiye’nin siyasi yelpazesi CHP’den çıkan siyasi yaklaşımlarla doldurulmuştur. Uzunca süre hem merkezi hem sağı ve solu CHP’den gelmiş siyasi yaklaşımlar belirlemiştir.

CHP bu yanıyla misyonunu artık tamamlamıştır. Türkiye’nin 2. kuruluşunda da ikinci merkez siyasi parti Ak Parti’dir. Ve ak parti bu ikinci kuruluşu kapsayıcı bir millet üzerinden yürüteceği için bir tür demokrasi koalisyonudur. AK Parti içerisinde gerçekten önceliği demokrat olmak ve demokrasiye inanmak üzerinden bir araya gelinmiş Türkiye’nin ikinci kuruluşun da gerçek anlamda çoğulcu, kalıcı kurumları ve kurallarıyla etkili demokrasiyi kuracak bir yapı oluşmuştur.

Dolayısıyla bu yapı sadece bir parti olarak varlığını sürdürmeyecek; Türkiye’nin geleceğinin siyasi yelpazesini oluşturacak eğilimleri de kendi bünyesinde yetiştirecektir. O yanıyla son derece önemli bir partidir. Ak parti gerçekten demokratik bir halk hareketini temsil ediyor. o yanıyla burada bir görev almak bir sorumluluk üstlenmek Türkiye de gecikmiş olan demokratik devrim kuralına bir katkıda bulunmak amacına gelecek. Dolayısıyla tetikleyici bir demokratik devrim sürecidir. Ak partinin bu yürüyüşünde ufakta olsa bir katkı vermek için bu sorumluluğu üstlendik. Ben birincisi şunun altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum. Türkiye de sayın cumhurbaşkanıyla ve sayın başbakanla arasında ki ilişki bana göre doğru analiz edilmiyor. Çerçeveler yerli yerine oturtulmuyor. Cumhurbaşkanlık pozisyonunun halk tarafından belirlenmesi en sonunda halkın cumhurbaşkanını seçmesinden sonra Türkiye de makro siyasetin merkezi cumhurbaşkanlık pozisyonuna kaymıştır. Çünkü halk tarafından belirlenen cumhurbaşkanları sadece iyi bir resepsiyon yapması yada yapması gereken bir görevle sınırlayamazsınız.

Çünkü Türkiye de halk o pozisyona gerçekten de kendi talepleri ve istekleri üzerinden siyaset yapmak üzere insan gönderir. Çünkü Türkiye de halk tarafından cumhurbaşkanı seçilmesi meselesi halkın devlete o pozisyonda da demokratik siyaset anlamında el koyuşudur bunu kabullenmek lazım. Bu arada parlamentodan çıkan parlamentoya güçlüğüne dayanan bir cumhurbaşkanlıkta vardır. Cumhurbaşkanı ve başbakan arasında ki ilişki hiyerarşik bir ilişki değildir. Bir örgütsel ilişkide değildir tamamen bir siyasi ilişkidir. Bu iş birliği Türkiye’nin demokratikleşmesi üzerinden yürüyen bir siyasi ilişki.

Bu yanıyla baktığınızda cumhurbaşkanıyla başbakan arasında ki ilişki siyasi anlamda aynı doğrultuda olduktan sonra aralarında bir sorun çıkması mümkün değildir. Bu tamamen siyasi doğrultuyla alakalı bir iştir. Genel başkan genel başkan kaydı gibi bir ayrım yok burada. Sayın cumhurbaşkanı anayasa için zaten vesayeti düzenlemeler var onları da kısmen kullanılıyor. Türkiye siyasi anlamda iddialı ama hukuki anlamda bu adımları güvenceyi sağlamadı. Bu çerçevede üzerinde çok büyük sorumluluk var. Türkiye’nin geleceğini belirleyecek unsurlar bunlar. Cumhurbaşkanı da makro siyaset anlamında aktif olacaklardır. Bu yanıyla da o siyasi yanıyla, siyasi birliğe uygun olarak bir meclis görüntüsünün ortaya çıkması bir parlemento çoğunluğunun ortaya çıkması konusunda bir takım yaklaşımlarda olabilir.

Çok yoğun gözlemlerim yok dün saat beşte açıklandı biliyorsunuz listenin yapısına baktığınızda Ak Partinin listesi gerçekten o ikinci kuruluş, ikinci inşa Türkiye’nin ve cumhuriyeti demokratik cumhuriyete dönüştürme meselesinde çok önemli yere sahip. Ak Partinin işi hem zor hem kolay. Partinin işi zor mecliste güçlü bir çoğunluğa ihtiyacı var. Çünkü hem hukuki hem siyasi meşruiyeti sağlaması lazım yeni anayasal süreci başlatabilmesi için. Ak Partinin işi aynı zamanda çok kolay çünkü ak parti halka dayalı siyaset yapan halkın ihtiyaçları üzerinden siyaset yapan en etkili parti.

Dolayısıyla toplumsal irade esaslı siyaset yaptığı için yeni anayasa ve yeni sistemi de halkın talepleri ve ihtiyaçları üzerinden kuracağı için bu zorlukla bu kolaylığı o noktada dengeleyip uygun pratik üretebilir. Zaten baktığınızda da o çeşitliliği görebiliyorsunuz. Emin olun bu 215 parlamentosuna ak partinin taşıdığı çevreler çok net bir biçimde bir demokrasi koalisyonudur. Her çevreden, her dilden, her inançtan, her eğilimden insanlar var. ve bunlar yama gibi bir araya getirilmiş insanlar değil. Bunlar ortak bir irade etrafında ortak bir siyasi görüş etrafında uyuşma sağlamış insanlardır. O yanıyla ak parti o zoru kolaylığa çevirmiştir ilk adım olarak ve bu başarılı dengeyi tutturarak. Öncelikle şunu belirtelim çözüm süreci devamlı ola bir süreçtir yani aktüel gündem değiştiği için askıya alınan aktüel gündeme göre tekrar devreye sokulan bir süreç değildir.

Devamlılığı vardır bazen kamuoyuna çıkar görünür hale gelir bazen tartışılır hale gelir bazen de arka planda devam eder. Çünkü çözüm süreci başka planlanan bir süreç olamaz. Çözüm süreci aslında bu Türkiye’yi yeniden inşa işiyle doğrudan bağlantılıdır. O yönden baktığımızda Türkiye de çözüm süreci sadece bir bölgeye, sadece bir etnik kimliğe sadece bir kültür taşlarımıza ait bir süreç değil. Çözüm süreci bütün Türkiye2ye ait bütün kimliklerimize ait aslında bizim kalıcı, çoğulcu, şeffaf hesap veren bir siyasal toplum ve devlet kurma sürecimizin en önemli boyutlarından birisidir. Bu yüzden çözüm süreci aktüel gündeme konu edilecek bir gündem de değildir. Unutmayın çözüm süreci partiler üstü bir süreçtir. Herkesin buna böyle yaklaşması gerekir. Bir makro siyaset konusudur. O bir parti siyaseti konusu değildir. Çözüm süreci tamamen yerli bir süreçtir bunu dikkate almak lazım. Türkiye uluslar arası çıkar gruplarının ruhsat sermaye gruplarının, uluslar arası güç gruplarının çok fazla hesabı olan bir bölgede bu süreci yürütmeye çalışıyor. Gelinen nokta son derece optimum bir noktadır. Türkiye de artık ek meşru siyaset demokratik siyasettir.

Yani hiç kimse etnik bir sorunu ya da kimlik sorununu ya da sosyal adalet sorununu gerekçe göstererek demokratik meşruiyeti olmayan yöntemlerle demokratik siyaset dışı yöntemlerle ister sokak terörü diyin, ister farklı terör diyin ister şiddet eğilimi diyin farklı yöntemlerle siyaset yapamaz. Dolayısıyla biz bu noktaya geldik. yerli dinamiklerle  birlikte yürümesi insiyatifin bizde ve Türkiye de olması son derece önemli. Bu yönüyle meseleist tarafın yani muhatap öznenin kendi meselesi olmaktan çıkarması lazım.

Eğer muhatap öznesi meseleyi bir adım olarak kullanırsa bir taktik yönü olarak kullanırsa buna devletin içerisinde ki demokratik yapının karşı çıkması son derece önemlidir. ama izleme hayati bir uluslar arası 3. göz dayatmasına karşı bizim işlerimizle ilgili dinamik düşüncelerimiz sonunda çıkaracağımız bir tür nötr takip sivil yapısı olabilirse bu tartışılabilir bir şeydir. Bunlar ihtimal dışı konular değildir yeniden gündeme gelecek olan konulardır. Arka planda ki görüşmelerin esasına bağlıdır. Yani seçime kadar düşük yoğunluklu yürüyebilir bu görüşmeler. Belki seçimden önce bu konuda bir tutum alınması gerekebilir. Bu ihtiyaçlar çerçevesinde belirlenecek bir durumdur.

Atılır ya da atılmaz diye kesin bir kanaat belirtmemek gerekir. Çözüm süreci Türkiye de toplumun desteklediği bir süreçtir. Topluma karşı bir süreci hiçbir siyasetçi, kurum veya kural bu saatten sonra sekteye uğratamaz geriye çeviremez. İhtiyaçlar ve taleplerle Karsın yenilenmesini de etkileyen ülkesel ihtiyaç ve talepleri telafi ederek bir arada tutarak dengeleyerek bir yaklaşım geliştireceğiz elbette. O yönde baktığımızda ülkede ki bazı sorunlar Kars özelinde çok daha yüksek seviyeli yaşanabilir. İşsizlik ortalama %9,5-10 arasındaysa Karsta bu oran daha yüksek olabilir.

İktisadi değerlerin dağılımı açısından Kars daha az pay almış olabilir. Karsta müthiş bir zenginlik var kültürleri açısından, kimlikleri açısından Kars bir kavimler kavşağıdır. Bu yanıyla Karsın bu kültürel zenginliğinin, kimliksel çeşitliliğinin değerlendirebilecek yatırımlar az yapılmış olabilir.

Kars aynı zamanda bir sınır şehridir. Son derece önemli bir noktadadır. Bu yanıyla gerçekten Karsa gelişerek bir kavşak şehir unvanı verilebilir. Son derece önemli bir enerji yatırımının merkezinde yer alması onun gelecekte Kars üzerinde yaratacağı etkiler üzerinde şimdiden bir takım plan ve programlar yapılabilir. Ama açık olan bir şey var Karslıda Karsta olan bütün kimliklerde esas itibariyle birlikte yaşamanın hukukunu istiyorlar. Ve birlikte yaşarken bu değer paylaşımında eşitlik ve adalet istiyorlar. Bunlar tabi ki somutlanabilir ve özelleştirilebilir. Ama inanın Kars’ın ihtiyaç ve talepleri Türkiye’nin ihtiyaç ve talepleriyle paralel, son derece uyumlu ve inanıyorum ki Kars bu sürece son derece önemli şeyler katacak. 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.