1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. KAÜ'den "Kerbela" Paneli
KAÜden Kerbela Paneli

KAÜ'den "Kerbela" Paneli

Kafkas Üniversitesi Ehlibeyt Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından Kars Halk Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonu’nda “Farklı Yönleri İle Kerbela Hadisesi” konulu panel düzenlendi.

A+A-

Kafkas Üniversitesi Ehlibeyt Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından Kars Halk Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonu’nda “Farklı Yönleri İle Kerbela Hadisesi” konulu panel düzenlendi.

Düzenlenen panele  ; Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan, Ehlibeyt Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ötüken Senger, Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ruhettin Yazoğlu, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin Seymen, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Özmen, Yrd. Doç. Dr Bilal Gök, Kars Ehlibeyt Derneği Alimlerinden Araştırmacı Yazar  Seyyit Aliekber Işık, Rektör Yardımcıları, vatandaşlar ve davetliler katıldı.

Kafkas Üniversitesi Ehlibeyt Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından düzenlenen panel saygı duruşu İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kuran-ı Kerim okunması ile başlayarak, Kafkas Üniversitesi Ehlibeyt Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ötüken Senger’in açılış konuşması ile devam etti.

Kafkas Üniversitesi Ehlibeyt Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ötügen Senger açılış konuşması yaparak katılımcılara farklı yönleriyle Kerbela hadisesi adlı panel sunumu yaptı. “Öncelikle böyle bir günde bizlere imam Hüseyin’in bayrağı altında toplanmayı nasip ettiği için Yüce Rabbimize şükürler ediyoruz” şeklinde konuşan Ötügen Senger, “Peygamber efendimizin torunu kendi tabiriyle yüreğinin meyvesi ile ciğerinin bir parçası olan İmam Hüseyin‘i anlatmak bizlerin gücünün dışında da olsa okyanus da bir damla misali dilimizin döndüğü, gücümüzün yettiği kadarı ile bugün burada bugünlerin kahramanı yine Resulullah’ın kendi diliyle cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin‘den bahsetmeye çalışacağız.”dedi.

Senger daha sonra şunları söyledi; “Bu gün sizlerle buluşmamıza vesile olan Kafkas üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Ehlibeyt Uygulama ve Araştırma Merkezi 27.07.2012 tarih ve 28366 sayılı resmi gazetede yayınlanarak resmi bir statü kazanmıştır. Merkezimiz şu an Türkiye‘de konuyla ilgili bilimsel faaliyet gösteren ilk ve tek araştırma merkezidir. Merkezimizin kuruluş sürecinde başlangıçtan bu güne kadar karşılaştığımız zorlukları aşmak konusunda bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan ve bu gün sizlerle buluşma fırsatını bizlere veren, üniversitemizin rektörü sayın Prof. Dr. Sami Özcan’a şükranlarımızı sunuyoruz. İmam Hüseyin’in mücadelesi, zalimle değil zulme karşıdır. Başta Allah Resulu olmak üzere ehlibeytin hayatı baştanbaşa cihat, çalışma, zahmet ve acı içerisinde geçmiştir. Onlar çok güzel bir hayat sürebilirler ve istedikleri gibi bir yaşama sahip olabilirlerdi, ancak onlar dünyanın geçici heveslerinin peşinden gitmediler. Allah için hayatın hoşluğunu ve rahatlığını Allah yolunda feda ettiler ve nihayet en son zamanlarında da kendi canlarından geçtiler. İmam Hüseyin tüm insanlığın modelidir. Bu nedenle de İmam Hüseyin ‘i çok iyi tanımak gerekir. Medine de başlayıp Kerbela da devam eden ve yine Medine de son bulan hareketi çok iyi analiz etmek gerekir. Bu gün insanlığın ihtiyacı olan en önemli şey Efendimiz Resulullah’ın ümmetine bıraktığı iki emanet olan Kuranı Kerim ve Ehlibeyti tanımaktır. İnsanlığın saadeti ancak bununla mümkün olacaktır. Bu gün gerçekleştirmek üzere olduğumuz panel, Ehlibeyt paneller serisinin ilkidir. İlerleyen günlerde inşallah farklı konular ve konuklarla sizlerle birlikte olacağız.”

 Panelistlerden Seyit Elekber Işık ise Hicri takvime göre Muharrem Ayı savaşı yasaklanmış haram aylardan olduğuna dikkat çekti. Işık haram kılınan ayları şöyle sıraladı; “Eşhuru'l hurum olarak diğerleri, Zilkade, Zilhicce ve Recep’tir. Haram aylar içinde Muharrem ayının ayrı bir yeri vardır. Bu ayrıcalığı da Muharrem adından da fark etmek mümkündür. Zira Muharrem kelimesi haram kılınmış, hürmete layık anlamına gelmektedir. Kısacası haram aylar uygulamasının genel adı anlam itibariyle bu aya özel bir ad verilmiştir. Bu özel uygulama şüphesiz Muharrem ayına ad verilen dönemin bir yansıması olarak değerlendirmeliler.”

“İçinde yaşadığımız Muharrem Ayı hicri senenin ilk ayı olmaya layık görülen mübarek bir aydır” diyen Seyit Elekber Işık, “Ayrıca tarih boyunca peygamberlerle ilgili birçok kurtuluş mucizesinin yaşanmasına da sebep oluşundan dolayı da Muharrem Ayı tüm dinlerde de kutsal olarak kabul edilmektedir. Nitekim Hz. Adem’in tövbesinin kabulü, Hz. İbrahim’in Nemrut’un ateşinden kurtulması, Hz. Yakup’un gözleri açılıp oğlu Hz. Yusuf’a kavuşması, Hz. Eyüp’ün hastalığından şifa bulması, Hz. Musa’nın Kızıl denizden geçerek Firavunun zulmünden kurtulması, Hz. Yunus’un balığın karnından kurtulası, Hz. İsa’nın dünya ya gelmesi ve o gün semaya yükseltilmesi, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in o gün doğması, Hz. Davut’un o gün tövbesinin kabul edilmesi gibi nice kurtuluş mucizeleri bu ayda ve aşure gününde cereyan etmiştir. Yine Hz. Nuh’un gemisi de bu ayda tufan sularından kurtularak Cudi Dağı’nda karaya oturmuştur. Az öncede belirttiğim gibi Muharrem Ayı bizim kültürümüzde hem Hicri takvimin başlangıç tarihi olarak, hem de mübarek bir ay olarak varlığını ve özelliğini devam ettirmektedir. Muharrem Ayı böylesine hürmete layık bir ay olmakla beraber İslam tarihinde hiçbir Müslüman’ın istemediği, arzu etmediği bir şekilde acı olaylara da sahne olmuştur. 10 Muharrem 61 Miladi 10 Ekim 6080’de Kerbela olayı gerçekleşmiştir. Bütün Müslümanların yüreğinde derin bir acı olmak üzere, sevgili Peygamberlerimizin torunları Hz. Hüseyin Efendimiz ve efradının şehit edildiği bir ay olmakla beraber aynı zamanda Müslümanların yaşantısında hüznün, elemin, acının da barındığı bir ay olarak bilinmektedir. Ancak tarih içerisinde meydana gelen bu olaylar Müslümanların ayrışmasına değil, daha birbirleriyle birleşmesine vesile olmalıdır. Öncelikle şunu ifade edelim ki yüce Allah insanı ruh ve beden yapısıyla en güzel şekilde yaratmış, ona şan ve şeref vermiş, ona ruhundan üflemiş ve yeryüzündeki her şeyini onun hizmetine sunmuştur. Bütün bu özellikleriyle insan yaratılanlar arasında en seçkin ve en  değerli varlıktır.” ifadelerini kullandı. 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.