Kars’a Yakışan Üniversite
Neşe DOSTER / Kars’a Yakışan Üniversite, Üniversiteye Yaraşır Rektör…
Kişi ve kurumları var eden, geleceğe taşıyan, kuşaktan kuşağa aktaran, fark edilir, güvenilir kılan ilkeleri, duruşları, hizmet anlayışları olduğu kadar, bazı zaman dilimlerinde sınırları zorlayan özel duyarlılıklarıdır.
Ben bu girişi niye yaptım?
Biraz sabrederseniz açıklayayım.
Kars’ı merak eden, Kars’ın kültürünü yakından tanımak isteyen bir grup sanatsever dostum, sanatçı arkadaşım ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Lise Korosuyla birlikte 16-18 Nisan’da Kars’a gittik.
Daveti aylar önce Kars Kafkas Üniversitesinin değerli rektörüyle yazışarak çözmenin, gezi programının ayrıntılarını öğrenmenin rahatlığı içinde 35 kişilik ekibimizle Kars uçağına bindik. Orkestra üyeleri ilk kez Kars’a gitmenin heyecanı, ben sayısını unuttuğum konuk ağırlamanın rahatlığı içinde idik. Uçak uçak olalı ilk kez böyle bir konsere tanık oldu bana göre. Koromuz dopdolu olan uçakta yolculara unutamayacakları bir konser verdiler hem de yerden binlerce kilometre yukarılarda ve de bulutların arasında.
Yolcular yer yer alkışlayarak, yer yer katılarak eşlik ettiler bu coşkulu koroya. Koro elemanları daha önce Almanya, Azerbaycan, Prag vb. çok başarılı konserlere imza atan deneyimli bir ekip olduğundan Mozart’tan Schubert’e, Bach’tan Tchaıkovsky’e, Ulvi Cemal Erkin’den Muammer Sun’a havada verdiği konserle karada vereceği konserin ilk işaretlerini verdi ve alkışlarla yere indik.
Havaalanında bizi bekleyen Kars Kafkas Üniversitesinin otobüsüyle küçük bir şehir turu atıp, kalacağımız sosyal tesislere geldik. Kapıda rektörün eşi Aysel Güven tarafından karşılandık, yemeğimizi yiyip, odalarımıza yerleştik. Gördüğümüz ilgi, memleketimin insanı kucaklayan, saran, kavrayan havası anlatılmaya da, görülmeye de değerdi doğrusu. Konser ve benim yapacağım konuşma o akşam üniversitemizin büyük salonunda yapılacağından, hemen Kars merkezde bulunan Konservatuar binasını görmeğe, sonra da prova yapmak için salona dönmeye karar verdik.
Gezimiz boyunca inanılmaz ilgisi ve alçak gönüllüğüyle bize eşlik eden Aysel Güven, aslen üniversitede Fizik doçenti olan ve fakat konservatuarın müdürlüğünü de yürüten Gülçin Cengiz, piyano hocası Olga Hasanoğlu’ndan son derece ilginç bilgiler alıp, binayı gezdik. Daha sonra değerli hemşerimiz rahmetli Tuncer Güvensoy’a ait Kar’s Otel ve yine onun yaptırdığı Antik Evi görüp, mini bir şehir turu atarak konserin verileceği salona döndük. Salonda bizi rektör Sn. Abamüslüm Güven, rektör yardımcıları, öğretim üyeleri, öğrenciler ve kalabalık bir davetli grubu karşıladı. 12 bin öğrencisi, 400’e yakın öğretim elemanıyla bölgemizin de, yüreğimizin de baş tacı olan üniversitemizin çok kısa sürede gerek fizik koşulları, gerek başarı açısından aldığı yol bir başka yazımızın konusu olacağından bu yazıda konsere yoğunlaşalım.
O gece o büyük salonu dolduranlar öncelikle memleket özlemini gözlerine ve sözlerine yükleyen bir hemşerilerinden Kars’ın taşına, toprağına, havasına, suyuna, sazına, sözüne özgü bir hasret türküsü dinlediler.
O gece o büyük salonu dolduranlar İstanbul’dan gelen korodan Klasik Batı Müziği ve Çağdaş Türk Bestecilerinden örnekler dinlediler. Özellikle konserin sonuna doğru okunan Ayrılık, Ay Gız, Ay Laçın ve Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa parçaları bizden olanın anlatımı olunca coşku ve alkış doruğa çıktı.
Büyük İslam Bilgini İbn-i Sina der ki; “İlim ve sanat iltifat görmediği ülkeyi terk eder.”Eskiler derler ki; “Yiğidin hakkını yiğide vermek gerekir. O gece memleketimizde bize düşen de ilim ve sanatın ülkeyi terk etmemesi için gayret gösteren yiğitleri bulmuşken, haklarını vermek, daha doğrusu yememek ve teşekkür borçlarımızı ödemek oldu. Kimlere mi? Sıralayalım.
Kaldığımız iki gün boyunca her zaman ki hoşgörüsüyle bize eşlik eden Sezai Yazıcı’ya inanılmaz bilgi ve görgüsünü konuşturduğu için teşekkür borcum var, ödüyorum.
Bizi yeni yapılan ve son derece şık olan Azerbaycan Konsolosluğu binasında ağırlayan konsolos yardımcıları Sn. Günay Ramazanova ve Sn. Mikail Yusifov’a ortak paydalarımız ve esprilerimiz eşliğindeki “Özel Çay Destgahları” için yürekten teşekkür ediyorum.
Konuklarımızı Ani Harabeleri’ne, Sarıkamış’a, kaleye götüren geniş bilgisi ve esprileriyle Karslılığını konuşturan Ersin Avcı ve Muharrem Çınar’a teşekkür etmemeyi haksızlık sayıyorum.
Kars’a gelmeyi özendiren ve cazip hale getiren yerel tatlarımızın ustası “Hanımeli Restoran’ın” sahibesi Dilek Adıgüzel ve ekibine o inanılmaz Kars yemekleri için “Elleriniz dert görmesin, tencerelerinizde dert değil et kaynasın” diyorum.
Karanlığın olağan, ışığın istisna olduğu bir dönemde bizi baba evimizde ağırlayan ve uğurlayan, duyarlı ve değerli kimlikleriyle ev sahipliğini üstlenen üniversitemizin değerli rektörüne, eşine, öğretim üyelerimize, konservatuarın değerli yöneticilerine öğrencilerimize Karslı ve ev sahibi yanımla teşekkürlerimi sunuyorum.
Gelelim konuklarımıza,
İlim ve sanatın iltifat görmesi için elinden geleni esirgemeyen sanatçı dostlarımı, Orkestranın değerli şefi Keysudar Sever’i, piyanist Nazan Akın’ı, okul müdürü Hakan Abit’i, Lale Yüzügüldü’yü, Zehra Oral’ı, Mustafa Sever’i ve yarınlarımızın büyük sanatçıları olacak koro üyelerini memleketimde verdikleri bu özel konser için yoğun duygularla selamlıyorum.
Minnet Notu: Her seferinde müthiş bir coşkuyla geldiğim memleketimden yine, çarpıcı, şaşırtıcı, insanı büyüleyen, gülümseten, kahreden, düşündüren, bilgilendiren anılarla döndüm. Gözüm de, gönlüm de, genzim de yandı. Tüm hemşerilerime kucak dolusu selamlar.
Sitem Notu: Bu arada Karslı ve meslektaş kimliğimle bir de küçük sitem ve serzeniş. Yerel basınımızın tüm duyurulara rağmen ilgi göstermeyişini konuklarımıza nasıl açıklayabilirim?
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.