Kars Müftü vekili Eyüp Karakelle, Cumartesi günü Muharrem Ayının 10. günü olduğunu söyleyerek, İslam tarihinde Muharrem Ayının bambaşka bir özelliği ve anlamı olduğunu belirterek, “Zira İslam dininde haram kılınan aylardan birisi de Muharrem Ayıdır. Muharrem ayı bütün İslam aleminin değer verdiği bir aydır” dedi.

Karakelle, “Öyle ki Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) şöyle der: 4 ay var ki bu aylarda savaş yapılması, kan dökülmesi uygun değildir. Bunun yasaklandığını (SAV) bütün ümmetine haber vermiştir. Bu açıdan Muharrem ayı da kan dökmenin, savaşmanın haram kılındığı aydır. Muharrem ayı bütün İslam aleminin değer verdiği bir aydır. Muharrem ayının 10. günü Müslümanlar açısından en faziletli günlerden bir tanesidir. Zira yüce Mevlamız; bu 10 peygamberine Muharrem’in 10. gününde birtakım faziletler, ihsanlar sunmuştur. Şöyle ki insanlığın ilk babası Hz Adem babamız Cennet’ten kovulmasına sebep olan yasak meyveyi yemesi sonucunda dünya hayatına indirilmiş. Ve 300 küsür yıl Havva annemiz ile birlikte tövbe istiğfar yapmışlar. Muharrem ayının 10. gününe rastlar bir günde Hz. Adem babamızın ve Havva annemizin tövbesi Allah katında kabul edilmiştir. Hz İbrahim aleyhisselamın ateşten kurtulduğu gün Muharremin 10. gününe rastlıyor. Hz Eyüp (as) şifa bulduğu gün Muharremin 10. günü, Hz Yakup’un Yusuf peygambere kavuştuğu gün Muharrem ayının 10. günüdür. Hz Yunus peygamberin balığın karnından kurtulduğu gün yine bugüne denk gelmektedir. Hz Musa’nın Kızıldeniz’i geçerken Rab’bimizin bir mucizesi olarak Kızıldeniz yarılıyor Hz Musa ve ordusu yarılan denizden karaya çıkıyorlar ama onların düşmanı Firavun ve askerleri Muharrem ayının 10. gününde Kızıldeniz de boğularak ölürler. Ve peygamberimize Rab’bimiz güzel ikramlarda bulunmuş. Bu yüzden Muharrem ayının 10. günü tüm İslam alemi tarafından çok kutsal sayılır.” dedi.

Karakelle ayrıca, “Peygamber Efendimizin (SAV) Mekke’den Medine’ye hicreti bu aya denk gelmektedir. Aynı zamanda Hz Ömer’in halifelik döneminde hicri yılın ilk ayı olması sebebiyle Hz Ömer’den itibaren ilk ay olarak hicri ayın başlangıcı kabul edilmiş. Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret ettiği an Medine’deki Yahudiler Muharremin 10. gününe denk geldikleri gün hep oruç tutmuşlar. Efendimiz onlara ‘niçin oruç tutuyorsunuz:?’ diye sorunca onlarda şöyle cevap vermişler: Bizim peygamberimiz Hz. Musa, Firavun’un Kızıldeniz’deniz kurtuluşunun Muharrem ayının 10. gününe denk geldiğinden bugünü oruç tutuyoruz. Efendimiz de onlara hitaben şöyle cevap vermişler, ‘Biz Hz Musa’ya daha yakınız, bizler Hz Musa aleyhisselamı daha çok seviyoruz’ diyerek ümmetiyle nafile oruç tutmaya devam etmişler. Peygamberimiz (SAV) bir hadisinde şöyle buyurmuşlar: Ramazan ayının orucundan sonra en faziletli oruç, Muharremin 10. gününde tutulan oruçtur.’ Efendimiz (SAV) ashabıyla sohbet yaparken ‘nasip olursa gelecek sene Yahudilere muhalefet olsun diye Muharremin 09. günüde oruç tutalım’ diye ashabıyla konuşmuşlar. Ancak Efendimiz ertesi yıl olmadan Allah’ın rahmetine kavuşmuştur. Ama Ashab-ı Kiram ve tüm ümmet, Muharrem ayının 09, 10, 11. günlerinde oruç tutmaya özen göstermiştir. Bizlerde en azından mümin olarak Muharrem ayının 09. ya da 10. gününde olmadı 10. ve 11. günlerinde Efendimizin bu sünnetini devam ettirmek adına oruç tutmamızda çok büyük fazilet, sevap var.” Şeklinde konuştu.

Karakelle daha sonra şunları söyledi:

“Efendimizin Aşure gününde oruç tutmamızı buyurdu. Ramazan orucu farz kılınınca ‘dileyen Muharrem ayında oruç tutsun, dileyen tutmasın’ diyerek serbest bırakılmıştır. Muharrem ayının 10. gününde tutulan oruç bizim geçmiş günahlarımıza sunulan bir kefaret olduğu peygamberimiz tarafından müjdelenmiştir. Bu açıdan bizlerin de muharrem ayına değer vermemiz ve bu ayda büyük mertebe ibadet itaat ederek bu ayın rahmetinden en güzel şekilde faydalanmamız gerekiyor. Zira yine Peygamber efendimiz (SAV) Muharrem ayı ile ilgili bir hadisinde şöyle buyurmuşlar: Muharrem ayı Allah’ın ayıdır, bu ay rahmet ayıdır, iyilik ve ibadetlerinizi arttırmaya gayret gösterin’ demiştir. Muharrem ayının 10. gününde sevinçli olduğumuz gibi birde üzüntülü bir durumumuz var ki Ehli Beyt’ten; Peygamberimizin torunları olan Hz Hüseyin’in Emevi hükümdarı Yezid tarafından şehit edildiği bir Kerbela olayı yaşanır. Tarihe damgasını vurmuş ve tüm Müslümanların kalbini titreten; acılarını, kederlerini arttıran bir hadisedir. Hz Hüseyin’in şehit edilmesi İslam tarihinde acılı bir hadisedir. Bizler de Hz Hüseyin’in o acılı hallerini anımsayarak Müslümanların birlik bütünlük içerisinde olduğunu tüm dünyaya duyurmak açısından mümin olarak Hz Hüseyin’in acısını, kederini, üzüntüsünü kalbimizde gönlümüzde yaşatarak bunu yapmak mümin olarak en temel görevimizdir. Bizler Ehli Beyt’i seven, sayan, değer veren bir milletiz. Hz Hüseyin’i hayırlarla yad ederek ona bu Muharrem ayında Kur’an’dan hediyeler göndererek ve ümmeti Muhammed’in bu ayda her türlü kaza ve beladan uzak kalması için dua yapmamız en temel mümin görevidir. Yeni hicri yılın da hayırlara vesile olmasını yüce mevlamızdan niyaz ediyoruz. Muharrem ayının hakkımızda tüm hayırları getirmesini, yüce Rab’bimizden niyaz ediyoruz. Bu anlamlı güzel ayın hepimize hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz.”