1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Dahi marangoza Valilik sahip çıkacak
Dahi marangoza Valilik sahip çıkacak

Dahi marangoza Valilik sahip çıkacak

Kars Valisi Ahmet Kara, Kafkas Haber Ajansı’nın (KHA), “Hurda Malzemelerinden Hızar Atölyesi kurdu” özel haberi üzerine dahi usta Çetin Baytar ile makamında bir görüşme yaptı.

A+A-

Kanunlar çerçevesinde kendisine yardımcı olacağını söyleyen Vali Kara, bu tür beyinlere her zaman ihtiyaç olduğunu ve bu tür insanların desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Vali Ahmet Kara, Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Laboratuar Tıp Bölümü Mezunu kızı Yeşim Baytar ile birlikte makamında kabul ettiği Çetin Baytar ile bir görüşme yaptı.

Vali Kara, “İlimizde eksik olan şey kalifiye eleman, usta eleman eksikliği, becerili eleman eksikliğidir. Biz bu konuda Özel İdare olarak yeterli mühendis bulamıyoruz, yeterli teknisyen, tekniker bulamıyoruz. Veya evimiz, işyerimiz için gerekli eşya almaya kalktığımız zamanda kaliteli malzeme bulamıyoruz. Dolaysıyla ustalık bizde birazcık az. Bizde mesela eskiden taş ustalığı varmış. Şu anda Kars’ta hiçbiri yok.” dedi.

Çetin Baytar’ı “Sanatkar ruhlu bir insan” olarak gördüğünü belirten Vali Kara, “Nerdeyse “Alet işler eli övünür” atasözünü değiştirecek gibi konuşuyor. Diyor ki, “İnsan yüreğini katmalı bu işe çok modern aletlerle değil de kendi ruhunu kendi inceliğini katması lazım ki işe çok daha güzel eserler ortaya çıkar” diyor. İş heyecanı, teşebbüs fikri, yılgınlık, bıkkınlık göstermeden canı gönülden işini yapmak gerektiğini söylüyor. Bende bunlara canı gönülden katılıyorum. İnsan samimi olarak, yüreğini koyarak bir işe başlarsa başaramaz diye bir şey yoktur tabi. Bu açıdan bu arkadaşımızı tebrik ediyorum. Ben işyerini gördükten sonra mutlaka destek olacağım. Ama siz ister şu anda çok yaygın olan aletleri imal ediyor olun isterseniz geçmişte bu toplumda imal edilen aletleri imal edin hiç fark etmez. Yani geçmiştekileri imal ederseniz burası turizmde geleceği olan bir il. Dolayısıyla biz onları turizmde sergileme fırsatı buluruz. Eğer şu anda kullanılan aletlerden yapıyorsanız o da toplumun ihtiyacı olan aletlerdir. Onları da insanlarımız zevkle kullanırlar. Ama her şeyden önemlisi madem bir sanatın var bu sanatın devamı için bu sanatın gelecek nesillere aktarılması için bizim bir katkı koymamız zaruri oldu.” diye konuştu.

Çetin baytar’ın sera desteği istemesi üzerine ise Vali Kara şunları söyledi:

“Serayı da gelen bahara yaparız. Güzün sera desteği verelim baharda da eksin. Ama bizi de serasına götürsün. Sebzecilik özel bir kabiliyet gerektiren bir şeydir. Her şeyi kurmak kadar kurmaktan daha önemli olan şey o işi işletmektir. Yalnız sera bir projeyi gerektiriyor. Bir proje yapıp bize başvurman lazım. Tarım Müdürlüğüne gidip onlar seracılıkla ilgili bilgileri versinler. Gerekirse projeyi yapsınlar. Hemen valiye projeyle birlikte bir dilekçeyle başvuracaksın. O iş gelişi güzel olmaz. bahçende yeteri kadar suyun varsa seracılık yapmaman için hiçbir neden yok. Kışın şubattan itibaren her türlüm sebze oluyor bizim serada. Bizde cam sera var. o cam sera günde birkaç saat güneş aldığı için başka ısıtıcı bir alete gerek kalmadan içi sıcak kalıyor. Ama naylon serada o olmaz. Kars’ın toprağı seracılığa, sebzeciliğe çok uygun. Mineraller yönünden çok zengin. Bu sene Kars’ta Mühendislik Fakültesi eğitime başlıyor. Bu sene öğrenci alacaklar.

Çetin Baytar’ı kaliteli bir marangoz olduğunu duyunca heyecanlandığını da belirten Vali Kara, “En kısa zamanda işyerine gidip göreceğim. İnşallah bu arkadaşımıza da ya Özel İdareden ya da Vakıftan mutlaka bir destek sağlayacağım. Biz katkıda bulanacağız. Makine desteğimi olur malzeme desteği mi olur onu bilemiyorum ama bir destek sağlayacağız. İşini büyütsün, etrafına biraz faydası olsun, memlekete faydası olsun. Yakında kendisinden sonra bir çırak yetişsin. Kendisinden sonra bu memlekete bu işleri bilen insanlar olsun. Ben bu tür sanatkar insanlarla sohbet etmekten de bu tür sanatkar insanlara destek olmaktan da mutlu olacağımı söylüyorum.” diye konuştu. 

SANATKAR ÖLMEZ. İNSANI AÇ BIRAKMAZ

Çetin Baytar ise şunları söyledi:

“1968 Kars doğumluyum. Ben bu konuda destek amaçlı yardım bekliyorum. Bu marangoz işinde benim içerimde bir tapanca tetiği gibi tetikleyen heyecanlar vardı. Ben kendi malzememi kendim yapma hevesi duydum. Öncelcikle beni ileriye doğru sürmeyi teşvik eden rahmetli babam bana bir şey bırakmadı. Diğer kardeşlerimden herhangi bir destek alamadan bunlara rağmen kendi makinelerimi kendim 5 sene içerisinde yapmayı planladım. Yaptığım zaman, her bir makineyi hangi parçalardan yapacağımı kız çocuklarımdan destek aldım. Onlar benimle beraber bana yardımcı oldular. Bire Hüseyin Baytar o da zeka bilim dalında çok atik. Temennim onu yetiştirmek. Ama sıradan olan makinelerin sırtında değil, ben diyorum ki eğer bu yetenek bende ise ben biraz daha büyütmek, geliştirmek, yanımda 3,5 kişi değil de 10,15 kişi çalışıp onlarında kazanması. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Sanatı olamayan bir insanın hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Sanatkar ölmez. İnsanı aç bırakmaz. Bu düzeyde ben kendimi bildim bileli, ağaç işiyle uğraştım uğraşalı her bir malzemeyi değerlendirmeyi düşündüm.

SANATIMA SEVDALIYIM

Ben işime sevdalı olarak bağlandım. Ben köylü amacıyla yayık, kapı, pencere, mobilya, sofra bunları köylülerimiz kullanıyor. Yayık ben normalde bunun elektriklisini de yaptım. Bazen gelen müşterilerimin şikayetlerini dinledim. Bazı arkadaşlar yaptıkları zaman zorlanıyorlar. Ben bu müşterimi canla dinlediğim için ben karşıya nasıl bir hizmet sunabilirim diye detayları daha da geliştirdim. Makinelerimi yaptığım zamanda ekseri bisiklet zinciri, dişlileri, otomatik bileme çalıştırdığım zamanda gördüler. Hızarımı kendim imal ettim. Palet zımparamı, yatar dairemi, demir kesmemi kendim imal ettim. bunların ekseri yüzde 80’nini ağaç kullandım. Ağaçtan ziyade tornayı helezonik torna tipine çevirdim. Bunla hem ağaç hem de demir kesebiliyorum. Normalde ağacın metreküpü 1 milyara yaklaşmış. Desteğimiz olmadığı için mağdur kalıyoruz. İsterim ki benimde malzemelerim daha çok detaylı olsun. İşyerimin çadırla, tenekeyle kapatmışım. Kışın orası çok soğuk oluyor. Çalışamıyorum. Büyük bir yerin olması benim için daha da avantajlı olur. Yanımda 2-3 arkadaşı yetiştirebilirim. Sanatkar olarak memleketimize harımız dokunur. Makinenin sırtında ustalık önemli değil, önemli olan elindeki malzemenin ne türde çalışmasıdır. Bir şoför bir arabaya bindiği zaman sesini dinleyecek ki acaba bu motor beni yolda bırakır mı bırakmaz mı diye. Bu konularda dikkatli ve titiz olmak lazım. Keskin malzeme hiçbir zaman insana zara vermez. Oldum olası hiçbir zaman esnaf sanatkara zarar vermez. Ama kör malzeme, kırık malzeme, çalışmayan bir malzeme insanı yarı can eder. Bunların titizliğine dayanarak bu makineleri kendim imal etmişim. Bazen fabrikalardan gelen makineler baktığım zaman ya siperinde ya gövdesinde ya da motorunda herhangi bir yerinde muhakkak bir kusur çıkıyor. Bu da sanatkar arkadaşlarımın soğukluğundan kaynaklanıyor. Birini yapıyorsa diğerini bıkarak yapıyor. Bunlara dikkat etmelerini istiyorum.

Ben eşimle beraber bu seracılığı yaptık biraz. Hatta ben 5 gün öncesinde organik soğan toparladım sattım. Bunun yanında marul, şimdi ise domates fidelerim var. yalnız hava şartı bir dolu oluyor bir rüzgarlı oluyor. Seramız olmadığı için içerisinde yanma ya da aşırı soğuktan donma tehlikesi geçiriyor. Burada bahçemin önünde patates yetiştirebiliyorum. Bunları kendi soframızda da bulunduruyoruz. Bu konularda hemen hemen 25 metre uzunluğunda 4-5 metre genişliğinde bir seraya ihtiyacımız var. Kızım Kafkas Üniversitesini bitirdi. Laboratuar Teknisyeni olarak iş imkanımız kesik. Oğlum 8. sınıfa gidiyor. Onun da niyeti makine teknisyeni olmak.” 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.