Kars, Erzurum ve Ardahan’dan 45 gönüllünün katıldığı tatbikatta enkaz altında kalan bir kadının kurtarılması canlandırıldı. Kamp şeklinde geçen tatbikat ve eğitim çalışmaları 2 gün sürdü.

UMKE hakkında temel bilgiler edindirme, afet bölgesinde hasta yaralıya nasıl müdahale edilmesi, ilk etapta nasıl bir davranış sergilenmesi, afet noktasında farkındalığın nasıl oluşması ve afete yönelik belirtilerin nasıl olması gerektiğini konularında UMKE gönüllülerine bilgi verildi. 2 günlük eğitimin piknik alanı olarak kullanılan Kent Ormanı’nda verilmesi renli görüntüleri de beraberinde getirdi. Ekipler hem yeşil alanda dinlenme fırsatı buldular hem de eğitimlerini tatbikatlarla pekiştirdiler.

Piknik alanındaki bir bank tatbikat aracı olarak kullanıldı. Senaryoya göre bir bayan depremde enkaz altında kaldı. Ekiplerde bayanı kurtarmak için enkaz yerine gitti. İlk olarak enkaz altındaki yaralı kadının yakınları kontrollü şekilde alandan uzaklaştırıldı. Ardından da bilinçli şekilde UMKE görevlileri kadına ulaştı ve ilk tıbbi müdahale enkaz altında yapıldı. Görevliler bir yandan da tatbikatı izleyenlere kurtarma anındaki müdahaleleri ayrıntılarıyla anlattılar. Yaralı kadının zarar görmeden enkaz altından çıkarılması ve sağlık ekiplerine teslim edilmesini başarılı şekilde sonuçlandıran UMKE gönüllüleri başarıyı alkışlarıyla süslediler.

Kars Halk Sağlığı Müdürü Dr Mehmet Kan, “Erzurum bölgesi bünyesinde Kars, Erzurum, Iğdır, Ardahan, Van ve Artvin illeri olmak üzere bir bölge oluşturmuş bölgede UMKE ekibi bölge nezdinde hizmetlerini, faaliyetlerini yürütmektedir. Buluyorsunuz UMKE; ulusal sağlık çalışanlarının veya sağlık personelinin gönüllülük esasına dayalı bir çalışma sistemi olup zamanla profesyonelleşen bir ekip ruhuyla çalışmalarını devam ettirmektedir. Dünya coğrafyasında deprem kuşağı üzerinde olan bir ülkedeyiz. Çoğu bölgemiz 1. kuşak deprem bölgesi, diğeri 2. kuşak deprem bölgesinde bulunuyor. Bu vesile ile sağlık bakanlığı 2004 yılı itibariyle UMKE hizmet vermeye başlamıştır. Umke hizmetleri arasında koordinasyondan ziyade medikal anlamda bir yakınlaşmayı da gerektiriyor. Olağanüstü durumlarda koordinasyon merkezlerimiz gerektiğinde AKUT, ya da itfaiye ekipleri bu şekilde çalışmalarına devam ediyorlar. UMKE’nin bunlardan farkı enkaz altındaki yaralıya medikal anlamda bir yardım sergilemektedir. Yaralıya, enkaz da hasar alan kişiye ulaştığında vital bulgularını stabil hale getirip, Enkazdan o şekilde kurtulmasını sağlamaktadır.” dedi.

Kan ayrıca, “112 ya da ildeki sağlık kuruluşlarıyla, acil ya a diğer alanlarda koordinasyonu sağlayabilmek ile görevlidir. Bölge nezdinde bu çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle temel modül eğitimi ve akabinde bir üst eğitimle birlikte hizmetlerini aksatmadan devam etmektedirler. Olağanüstü durumlarda bunlar verilerini sağlıklı bir şekilde derleyip, toplayıp bunlar bakanlığa bildiriliyor. Bizim ilimizde de yıllık olarak bir veya iki periyot halinde genelde iki periyot ve 6 ay aralıklarla ve bölgenin uygun gördüğü zamanlarda periyot süresi azaltılabilir. Bu şekilde personelimiz mevcut görevlerini aksatmadan hem de UMKE hizmetlerini aksatmadan bu gönüllülük hizmetine dayanan bu çalışmayı devam ettirirler. Olağanüstü durumlarda personeller bu çalışmalarda ciddi anlamda bir çaba sarf etmektedir. Özellikle Van depreminde personelimizin göstermiş olduğu çaba, hizmet takdire şayandır. Bakanlık nezdinde de takdir kazandı. Gönüllülük esasına dayandığı için personeli getirmekte zorlanıyoruz. Çalışmalara katılan bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum.” dedi.

Kars Devlet Hastanesi Dr. Osman İnce de, “Ben Van depreminde arkadaşlarımı kaybettim. O dönem içerisinde öğrenci olduğum için onlara yardımcı olamadım. 8 aydır doktorum, Kars Devlet Hastanesinde görev yapmaktayım. Asıl amacım; insanlara hakikaten yardım etmek. Enkaz altından bir can kurtarmanın ne kadar önemli anlamlı olduğunu bir umudun ne kadar anlamlı olduğunu biliyorum. Bunun için buraya geldik. Bunun için bu kamp ortamına girdik. Bu kampta her şeyden ziyade ekip olmayı öğrendik. Beraber çalışmalar yapmayı, hiç tanımadığımız arkadaşlar Erzurum, Ardahan’dan geldiler, hepsiyle kaynaştık. Hakikaten tanımadığımız insanlarla ortak iş yaptık. Bir enkaz altında yaralıyı nasıl kurtarmamız gerektiğini çalıştık. Burada olmaktan çok mutluyum.” şeklinde konuştu.

Ardahan Devlet Hastanesinden Beyin Cerrahi Uzmanı Çağlar Özgür ise, “17 Ağustos depremi yaşayan birisiyim. Başka iş yapmak aklımın ucundan gelmedi. UMKE adını duyar duymaz mecburi hizmetimi Ardahan’da yaparken gönüllü olarak bu kampa geldim. 11 kişi olarak Ardahan’dan geldik. İlk olarak kendimizi başkasına emanet etmeyi öğrendik. Tanımadığımız insanlara enkaz altında kendimizi emanet etmeyi öğrendik. Güven duygusunu öğrendik. Daha sonra eğitimlere gittik. Bazı askeri eğitimler var ama genelde kamp hayatı var. Daha çok hayat kurtarmaya dayalıdır. Mühim olan tek şey var; elinden geleni yapmak. Buraya gelen herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. Başarılı olduğumuzu da düşünüyorum. Herkes hevesli, herkeste istekli, yerde kimse sürün deyince sürünmem yere yatmam demiyor, herkes elinden geleni yapıyor. Allah göstermesin ama bir afet durumu olduğunda bizler kendimize güveniyoruz. Halkımızın da bize güvenmesini istiyoruz.” diye konuştu.

UMKE 1. Bölge Koordinatörü Erzurum İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Özgür Çelebi de şunları söyledi:

“4 ilde UMKE eğitimi planlamaları yapmaktayız. Bunlar içinde Kars ve Ardahan illerimiz var. Bugün burada yaptığımız temel modül eğitimi ve bu eğitim Kars ve Ardahan’dan toplam 45 tane gönüllü sağlık çalışanı arkadaşımızı UMKE eğitimi vermiş bulunmaktayız. Bu eğitim noktasında UMKE temel bilgiler edindirme, afet bölgesinde hasta yaralıya nasıl müdahale edilmesi gerektiği ilk etapta nasıl bir davranış sergilenmeli bunu öğretiyoruz. Afet noktasında farkındalık nasıl oluşmalı ve afete yönelik yaptırımlar nasıl belirlenmeli, nasıl belirtilmeli bunları konuştuk ve bir neticeye bağladık. Bizim açımızdan kaliteli ve iyi bir eğitim geçti. Umarım bu arkadaşlarımızla beraber UMKE gönüllüleri adı altında Türkiye’deki bütün gönüllülerle hizmet edeceğiz. Allah devletimize, milletimize veya dünyaya afet vermesin. Ama; afet hayatın bir gerçeği, böyle bir durumda da biz hazırlıklı olmak istiyoruz. Bunun içinde buradayız.”