
Türkiye organ naklinin neresinde?
Kars İl Sağlık Müdürlüğü ve Erzurum Bölge Doku organ Nakli Koordinatörlüğü işbirliği ile hazırlanan “Doku ve Organ Bağışı” konulu panelde, organ bağışının önemine değinildi.
Kadavra nakillerinde Türkiye’de pek de istenilen seviyeye gelinmediğinin vurgulandığı panelde, bir hayat vererek bir hayat kurtarmanın önemi üzerinde de duruldu. Konunun İslami pencereden de ele alındığı panelde organ nakli ile hayatta kalanların anlattıkları ise yer yer duygulu anların yaşanmasına neden oldu.
Halk Eğitim Merkezi Çok Amaçlı Salonu’nda düzenlenen “Organ Bağışı” konulu panelde; Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bülent Aydınlı “Karaciğer Naklinde Bugün”, Atatürk Üniversitesi Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Keleş “Böbrek Naklinde Bugün”, Doku ve Organ Nakli Erzurum Bölge Koordinatörü Dr. Fatih Kacıroğlu da “Organ Nakli ve Beyin Ölümü” konularını işlediler.
Kars İl Müftüsü Mehmet Genç, Sağlık İl Müdürü Dr. Hasan Tuncer, Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü Fatma Mercan’ın da konuşmacı olarak katıldığı panele sağlık meslek lisesi öğrencileri de yoğun ilgi gösterdi. Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mehmet Kan’ın da görüşlerini yansıttığı panelin en dikkat çeken bölümü ise organ naklini bizzat yaşayan hastaların yaşadıklarını anlatması oldu.
Organ nakli ile hasatta kalan ve sağlıklarına kavuşan hastalar Hikmet Ferşat, Güven Polat, Şakir Yörük ve Yurdal Ablak’ın anlattıkları can kulağıyla dinlendi. Nakil öncesinde yürüyemeyen, koşamayan, merdiven bile çıkamayan hastaların bugün rahatlıkla yürüyebildiklerini hatta denizde bile yüzdüklerini anlatmaları Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Merkezi’nin bölge ülke açısından ne kadar önemli olduğunu da gözler önüne serdi. Sağlıklarına kavuşan hastaların mutluluklarını dolan gözleriyle göstermelerinin yanında Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Merkezi’nin carlığına şükretmeleri ve doktorları bağırlarına basmaları da bu tür programların önemini bir kez daha ortaya koymuş oldu.
Kars Sağlık İl Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü Fatma Mercan, “Kadavra nakli Türkiye’de hakikaten çok kötü. Canlıdan canlıya nakiller konusunda iyi durumdayız ama kadavrada kimse organlarını ve dokularını bağışlamıyor. Başta kalp olmak üzere, karaciğer, akciğer, pankreas, kemik ve ilik nakilleri yapılabilmekte.” diye konuştu.
Kars İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Tuncer, “Yani umudunuz tükendiğinde, ölümü yaşadığınız günlerde umut olan bir organ nakli gerçekten sizi ailenize kavuştururken sizi de hayata bağlıyor. Ülkemizdeki beyin ölümlerinin gerçekleşen rakamlarına baktığımızda aslında bu kadavradan yapılan nakillerin çok daha fazla rakamlara çıkabileceğini biliyoruz. Tabi organ bağışlarında, nakillerinde önemli olan bunun gerçekten bir umut, tekrar hayata bağlanma olduğu önemli. Bu konuda organ bağışı yapanların vasiyetleri çok önemli. Ben şimdiye kadar yaşadığım hastane deneyimlerimden şunu biliyorum; organ nakli için beyin ölümü gerçekleştirilen hastanın kendisi, kendi hayattayken bağış yapmış olmasına rağmen yakınlarının o sırada organ bağışına izin vermedikleri bir durumla o zaman karşılaşıyorduk. Bu da tabi o sırada umut bekleyen bir çok hastanın umutlarının sönmesine sebep oluyordu. Ondan dolayı ülkemizde bu tür yapılan eğitim ve tanıtım faaliyetleri organ bekleme listesinde olan bir çok hasta için umut vadeden etkinlikleri artıracağını düşünüyoruz.” dedi.
Tuncer, “Ben 1 yıl önce Malatya’dan Kars’a geldim. Malatya’dayken organ nakil ekibi bayram tatillerinde gece yarılarında beni çok uyandırırlardı etik komisyonunun hemen toplanması için. Bayram sabahı kaldırarak, hemen toplanılmasını isterlerdi. Bugün ki verilere ben Atatürk Üniversitesi’nde vakıf değildim ve bu verileri gördükten sonra bu kadar yakınımızda böyle bir merkezin olduğunu şimdi daha iyi hissedebildim. Ben buna emek veren herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
İl Sağlık Müdürü Dr. Tuncer daha sonra şunları söyledi:
“Ülkemizdeki organ nakli bekleyen hasta sayısı her geçen gün artarken, yapılan organ bağışı sayıları aynı hızda artmamaktadır, “Birçok kişinin kendisi ya da yakını, organ nakli bekleme listesinde “hayat” bekliyor. Hastanın kendi akrabaları ve yakınları tarafından canlıdan yapılan nakillerde sayıların yüksek olmasına karşın yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşmiş olgulardan yapılan bağış sayısı çok düşük gerçekleşmekte. Türkiye’de yılda, milyon nüfus başına ortalama 4- 4.5 kadavradan organ bağışı yapılıyor. Oysa organ naklinin gelişmiş olduğu ülkelerde bu oran milyon nüfus başına yüzde 15-20. Türkiye’de 2012 yılında toplam böbrek ve karaciğer nakli sayısı 3904 olarak gerçekleşti. Bunların 3604’ü canlıdan yapılan nakil yüzde 92.3, 300’ü ise kadavradan yapılan nakil o da yüzde 7.7. Bu nedenle Organ Bağışı ve Organ Nakli ile ilgili eğitim ve tanıtım faaliyetleri, ülkemizde Organ Bekleme Listesinde bulunan çoğu genç yaşta olan yirmi binden fazla insan için çok anlamlı. Ülkemizde organ bağışı alanında yaşanan bütün olumlu gelişmelere rağmen bekleme listesindeki bu hastalar organ beklerken ya ölüyorlar ya da nakil yapılamayacak kadar sağlıkları bozuluyor. Her yıl 6-7 bin kişi organ nakli beklerken yaşamlarını kaybediyor” bu nedenler ile organ bekleyen hastalarımızın umudu olmak için organ bağışına gönülden desteklerinizi bekliyoruz.”
İl Müftüsü Mehmet Genç de, “Her işin başı sağlık. İslam dini her şeyden önce insana değer veren bir din olmasına rağmen biz bu dinin kıymetini sosyal hayatımıza yansıtma kısmını her alanda olduğu gibi sağlık alanında da pek yansıtamadığımız açıktır. Hakikaten sorgulamamız gereken bir hal yaşıyoruz. İnançlarımızla sosyal yaşantımız maalesef bağdaşmıyor. Bir insanın hayatını kurtarmanın bütün insanlığın hayatını kurtarmak kadar önemli olacağını bildiğimiz halde, bu ayetlere inandığımız halde iman etmiş olmamıza rağmen inandığımız gibi yaşamamanın sıkıntısını çekiyoruz. Sağlık bakanlığımız organ bağışı ve organ nakliyle ilgili konuların da beyin ölümü gibi birçok konuyu bende ele aldım fakat önemli olan biz dini sorumlulukta hangi noktadayız, niçin bağış yapamıyoruz ve neden bu konuda sınıfta kaldık. bunu böyle kabul etmemiz lazım.” şeklinde konuştu.
Organ nakliyle sağlığına kavuşan hastalardan Hikmet Ferşat: “23 Aralık 2011 tarihinde Atatürk Üniversitesi’nde ameliyat oldum. Bütün organ nakli yapanlara ve öncülük edenlere Allah hiçbir zeval vermesin ve hep yardımcıları olsun. Allah bana organını bağışta bulunan kardeşime zeval vermesin, ben bu sayede kurtuldum. Ben kurtuldum, Allah o hastalığın çekenlere benden daha çok yardım etsin. 14 saat diyalize girdim. Şu anda o anlara şahit olan hemşire hanımda burada ve o da biliyor. Beni 4’üncü seansa çağırdıklarında gitmedim ve ölmek istiyorum dedim. Bu inananın ki o kadar zor. Ama Allah razı olsun kurtuldum ve bana başarmamda yardımcı olan herkesin Allah başarılarını daim etsin.” dedi.
Hastalardan Güven Polat ise, “6 ay diyalize girdim ve kardeşimin organı sayesinde ayaktayım. Başta Bülent ve Mustafa hoca olmak üzere bütün ekiplere teşekkür ederim. Önce Allah, sonra da onlar beni kurtardılar. Diyaliz çok kötü bir durum, ben 6 ay bunu yaşadım ve Allah düşmanıma bile vermesin. Şimdi çok iyiyim ve benim burada olmamda emek veren herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Şakir Yörük de hastalığını yenebilmenin mutluluğunu yaşadığını belirterek, şöyle konuştu:
“Bende ciddi bir rahatsızlık geçirdim, bu sinsi bir hastalıktır ve fark etmeden ilerliyor. Bende hastalığımı fark etmeden yurt dışında çalışmaya devam ettim ve geldiğimde Erzurum’da hastalığım fark edildi. Hocalarım teste tabi tuttular ve araştırma hastanesinde bir müddet yattım. Sonunda diyaliz ya da nakil olmam gerektiği söylendi. O anda ne yapacağımı şaşırdım. O anlarda işimi, çocuklarımı düşündüm ve benim için herşey allak bullak oldu. kars’a geldim ve 3 ay diyalize girdim. Karslı hemşerilerim de başta olmak üzere hemşirelere ve doktorlara sonsuz teşekkür ediyorum. Daha sonra Erzurum’a gittiğimde bir ameliyat geçirdim ve ameliyattan sonra hocalarım bana bir süre tanıdılar ve makine geldiğinde tekrar makineyle ameliyat edileceğimi söylediler. 1 ayım dolmadan 1 hafta önce bana telefon açarak bir sürpriz yaptılar. Sevgililer gününde hanımımla beraber oraya gittiğimizde herkes gül verirken hanımım bana böbreğini verdi ve bu sayede bugün buradayım.”
Nakli gerçekleştiren hocalara dua eden Yurdal Ablak, “Ben 2 buçuk yıl önce yürüyemiyor, koşamıyordum. 4 yıl hastanelerde tedavi gördüm, ilaçlar sonuç vermedi. Ciğerimin çürüdüğünü öğrendim ve sağolsun hocamız öncülüğünde Ankara’ya yazı gönderildi ve 100 kişiden biri de ben oldum. Ankara’dan yazı geldiğinde acil beni çağırdılar gittim fakat olmadı. Tam çıkıyordum ki bir tane daha geldiğini ve beklemem gerektiğini söylediler ve bekledim. Çok şükür oldu ve 12 saat ameliyat sonrası önce Allah sonra hocalarımın sayesinde kurtuldum. Allah’a şükür şimdi çok iyiyim, şimdi yürüyebiliyorum da, koşabiliyorum da. Hastanemiz çok iyi ve dört dörtlük bir hizmet sunuyorlar. Allah devletimize zeval vermesin.” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine Erzurum Organ Nakli Merkezi Müdürü Bülent Aydınlı, “Bizim çok fazla bir şey söylememize gerek yok. Canlı örnekler burada ve onlar kendilerini en iyi anlatanlar. Ne sıkıntılar çektiklerini, ameliyat süreçlerini tek tek anlattılar. Zaten hepsi bizim kontrolümüz altında ve sık sık kontrollerini gerçekleştiriyoruz. Hep şunu söylemeye çalışıyoruz, “Eğer akrabalarınız ve tanıdıklarınızdan hastalarınız varsa gelip bizlerden bilgi alın, bizlerle konuşun, organ bağışına iyi bakın. Biz yanı başınızdayız. Biz biriz, aynı bölgede yaşıyor ve birbirimizi çok iyi anlıyoruz.” Biz sağlıkçılar da bazen bu konuları bilmiyor olabiliriz ve bu konuda öncelikle sağlık müdürümüzden birkaç cümle bir şeyler almak istiyoruz.” dedi.
Aydınlı daha sonra, “Özellikle Kars’a geldiğim için çok mutluyum. Kars bizim kardeş şehrimiz ve birçok hastamız var Kars’tan gelen. Böbrek nakli, karaciğer nakli bekleyen oldukça fazla hastamız var ayrıca Kars’tan nakil yaptığımız hasta sayımızda oldukça fazla. İnsanlar nakil gerektiğini anlayamayabiliyorlar ve bu konularda bilgi sahibi olmak için lütfen bizlerle irtibata geçsinler. Bir böbrek, karaciğer nakli bekleyen hastanız varsa lütfen bize müracaat ederek doğru bilgilere ulaşın. İnsanlar bizim merkezimizde nakil oldukları zaman hem yakınlığı itibariyle iyi bir hizmet alacaklar, hem de ameliyat sonrası takiplerinin uygun olacağını düşünüyorum. Organ bağışı konusunda da halkımızın daha duyarlı olmasını istiyoruz.” çağrısında çağrısında bulundu.
Programın sonunda bir değerlendirme yapan Kars Halk Sağlığı İl Müdürü Dr. Mehmet Kan, “Bu organizasyonu düzenleyen sağlık il müdürüme ve ekibine, Erzurum’dan kalkarak buraya kadar gelen Erzurum ekibine de özverili çalışmaları ve başarılarından dolayı teşekkür ediyorum. işin doğrusu organ ve doku naklini hocalarımızın somut anlatımıyla gördükten sonra biraz duygulandım ve bu oldukça hassas bir konu. İnanıyorum ki sağlık camiası olarak bu hassasiyetin artırılması için 1’inci basamak hekimlerimizindir ve kırsal kesimde çalışan sağlık çalışanları vatandaşlara bu hassasiyet konusunda daha çok bilgi aktarımı yapmaları gerekmektedir.” şeklinde konuştu
Öğrenciler de, “Program çok iyi geçti ve insanlara organ vererek hayatlarını kurtarabileceğimizi anladım. Herkes bir gün bir şeylere muhtaç olabilir, aynı durumda biz de olabiliriz o nedenle bu konulara daha hassas davranmamız gerekiyor.”, “Organ bağışı herkes için gerekli bir durum olabiliyor. Herkesin organ bağışı yapması gerekmektedir. Çünkü sonuç itibariyle yapılan her bağış başka bir insana hayat veriyor. Organ bağışı bekleyen onca hasta var ve bende büyüdüğümde ben de organ bağışı yapmayı düşünüyorum.”, “Geleceğe umut olabilmek için organ bağışı yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Programı düzenleyerek bizi bilgilendiren herkese teşekkür ediyorum.”, “Organ naklinin ne kadar faydalı olduğunu bir kez daha gördük ve ben de ileride organımı bağışlamak istiyorum. Daha önce bu konu hakkında bilinçsizdik ama şimdi daha çok şey biliyoruz ve başka hayatları kurtarmak adına herkesin bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.” şeklinde duygu ve düşüncelerini aktardılar.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.