Kars Kağızman Halk Eğitimi salonunda gerçekleştirilen şenlik programında; Kuran-ı Kerim Tilaveti, Sinevizyon, Sahabelerin Diliyle Efendimiz, İlahiler, Ödül ve hediye dağıtımıyla Kağızman’da tasavvuf iklimi yaşandı.

Kağızman Semerkand Hizmetler Sorumlusu Efrail Deniz şunları söyledi:

“Gül alırlar gül satarlar,Gülden terazi tuturlar,Gülü gül ile tartarlar,Çarşı pazarı güldür gül” Semerkand, aydınlık bir şehir, bir iman bahçesi, bir tasavvuf gülistanı olarak önümüzde duruyor. Orada iyi insanlar; âlimlerimiz, imamlarımız, mürşidlerimiz, salihlerimiz, gazilerimiz hep iyilerin yollarını takip ederek bizlere örnek oldular, istikamet üzere bir iz bıraktılar. Öğrendiler, öğrettiler, yaşadılar, yaşattılar, uzaklara ulaştırdılar. Ölçüleri sünnet-i seniyye oldu. Gül Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) oldu. Gül aldılar gül verdiler, terazilerini gülden tuttular, gülü gül ile tarttılar, çarşı pazarları gül oldu. Dört bir yanı gülistana çevirdiler. Tarihten bugüne yansıyan ve inşallah kıyamete kadar da devam edecek bir kandil olan Semerkand, bugün aynı vazifeyi üstlenen, tarihin ve ecdadın yükünü omuzlarında hissedenlerin ad verdiği Semerkand Vakfı ile her dem yeniden tazeleniyor, gönlümüzü mâmur edip dört bir yanı gülistana çeviriyor.

Semerkand Vakfı, adını aldığı misyonun izinde, Ehl-i sünnet ve’l-cemâat üzere yoluna devam ediyor. İmam Buhârî’nin, İmam Mâtürîdî’nin, Abdülhâlik-i Gucdüvânî’nin, Şah-ı Nakşibend’in (kuddise sırruhüm) yolu üzere yürüyor. Semerkand bir sembol, Semerkand bir kandil. Önümüze düşüyor, yolumuzu aydınlatıyor, bizi bütün İslâm şehirleriyle bütünleştiriyor ve Medine-i Münevvere’ye, Mekke-i Mükerreme’ye ulaştırıyor.

Semerkand, Buhara demektir. Taşkent, Tirmiz, Horasan, Yesi, Şîraz, İsfahan, Serhend, Delhi demektir. Semerkand Bağdat, Şam, Diyarbekir, Konya, Kahire, Kurtuba, Basra, Kûfe demektir. Semerkand’dan çıkan avaz İstanbul’da yankı bulur.

Ümmet-i Muhammed hayra adanmış, iyilik için ortaya çıkarılmış bir ümmettir. Müslümanların olduğu yerde hayır vardır, iyilik vardır, güzel ahlâk vardır, yardımlaşma ve emniyet vardır.

Hayra adanmış bu ümmetin mirasının devamı için kurulmuş olan Semerkand Vakfı, tarih boyunca İslâm coğrafyasında, doğudan batıya, kuzeyden güneye İslâm dünyasında bilenen veya bilinmeyen isimlerle hizmet etmiş Ehl-i beyt ruhunun bir şubesidir.

Semerkand Vakfı, günümüzde hizmetin maddi manevi her alanında faaliyet gösteriyor ve gün geçtikçe hizmetler ülkemizin, dünyanın dört bir yanına ulaşıyor.

Semerkand Vakfı’nın şu hizmetlerle gönüller yapıyor:

1. Tebliğ ve irşad faaliyetleri.2. İlim hizmetleri.3. İslâmî alanda, Ehl-i sünnet çizgisinde birçok dilde yazılı, sesli ve görsel yayıncılık.4. Irk, renk ve din ayırmadan bütün insanlara hizmet götürmek.5. Hac ve umre ibadeti yolculukları ve medeniyet tarihimize seyahatler.

6. İnsanları hayra sevketmek ve ülkemizde, dünyada muhtaç müslümanlara, insanlara yardım götürmek.7. Okuma evleri, gençlik merkezleri, muhabbet petekleri, ilim ve tasavvuf sohbetleri ile her yeri mektebe çevirmek, insanlara hakikati öğretmek.8. Uluslar arası platformda tebliğ ve irşad faaliyetleri ile insanlığı barışa, kardeşliğe, güzel ahlâka çağırmak.9. Güvenilir ve helâl gıda kültürünü geliştirmek, üretim yapmak ve temin etmek.10. Atıl durumda bulunan hayır ve istihdam güçlerini kermes faaliyetleriyle aktif hale getirmek ve insanları hayırda yarışmaya teşvik etmek.

Baştan beri anlattığımız bu tarihî vazifenin ve hayırlı hizmetlerin coşku ile değerlendirilmesi, istişare edilmesi vesilesiyle iki yıldır mayısın son haftasında

Semerkand Vakıf Haftası tertip ediliyor. İstanbul’un fetih tarihine de denk gelen bu hayırlı adım, bunca hizmetin teşvik edilmesini; bilinmiyor, görülmüyor hissi uyandırması muhtemel birçok faaliyetin duyurulmasını sağlıyor.

Allah rızası için yola çıkmış gönüller, Allah rızası için bir araya geliyor. Gavs ı Sani Hazretleri; “İnsanlara hizmet ve iyilik etmek isteyen kimse kendi nefsini ıslah etsin yeter.Sadatlar nefislerini ıslah edip istikamet üzere gittiklerinden insanların hidayetine ve ebedi saadetine vesile olmaktadır”buyuruyor.Tasavvuf islamın ruhudur,Tasavvuf bu dinin neşe içresinde hayat bulmasıdır.Yunus Emre; “Ya rab haberin kimden alalım,bir kamil mürşide varalım.”diyerek mürşide olan ihtiyacı belirtmektedir.Başta İlçemizin Kaymakamı Şuayib Gürsoy ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederim”