
Şahin; SERKA’ya Veryansın Etti
KOTODER Başkanı Gazeteci Salih Şahin, düzenlediği basın toplantısında, SERKA ve bazı kurumlara tepki gösterdi.
KOTODER Başkanı gazeteci yazar Salih Şahin, sahibi olduğu Ölçek Gazetesi’nde yayınlanan “SERKA’da Proje Huzursuzluğu” haberi için SERKA’dan gelen cevap üzerine basın toplantısı düzenledi. SERKA’nın 2013 yılı proje desteklerinde haksızlık ve ayrımcılık yapıldığı iddialarına karşı SERKA Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Tutar imzalı Ölçek Gazetesine değil de kamuoyuna yönelik açıklama yapmasına tepki göstererek gönderilen cevabın da dahi çelişkilerle dolu olduğunu belirtti. Şahin “Kars’ın birçok ürünü değer kaybetti. Folkloru, kültürü, hayvancılığı, kazı, balı, kaşarı başka yörelerden gelir oldu. SERKA’nın desteklediği bu değerlerin de tadı kaçtı.” dedi.
Kars’ın her geçen gün her alanda gerilediğini, yerel yönetimler ile birlikte Valiliğin ve Kafkas Üniversitesi’nin pek çok konuda duyarsız kaldığını da ileri süren Şahin, Kars için uğraşanların kösteklendiğini, çalışmayanların ise desteklendiğini, kısa adı SERKA olan Serhan Kalkınma Ajansı’nın desteklediği projeler için de şartnameye uyulmadığı ve daha önce destek sözü verilerek desteklendiği iddialarının arttığını ifade etti.
“ŞAHİN, SERKA’YI ELEŞTİRDİ”
17 Nisan 2013 günü Ölçek Gazetesi’nde yayınlanan “SERKA’da Proje Huzursuzluğu” başlıklı haber yayınlandı. Haber üzerine Ölçek’i ve sahibi Salih Şahin’i hedef alan SERKA Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Tutar, Şahin’in gazetecilik ilkelerine aykırı hareket ettiğini ileri sürerken, iddiaları da cevaplandırmadı. Bunun üzerine KOTODER Başkanı ve gazeteci Salih Şahin basın toplantısı düzenleyerek gönderilen cevaba ve SERKA ile bazı kurumların tutumlarına da tepki gösterdi. Şahin toplantıda: “Kars Oyunları Türküleri ve Ozanları Derneği (KOTODER) ve gazetecilik adına basın toplantısını yapıyorum. Neden dernek değil de gazeteci olarak da toplantıyı yaptığımı açıklayacağım. Kars basını adına ben çok üzgünüm. Kars basınının değerinin günden güne kaybolması beni ayrıca yaralıyor. Sahibi olduğum Ölçek Gazetesi’nde konu ile ilgili olarak bir haberimiz yayınlandı. Ben KOTODER adına SERKA’ya müracaatta bulunmuştum. Kars, Ardahan, Iğdır ve Ağrı yöresinin türküleri oyunları, ozan havaları ve yöresel çalgılarının imalatı ve derlemelerin yayınlanması. “sesli ve görüntülü” ortamlarda olsun, kitap ortamında olsun yayınlanıp belgelenmesi ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla SERKA’ya derneğimiz adına proje sunmuştuk. Benim bu amaçla da çalışmalarım var. Bunların bir kısmı da, Milli Eğitim Bakanlığınca okullara kaynak kitap olarak kabul edildi. Bu tecrübelerimden yola çıkarak kaybolmaya yüz tutan, bu yörenin kültürünün ortaya çıkması için bir proje hazırladım. 2 yıldır SERKA’ya gittim - geldim. “Bana para vermeyin, imkan verin, sizin kurumunuzun yayını olsun, sizin adınıza CD’ler belgeler, kitaplar yayınlansın sadece benim ismimi hazırlayan Salih Şahin olarak geçebilirsiniz. Bana araç ve birtakım imkanlar temin edin başka bir şey istemiyorum” dedim. Onlarda bana “Bu konu görev alanımız dahilinde bulunmuyor.” Diyerek beni Kars Valiliği’nde SODES’e yönlendirdiler. 2-3 yıldır kaybolan kültürümüzün ortaya çıkması için ben bu kurumlar ve Kars Belediyesi arasında mekik dokudum. Bu değerlerimizi akademik çalışmalarla ve belgelerle ortaya koyacaktık. Ama hiçbir destek görmedik. Bu amaçla Dernek olarak SERKA’ya bir proje hazırlamıştık. Bu projenin destek görmediğini iki gün önce öğrendim. İki gün önce bana birkaç arkadaş telefon açarak bizimle birlikte kendilerinin de projelerinin onaylanmadığını söylediler ve ayrım yapıldığına, önceden birilerine sözler verildiğine, şartnameye uyulmadığına ilişkin iddialarda bulundular. Ayrıca haber yapmamı ve isimlerini de SERKA’nın bundan sonraki projelerine engel olmaması için yayınlanmamasını istediler.
“SERKA PROJELERE SÖZ MÜ VERDİ ?”
Aylar öncesinden bazı sivil toplum kuruluşları, tüzel kişiler ve yerel yönetimler basın açıklamalarında: ’Aşıklar akademisi kurulacak, SERKA’dan büyük destek alacağız, 2-3 projemiz buradan geçecek ‘diye. Söylüyorlardı. Bunu yerel basın da biliyor. Sonra şartnameye uygun hareket edilmedi yani şartnamede deniliyor ki “daha önce herhangi bir yardımdan veya uluslararası projelerden destek görmemek şarttır.” Benim hazırladığım projeye de “Uluslararası herhangi bir projeden destek almadım” diye taahhütte bulunmuştum. Oysa kazanan projelerin bir bölümünün daha önce başka yerlerde destek aldığını birçok kişi biliyor. Yani kendi koydukları şartnameyi kendileri çiğniyorlar. Ayrım oldu burada.
“ŞAHİN’DEN SERKA’NIN CEVABINA TEPKİ”
Ben geçen gün bu iddialarla ilgili haber için SERKA’ya gittim ve Tutar ile görüştüm ve iddiaları kendilerine ilettim. “Kamuoyunda söylentiler var. Destek alanlar yeniden destek alıyor. Diğerlerine destek vermiyorsunuz. Bu konuda ne diyorsunuz.”diye sordum. Bana Genel Sekreter Sayın Dr. Hüseyin Tutar da: “Salih Bey, Onların projelerini kurumda hazırlamak suretiyle destek olduk” Bu ne demektir? Bu çelişkili cevap üzerine Ben de halkın iddialarını gazetemizde haber yaptık. Hata bazı gazetelerde haber ile ilgili olarak gazetemizi kaynak göstererek haberi yayınladılar. Daha sonra basına ve kamuoyuna Genel Sekreter Sayın Tutar imzasıyla bir yazı gönderildi. Yazıda Ölçek Gazetesi ve benim adım hedef gösterilerek iddialara cevap vermeden hedef gösterildim. Sayın Genel Sekreter tamamen olayı kişiselleştirmiştir. Ayrıca habere istenen cevabı da vermemiştir. Tutar diyor ki ‘Salih Şahin, destek almadığı için yazı yazmış ve gazetecilik ilkelerine ters düşmüştür.’ Şimdi ben Kars basını adına çok üzgünüm. Kars basını SERKA gibi bütün kuruluşların internet üzerinden gönderdiği yazıları hiçbir şekilde değiştirmeden aynen yayınlıyor. Yani onların reklamını yapıyoruz. Onları alıştırmışız biz. Onlar gönderiyor biz de yayınlıyoruz. Gerçekten basın ilkelerini ihlal etmişiz. Şimdi onları öyle alıştırdığımız için de ben gazeteciliğimi kullanıp haber yaptığım zaman o alışkanlıktan dolayı basın ilkelerini tahrip ettiğimi söylüyor. Basın ilkelerini kendisi tahrip etmiştir. Ölçek Gazetesi’nde yazılan bir yazı için cevabı da aynı gazeteye gelir. Benim gazetemin cevabını başka gazeteye veremez. Ancak ben kendim yayınlarım. Bu yazısıyla benim gazetemi basına ve kamuoyuna şikayet ediyor. Ben de bu toplantıyı yapmak zorunda kaldım. Burada Kars yerel basınının ne durumda olduğunu bizim onlara ne kadar taviz verdiğimizi, haberlerini olduğu gibi kullandığımızın hatasını ortaya koyuyor. Ve yine biz görevimizi ihmal ediyoruz. Basını hiçbir kamu kuruluşu Kars’ta saymıyor. Burada SERKA’nın yaptığı şeyleri ortaya koydum.
KARS’IN KÜLTÜRÜ YOK OLDU
Ben yıllardır Kars oyunlarını aşık havalarını ve türkülerini dile getirdim, müzik aletlerini imal ettim. Hiçbir yerden de destek almamaksızın bunları yaptım. Üstelik hiçbir değerim olmadan yıllardır ben de aynı çalışmalarımı yapıyorum. Kars, Ardahan ve Iğdır türküleri ve kültürünü oryaya koyan çok sayıda kitabımı da kendi paramla bastırdım ve hiçbir kuruluştan destek almadım. Bölgenin tek mani kitabını ben yazdım. Bunlar akademik çalışmalardır ve birçok yerde de kaynak olarak gösterilmiştir. Şimdi ise desteklenen projelere bakıyoruz. “aşıklar akademisi” gibi bunlarında 2-3 edebiyat öğretmeni yürütecek. Benim SERKA’ya sunduğum projede ise Kars, Iğdır, Ardahan ve Ağrı yöresinin kültürünü, folklorunu, oyunlarını ve ozan havalarını derlemek kayıt altına almak konserler düzenlemek internet aracılığıyla yayınlamak kitaplaştırmak. Yöresel çalışmaları kayıt altına almak bunların hepsini kendim yapıyorum. Üstelik kendim kira almayacağımı belirttim. İstanbul Teknik Üniversitesi, TRT uzmanlarından, Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlarından oluşacak ekibi kaynak göstermiştim. Bilindiği 3 yıl önce Ben Kars’ta ilk kez Kars Belediyesinin desteği ile Türkiye Türkü Bayramını düzenledim. Burada ilk kez yarışma şartları uygulandı. Benim jüri üyelerim de TRT’nin Yurttan Sesler Korosu Şefi, Kültür Bakanlığının Devlet Korosu Şefi ve Yardımcısı yani işinde uzman olanlar benim jürimdi. Bunlardan oluşan teknik heyete SERKA onay vermiyor. Çünkü her şey ortadadır. Ben çok üzülüyorum. Kars’ta Aşıklar Bayramı 8 yıldır yapılıyor. Henüz bir tane eser ortaya çıkmış değil. Türkiye Türkü Bayramında 50’ye yakın eser ortaya çıkardık. Bunları derledik, notalandırdık ve kitap halinde basılması için 3 yıldır Belediyede Başkanımızın masasında bekliyor. Biz Kars’ın kültürü için hizmet veriyoruz. Bu zamana kadar yaptığım çalışmaların hepsinin maddi külfetini kendim karşıladım. Kars Valiliğinin, Kafkas Üniversitesinin ve Kars Belediyesinin çıkardığı kitapların hiçbirinin akademik boyutu yok. Ben tek başıma mücadele ediyorum. Ama desteklenmiyorum. Bizim ne günahımız var? Ben bundan sonra çalışmak istemiyorum. Kars’ın kültürü, eti, balı, kaşarı, kaz etinin yöresel tadı kalmadı. Kars’ın tek bir fabrikası yok, hayvancılığı yok. Buradan göçmek mi gerekir? Yapılan projelerin de hiçbir anlam yok. Ben herkesi göreve çağırıyorum. Şu zamana kadar hiçbir yerden destek değil köstek aldım. Benim değerimi yurt dışındaki örgütler UNESCO veriyor. Ben ailem ve kendi adıma yerel yönetimlere küskünüm.” Dedi.
Şahin: Kars’ta satılan balın İran ve Ordu’dan geldiğini ve Kafkas arı ırkının kaybolduğunu, kaşarın bozulduğunu, Kars kazının Ağrı ve Van gibi illerden getirildiğini, böylece Kars’ın adının kötüye çıktığını, Kars’ın Azerbaycan müziği ile temsil edildiğini de belirterek SERKA’nın desteklediği proje çalışmalarına karşılık gösterdiği tepkiyi de aşağındaki mani ile dile getirdi:
“El balını Kars’ta satar / Kaşara patates katar / Kars’ın kazı Van’dan gelir / Hizmet diye hava atar”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.