1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Paratoneri çaldılar
Paratoneri çaldılar

Paratoneri çaldılar

5 bin yıllık geçmişe sahip Anı Harabeleri’nde yıldırım tehlikesi

A+A-

Anadolu’nun ilk Türk Camiyi yıldırımdan korumak için minaresine takılan paratoner ikinci defa çalındı

Türkiye-Ermenistan sınırındaki 5 bin yıllık geçmişi bulunan Anı Harabeleri’nde Alparslan’ın 1064’te Anadolu’yu fethettiğinde yaptırdığı ilk Türk Camisi Mahuçehr Camii’ni yıldırımdan korumak için minaresine taktırılan paratoner ikinci defa çalındı.

ANADOLU’NUN İLK TÜRK CAMİSİ

Alparslan’ın 1064’te Anadolu’yu fethettiğinde buradan girdi ve o zamanki buranın valisine bu camiyi yaptırmasını buraya vali olması talimatını verdi. Yapımı temelden tavana 8 yılda tamamlanan bu ilk Türk Camii, Anadolu’daki Türk’ün ve İslamın ayak izlerinin temelini tutabilmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı konservasyon ve restorasyonu çalışmaları yaptı.

YILDIRIMA KARŞI KORUNUYORDU!

Bölgede yıldırım akımlarının olması nedeniyle caminin zarar görmemesi için minaresine bu yıl içinde iki defa paratoner takıldı. Paratonerlerin ikisi de ne yazık ki kimliği belirsiz kişilerce çalındı. Olası bir yıldırım çapmasına karşı şu anda korumasız olan Ebu’l Mahuçehr Camii’ne yeniden bir paratoner takılacak.

SULTAN ALPARSLAN’IN YAPTIRTTIĞI CAMİ YILDIRIM TEHLİKESİ ALTINDA

Ömrünü Anı Harabelerini fotoğraflamakla geçiren Araştırmacı Fotoğrafçı Yıldırım Öztürkkan, harabelerde yıldırım düşmesi sonucu yıkılan binaları hatırlatarak, bölgede bu tür örneklerle sık sık karşılaşıldığını ve bu paratonerlerin de bu amaçla kurulduğunu söyledi. Anadolu’nun ilk Türk Camisi Mahuçehr’in de paratonerle yıldırımdan korunmasının amaçlandığını belirten Öztürkkan, paratonerin çalınmasıyla birlikte bu tehlikenin beklendiğine de işaret etti.

YENİ PARATONER TAKILMASI BEKLENİYOR

Öztürkkan, “Burada Allah muhafaza yıldırım bulutları dolandığı anda arada bakır kablo olmadığı için sivri uçlardan yıldırımı çekecek fakat toprağa akmadığı için binaya zarar verecektir. Ya bu çelik konservasyonu kaldıracaksınız ya da bu paratonerin kablosunu yeniden yapacaksınız. Veya üstteki sivri ucu sökeceksiniz. Şu anda buradaki bu durum büyük bir tehlike arz etmektedir.” dedi.

MİNAREYE ÇIKIŞ YASAKLANSIN

Bakır kablonun ikinci defadır çalındığını da ifade eden Öztürkkan, “Bu ikinci defadır çalınıyor. Bu cami minaresine çıkışı yasaklamak gerekiyor. Çünkü kötü niyetliler önce minareye çıkıp üst ucu kesiyorlar sonra da aşağı inip alt kısmı kesiyorlar. Yaklaşık 30 kilogramlık bu teli alıp götürüyorlar. Şimdi şu anda yıldırım gelse üstte sivri uca değdiği gibi toprağa akmadığı gibi binaya isabet edecek ve inanın yıkılmasına sebep olacaktır.” diye konuştu.

PARATONER İKİNCİ DEFA ÇALINDI

Kars Kültür ve Turizm İl Müdürü Hakan Doğanay da, paratonerin alınan tüm önlemlere rağmen bundan önce de çalındığını söyledi. Önümüzdeki günlerde yeniden paratoner kurulacağını da belirten Doğanay, Anı Harabeleri bitişiğindeki Ocaklı Köyü’ne de giderek, vatandaşları daha duyarlı olmaları konusunda bilgilendirdi.

ANADOLU’DAKİ BU İLK TÜRK CAMİİ TEMELDEN TAVANA 8 YILDA TAMAMLANDI

Doğanay, “Ebu’l Mahuçehr Camii Anadolu’daki ilk Türk Camii’dir. Alparslan 1064’te Anadolu’yu fethettiğinde buradan girdi ve o zamanki buranın valisine bu camiyi yaptırmasını buraya vali olması talimatını verdi. Anadolu’daki bu ilk Türk Camii temelden tavana 8 yılda tamamlandı. Anadolu’daki Türk’ün ve İslamın ayak izlerini temelini tutabilmek için bu caminin konservasyonu ve restorasyonu bakanlığımızın programına alındı. İlk olarak da ayakta kalan caminin minaresi korunmaya çalışıldı. Bunun içinde yıldırımdan korunması için paratoner takıldı. Ne yazık ki bu paratonerin çalındığı bize bildirildi. Biz Jandarmaya haber verdik, gerekli tutanaklar tutuldu ve çalışmalar yapıldı. Firmayla görüşmelerimiz sürüyor ve bu paratonerin tekrar yerine takılması bekleniyor.” dedi.

TURİSTLERE VE OCAKLI KÖYLÜLERİNE ÇAĞRI:

Anı Ören Yeri ziyaretçilerine ve Ocaklı köyü sakinlerine de seslenen Doğanay, “Ören yerleri ve tarihi eserler herkesindir. Bunlara sahip çıkmak lazım. Özellikle Ocaklı Köyü sakinlerine sesleniyorum; Anı Ören Yeri Ocaklı Köyü’nün kurtuluşudur, Ocaklı Köyü’nün geleceğidir. Onun için Ocaklı Köyü sakinlerinin hepsinin, her hanenin bir esere bekçi gibi sahip çıkmasını ve korumasını talep ediyorum. Yoksa işte bu sınırda, Ermenistan’ı sıfır kilometrede bu köyün Ocaklı Köyü olarak anılmasının tek sebebi de bu Ören yeridir ve Antik kentidir. Onun için ben Ocaklı Köyü sakinlerine Ören yerine sahip çıkmaları gerektiğini söylüyorum. Bizim burada 4 tane güvenlik görevlimiz, 5 tane de toplum yararına çalışma programından temin ettiğimiz temizlik görevlilerimiz var. Görevlilerimiz görevlerini yapıyorlar fakat yetişemiyorlar. Malumunuz Anı hakikaten çok yoğun bir yer. Yılda 23 bin 680 kişi biletli giriş var. Biz bunu 10’le çarpıyoruz. Biletsiz girişlerde çok. Bizim buradaki ilk hedefimiz; Anı Harabelerini bir an önce hak ettiği yere getirmek ve dikkatleri çekmektir. Fakat yaptığımız çalışmalara da sahip çıkmak lazım. Bu bir kültürdür. Tarihi eserler herkesindir. Onun için herkes lütfen hem eserine, hem geçmişine hem de kültürüne sahip çıksın. Kendini buranın bir güvenlik görevlisi gibi saysın. Ben özellikle Ocaklı Köyü sakinlerinden bunu istiyorum.” çağrısında bulundu. 

EBU’l MANUÇEHR CAMİİ HAKKINDA

1064 yılında Ani’yi fetheden Alparslan, şehrin idaresini Şeddatlı Emiri Ebu’l Esvar’ın oğlu Manuçehr’e bırakmış, Manuçehr de şehri imar etmiştir. Manuçehr’in ilk yaptırdığı yapılardan birinin Manuçehr minaresi olduğu ve Gazneliler’in zafer kuleleri gibi tek başına bir anıt olarak yaptırıldığı düşünülmektedir. Araştırmacılar yapıyı, N. Khanikof tarafından 1847 yılında tespit edilen, şimdi yıkılmış durumdaki batı cephede yer aldığı belirtilen, çiçekli kufi hatla yazılmış kitabeye göre 1086 yılına, Manuçehr dönemine tarihlendirmişlerdir.

Batı cephede iki kitabe daha tespit edilmiştir. Biri M. Brosset, W. Barthold ve N. Khanikof tarafından okunmuştur ve Ebu Said Bahadır Han’ın halktan alınan yasal olmayan vergileri sınırlandırmasıyla ilgili olduğu belirtilmiştir. Diğer kitabe ise eksik olduğundan mahiyeti tam anlaşılamamıştır.

Ani’nin yaklaşık orta kısmında, Arpa Çay’a bakan yamacın kenarında yer almaktadır.

Mimari Tanıtım: Kırmızı ve siyah renkli düzgün tüf taşlarıyla inşa edilen yapının doğu kısmı, yamaç eğiminden dolayı fevkanidir. Harim kısmı mihrap duvarına dik uzanan, ortadaki daha geniş üç sahna ayrılmıştır.

Caminin batı cephesinin tamamı, güney cephesinin ise batı bölümü yıkılmış durumdadır. Yapının doğu cephesinde dört, kuzey cephesinin doğu kısmında bir adet olmak üzere yarım daire kemerli toplam beş büyük penceresi bulunmaktadır. Doğu cephedeki pencerelerin üstlerine, havalandırma işlevi gören dikdörtgen biçimli birer küçük açıklık yerleştirilmiştir. Ayrıca bu cephede bodrum katındaki mekanlara açılan farklı boyutlarda, dikdörtgen biçimli dört pencere daha yer almaktadır.

Yapının kuzeybatı köşesinde minare bulunmaktadır. Kare bir kaide üzerine oturan minare sekiz cephelidir ve şerefesine kadar olan kısmı mevcuttur. Güneyinde yer alan yarım daire kemerli kapısı caminin batı sahnına açılmaktadır. Minarenin camiye bağlanış biçimi ve caminin 12. birimi içinde yer alması sebebiyle, camiden önce yapılmış olduğu, kuzey taraftaki çarpıklığın da buna bağlı geliştiği düşünülmektedir.

Harime girişi sağlayan kapı, batı cephenin kuzeyine yerleştirilmiştir, ancak günümüze eşiği ulaşabilmiştir.

Harim kısmı, yüksek kaide ve başlıklara sahip silindirik gövdeli sütunlar ve bunları bağlayan yarım daire kemerlerle farklı boyutlarda birimlere ayrılmış, bu birimlerden batıdakiler büyük oranda yıkılmıştır. Mevcut birimlerin üzeri, kırmızı ve siyah taşlarla oluşturulmuş geometrik bezemelere sahip farklı biçimdeki yıldız ve aynalı tonozlarla örtülmüştür. Orta sahında, kuzeyden ikinci tonozun üzerinde bir aydınlık açıklığı bulunmaktadır.

Orta sahnın güneyinde yer alan mihrap tamamen yıkılmıştır. Bu nedenle özellikleri hakkında bir şey söylemek mümkün değildir.

Caminin doğu kısmında, hem üstteki zeminin kaymasını önlemek hem de yapının oturtulacağı alanı tesviye etmek amacıyla fevkani yapılan kısma, üzeri beşik tonoz ile örtülü dört mekan yerleştirilmiştir. Aydınlığın altında yer alan açıklıktan merdivenle inilen mekanlar eyvan biçimindedir.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.