
Mecliste gensoru tartışması
Tarım Bakanı Mehdi Eker hakkında verilen gensoru önergesi hakkında konuşma yapan CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’e AK Parti Grubu adına AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç cevap verdi.
Tarım Bakanı Mehdi Eker hakkında verilen gensoru önergesi hakkında konuşma yapan CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’e AK Parti Grubu adına cevap veren AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, ot meselesi halledilmeden et meselesinin halledilemez olduğunu belirtti ve “Ensar Bey ve arkadaşları, meclise ineği tezeği getirirken bu kadar bilgiye sahip olan sizleri desteklemiyoruz.” dedi.
Kılıç, TBMM’de yaptığı konuşmada, TMBB’ye Tarım Bakanı hakkında gensoru önergesi veren CHP’lilerin bu önergeyi bir kez dahi okumadıkları yönünde fikir sunan AK Partili Yunus Kılıç, “Verdikleri gerekçeye baktığımızda, ciddi bir şekilde okuduğunuzda belli ki verenler bir defa bile okumamışlar. Gerekçede işin ciddiyetsizliği ortaya çıkıyor. Tarım politikalarına talip olan CHP milletvekili (Ensar Öğüt) ve 29 arkadaşı yıllık et tüketiminin 6 bin ton olduğunu ileri sürüyorlar. Bu yanlış bilgidir. 50 yıldır ülkeyi yöneten ana muhalefetin bunlardan haberi yok. Türkiye’de ne yazık ki ana muhalefet partisi tüketilen etin yüzde 50’sinin domuz etinden kaynaklandığını iddia edecek kadar tarım ve hayvancılıktan uzaklar. Mazot fiyatlarına göre buğday fiyatlarını karşılaştırmışlar. Bu hesabı yaparken bile Hamça Çebik’e götürseydiniz bölme işlemini yapar size verirdiler. Kendileri bile ne sonuç beklediklerinden haberleri yoktur.” dedi.
Kılıç ayrıca İthal hayvanlarda mavi dil hastalığına rastlanıldığı önündeki iddialar üzerine de, “Mavi dil hastalı sineklerle bulaşır, koyunlara özgüdür kuzularda ciddi şekilde ölüme sebep olur hayatta da insanlara bulaşmaz. Bunların bir akıl süzgecinden geçirdikten sonra getirseniz ya. Burası Meclis ve ciddi bir kurumdur. Bunu yaparken belli şeylere dikkat etmekte fayda var. Mavi dil Avusturya’dan getirilen hayvanlarda çıkmamıştır. Bir kaçı ölünce tetkik yapılmış ve şüphe edilmiştir pozitif dememiştir. Sağlıkla alakalı olanlar bunu bilirler. Bir üst kurumda negatif olarak belirlenmiştir. Tarım Bakanlığı İngiltere’deki laboratuara göndermiştir ve orası da negatif olarak teyit etmiştir. Bu kadar veri elde iken nasıl dersiniz ki Avusturya’dan gelen hayvanlarda mavi dil meydana geldi. Hastalığın bulaştıktan sonra ölümlerin başlaması için 7 gün yeterli. Hayvanları sağlam bile getirseniz enfeksiyon bulaştığında 7 gün içinde ölebilirler. Bunu bilmeden çıkıp ülkemize ithal etle birlikte hastalık geldi demenin ne anlamı var. Ben aslında tarım ve hayvancılık yapan aileden biriyim. Birde veteriner hekimim ve akademisyenim tarım komisyonundayız. Ailemizden büyük bir bölümü halen hayvancılığın içerisindeler. Gensoruda anlatılanlar doğrusu ise Tarım Bakanına en fazla benim bağırmam gerek. Tarım Bakanı ve ekibi tarım politikalarında neler yapmışlardır, bunlara bakmak gerek.” diye konuştu.
Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu ülkede tarımın yapısal problemleri yıllardır vardı şimdi ise azalarak devam ediyor. İşletme büyüklüklerimiz çok küçük. Almanya’da bir işletmede ortala 44 hayvan varken Türkiye’de bu sayı 5-6 civarında. Arazilerimiz çok küçük. Çok parçalı bir işletmenin araziyiz 7-10 parçalıdır. Bunun sebebi şu anki Tarım Bakanı veya AK Parti değildir. Son 70 yılda sizin içinde bulunduğunuz yönetimlerle bu hale gelmiş süreçtir.
Tarımdaki en önemli girdi yem olmasına rağmen ülkemizde bulunan sulananabilir arazisinin bile sadece üçte birini sulayabilir durumdaydı. Ve müdahale kurumlarını bir bir satarak elimizden çıkarmıştık. Üreticinin fiyatının belirlenmesinde müdahale şansı kalmamıştı şimdi bizimle beraber geriye almaya başladık.
Tarımın en önemli sıkıntısı yem bitkisi üretimidir. Tarımda bir hoca der ki “ot meselesi halledilmeden et meselesi halledilemez.” Bu kitap gibi bir sözdür: bunu bile Tarım Bakanı ve ekibi Türkiye’de en öncelikli olarak arazi tapulaştırılması işini ele almıştır. Parçalı arazi olduğunda sürdürülebilir tarımsal üretime dönüştürülmesi çok zor oluyor. Böylelikle vatandaş tarımdan vazgeçiyor. Arazileri bir araya getirmek gerek, Böyle olursa vatandaş tarıma dönecektir. 1961 yılından 2002 yılına kadar 450 bin hektardı. Şu anda ise 3 milyon hektar arazi tapulaştırıldı. Yem bitkisi üretimi de 45 milyon tondan 9 milyon tona çıktı.
‘Neden ot saman ithali’ derseniz. AK Parti iktidar olduğundan kültür ırkı sadece yüzde 10’du. 1980’lerden 2002’ye kadar 12.5 milyondan hayvan sayısı 9 milyona düşmüştü. AK Parti ile birlikte kültür ırkı hayvan varlığı yüzde 40’a ulaşmıştır. AK Parti iktidara geldiğinden bugüne kadar tarımsal üretimde hamle yaptı. Karkas ağırlığını et miktarını 170 kilodan 240 kiloya kadar çıkardı. Tarımsal verileri hatırlattığımızda muhalefet kızıyor. Bakın tarımsal hâsılamız 23 milyon dolardı 63 milyar dolara çıktı. Desteklerden bahsettiler AK Parti 63 milyarlık tarımsal hâsılayı elde ederken yılda 10 milyon TL’sini tekrar çiftçisine köylüsüne destek olarak veriyor. Yüzde 7’sini tekrar destek olarak veriyor. Bazen iddia edersiniz ye milli gelirin yüzde 17’den daha fazlası tarımsal destek verilmekte.
Tarımsal kooperatiflere 10 yılda 100 milyon dolar destek verilmişti. AK Parti döneminde de 100 milyon dolara çıktı. Türkiye bu rakamları 2002 de elde edemiyordu. Köylü nüfusu yüzde 40’tı. Şimdi ise köylü nüfus yüzde 25. Fırkandı değil misiniz refahınız artıyor. Milli gelir 10 bin dolara ulaştı. Bence hamal bulmuşsunuz bırakın çalışsın yiyin keyfinize bakın. Sebze meyve 30 milyon tondan 45 bin tona çıktı. Bunlar artmaya devam ediyor.
Domuzla alakalı Ensar bey kırıcı cümle kullandı. Meclis olduğunu unuttu ve domuz Türkiye’de 3 tane çiftlik vardır. Bir tanede ruhsatı kesimhane vardır. Bunlarda Tarım Bakanlığının denetimindedir. Et ithalatı ile alakalı et ithalatı yapıyoruz. İnsanımız daha çok et yemek istiyor. Teknolojik toplumu geçiştirebilmemizin yolu daha çok protein tüketilmesine bağlı. Et tüketmemiz yazım. Biz bu eti kendimiz üretiriz ama önce hayvan gıda güvenliğini sağlayacak yem bitkileri üretilecek. Araziler tapulaştırılacak ondan sonra kendimize yetecek eti de üreteceğiz. Mazot bizde yok gübre ham maddesi yok ilaç yurt dışından alınıyor. İnşallah bunlar üretilecek.
Köylü ilk defa evi içinde tuvaleti gördü. Seramikten mutfakları gördü. Traktöre ziyadesiyle gördü. Her evde iki traktör var. Köyde kanalizasyon parke taşları gördü. Bütün bunları alalım birde AK Partiyi çıkaralım; geriye açlık ve yoksulluk kalır. Bu gerginliğinizin sebebini anlamak mümkün; her gün bir tane gensoru vererek meclisi meşgul ediyorsunuz, meclisi tıkıyorsunuz. Halkımızın size destek verdiği bir durum değildir bu. Başbakanımız ‘2023 vizyonu tamam şimdi birde 2071’ dedi. Telaş şu; bizden geçti torunları da kurtaracağız. Yoksa her gün anlamsız ve kendinizin bile anlamadığı gensoru veriyorsunuz, Ensar Bey ve arkadaşları, meclise ineği tezeği getirirken bu kadar bilgiye sahip olan sizleri desteklemiyoruz.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.