
Kadın istihdamına araştırma
Kadın istihdamı için meclis araştırması...
BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, Kadın işsizliğinin nedenlerinin tespit edilerek, kadın istihdamının artırılması için alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na teklifte bulundu.
GEREKÇE
Türkiye’de kadının eşitsiz konumu, eğitim olanaklarına erişimi, sosyal hayata katılımı, yönetsel ve idari kademelerde kadın temsili gibi verilerde olduğu gibi, kadınların istihdam rakamlarında da çok net biçimde görülüyor. Dünya Ekonomi Forumunun siyaset, eğitim, istihdam ve sağlık alanlarında kadın erkek eşitliğini inceleyerek hazırladığı 2011 yılı yıllık raporunda, Türkiye cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 134 ülke içinde 126. sırada kalmıştır. Aynı rapor, Türkiye'nin, kadınların ekonomiye katılımında 134 ülke içinde 131. sırada olduğunu gösteriyor. Türkiye'de çalışan kadınlar çoğu güvencesiz, düşük ücretlerle, uzun çalışma saatleriyle ve sosyal güvenlik haklarında yoksun koşullarda çalışmaktadır. TÜSİAD ve KSGM'nin 2011 yılı verilerine göre, 1990’da yüz kadından 34’ü istihdama katılırken, 2004’te bu rakam %27’ye, 2009'da ise % 22’ye gerilemiştir.
Araştırmalara göre, Türkiye’de kadın istihdamındaki genel düşüşün başlıca nedenlerinde biri, tarımda yaşanan dönüşüme bağlı olarak, kırsal istihdamın gerilemiş olmasıdır. Devletin tarıma verdiği destekleri çekmesi, tarımsal sübvansiyonları kaldırması, Tekel gibi devlet kurumlarının özelleştirilmesi kadın istihdamını azaltmıştır. TÜSİAD'ın 2008 verilerine göre, kadınların tarımdaki istihdamı zaman içinde gerilemiş, 1995’te yüzde 71.2 olan kadın istihdamı, 2000 yılında yüzde 60.5, 2006’da ise yüzde 48.5 olmuştur. Kadınların kamu alanında istihdamı da son derece düşüktür. İstatistiklere göre, kamuda 8 bin 284 üst düzey yöneticinin yalnızca yüzde 7’si kadındır. Mevcut 20 müsteşarın tamamı erkek olduğu gibi, 81 müsteşar yardımcısının yalnızca 3’ü kadındır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan son istatistiklere göre, Türkiye’de toplam çalışanların yüzde 29.4’ü kadındır. Yine 3 milyon 759 bin ücretsiz aile işçisinin yüzde 71’i kadın olup, bu oran 2 milyon 681 kadın çalışan sayısına denk geliyor. Bu sayının yüzde 94.6’sı ise kayıt dışı çalışmaktadır. Aynı istatistiklere göre, toplam kayıt dışı çalışanların yüzde 73’ü kadındır. Türkiye’de kadınların işgücüne katılma oranı ise % 30'dur. 12 milyon 55 bin kadın, ev işleriyle meşgul olduğu için işgücüne katılamıyor. Çeşitli nedenlerle çalışamayan 3 milyon 404 bin kişinin 2 milyon 209 bini kadındır. Türkiye, OECD içinde kamuda kadın istihdamı alanında son sıralarda yer alıyor. OECD ülkelerinde kamuda kadın istihdamı ortalama yüzde 40-50 arasında iken, bu oran Türkiye’de % 30'da kalıyor. 450 vali yardımcısı içinde 10 kadın, 989 kaymakam arasında ise yalnızca 13 kadın bulunuyor. 261 bölge müdürü arasında kadın bulunmuyor. Yalnızca bir kadın 82 vali bulunuyor. TBMM’de kadın temsil oranı % 14'te kalıyor. Aynı şekilde belediye başkanı oranı % 0,9, belediye meclisi üyesi % 4,5, il genel meclisi üyesi ise %3,5'tir.
Kadınların istihdam edilebilirliğinin artırılması amacıyla daha fazla işe ve daha iyi istihdam koşullarına ihtiyaç vardır. Aynı zamanda kadınların bu imkânlara erişiminin kolaylaştırılması ve kadınların işgücüne katılımının önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Özellikle kamu alanında kadın istihdamının arttırılması için buna yönelik bir modelin geliştirilmesi gerekiyor. Aynı model tüm istihdam alanları için geliştirilebilir ancak kamu alanının bu kapsamda kontrol altında tutulması daha olanaklı görülüyor. Alınacak önlemler, kamu alanında kadın istihdamının teşvikini değil, kesin biçimde belli bir orana getirilmesi için geliştirilecek stratejik planlamalar dâhilinde olmalıdır. İstihdam alanlarında geniş kapsamlı araştırmalar yapılarak, bütün kurumlarda belirlenecek bir rakamda kadının istihdam edilmesi şart koşulmalıdır. Bu sorun, üzerinde tartışmalar yürütülerek, uzun vadeli stratejik planlamaların yapılmasını gerektirecek derecede ciddi bir sorundur. Bu nedenle konunun öncelikle TBMM'de tartışılması ve bu yönlü politik adımların atılması gerekmektedir. Bu çerçevede alınacak kalıcı önlemlerin belirlenmesi için bir meclis araştırması açılmasını Genel Kurul'un takdirine sunuyoruz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.