Güzel Türkiyem Ateş Çemberi Haline Getirildi!!!

Ülkemizde bugün her bakımdan çok zor bir dönemden ve günlerden geçmekteyiz. Yollara döşenen bombalar ve şehirlerimizde canlı bombalar patlatılıyor. Maalesef her gün verdiğimiz şehitler ve yüzlerce masum insanımızın öldürülmesi yüreklerimizi dağlıyor.

Terör; devletimize, milletimize kaos yaratıyor. Birlik ve beraberliğimizi tahrip ediyor toplumumuzun birbirine olan güvenini sarsıyor. En hassas konularda bile birbirimize olan güvenimiz yok olmaya başladı. Beyinlerde başlayan ve hızlı bir şekilde ilerleyen bir çözülmeye doğru gidiyoruz. Bu, çok tehlikeli bir durumdur.

Devletlerin ve Milletlerin hayatında zor zamanlar ve dönemler her zaman vardır. Konuşmak istersiniz konuşamazsınız, kelimeleriniz düğümlenir ve boğazınızda kalır konuşmayız. İçerisine düşürüldüğümüz bu acı ile sürekli içi kararmış içine kapanmış; geleceğimizi düşünemeyen millet ve devlet haline getirilmek istenilmekteyiz.

İşte bu zor dönemde ve zamanlarda sözün bittiği yerdeyiz.

Sözün bittiği yerdeyiz. Ama aklıselimi, hoş görüyü, birbirimizi anlamayı ve birbirimizi kabullenmeyi öğrenmeliyiz ve burasının bizim ortak vatanımız olduğunu bilmeliyiz. Bu zor dönemde başta devleti yöneten yöneticilerimiz olmak üzere sıradan insanımız da konuşmasına dikkat etmesi gerekir. Ağzımızdan çıkan bir söz nereye varır, nereye gider diye daha dikkatli konuşmamız gerekir.

Ülke ve Millet olarak bir ateş çemberinden geçiyoruz. ABD, batılı devletler devletimizle hep bir sorunu oldu. Türkiye’yi nasıl zayıflatırız hesabını yapıyorlar. Bunun için Türkiye ne zaman yönetim olarak zayıflarsa hemen Türkiye ilgili dosyalar masanın üzerine konularak iç huzursuzluk ve çatışma ortamını artırıyorlar. Maalesef içimizdeki hain yapılanmalar da bunlara çanak tutuyor.

Ülkemiz son yıllarda çok ciddi bir kamplaşma ve kutuplaşmanın içerisine sürüklendi. Sürekli olarak kin, nefret ve ayrıştırıcı konuşmalar toplumumuzun içini kemiriyor. Sürekli kışkırtıcı demeçler ve konuşmalar millet olarak birliğimizi tehdit ediyor.

Şimdi bu düşünceler ışığında milletimize şöyle bir bakalım, toplumumuzu ne gözde görüyoruz? Birbirimize ağza alınmayacak ifadelerle sarf edilen hakaretlerle Türkçemizde bile olmayan kin ve nefret sözcükleriyle konuşan siyasiler ve kalemlerini kinleriyle yazan köşe yazarları, güç sahipleri, makam,masa, kasa, para, mücahitler, müteahhitler, ve nihayet konuşmayı, sohbet etmeyi unutan bu aşağılık makam ve para düşkünü asalak zihniyet ülkemizi bu hale getirilmesine vesile oldular.

Evet, vatan bizim, devlet bizim, millet bizim. Vatanın, milletin birliği, devletin bekası için verilen şehitlerin acısı içimizi çok yakıyor, ama bu acılarımızı istismar edenlerin oyununa gelmeyelim. Biz birbirimize düşürmek isteyen fitneci zihniyetler başta olmak üzere iç dış düşmanların asırlardır yapmak istedikleri kardeş kavgası kışkırtmalarına fırsat vermeyelim.

Terör ülkemizi teslim almak için her hürlü ayrılıkçı işbirliğini yapmaktadır. Ülkemizde Kürt vardır, Kürt vatandaşlarımız Türk Devletinin ve milletinin onurlu birer üyesidir. Türkiye de Kürt meselesi yoktur, Türk’ün ne kadar sorunu varsa Kürt’ün de o kadar sorunu vardır. Türk’ün sorunu Kürt’ün sorunundan ayrı değildir. Türkiye de Kürt sorunu var diyen, her fırsatta bu milleti otuz altı etnik dilime bölen, bölücülüğü meşrulaştıran, PKK’yı şımartan bölücü zihniyetler topyekûn milletin Türk’ün Kürdün ortak düşmanı olduğu bilinmelidir.

Amaç bir Türk Kürt çatışması çıkararak Türkiye’nin bölünmesine hizmet etmektir.

Devletimizin elini, kolunu, gözünü bağlayıp emperyalist beslemelerin ittifakının şehirlerimizi, ilçelerimizi, köylerimizi silah deposuna dönüştüren bölücü taşeronlara fırsat verilmemelidir. Ülkemizin can damarı olan yollarımıza mayınlar ve bombalar döşenip tuzaklanarak Devletimizin eli, kolu bağlanmak istenmektedir. Askerlerimizin ve polislerimizin geçtiği yollara kurulan tuzak bombalarla patlatılan patlamalarda çok acı şehitler vermekteyiz. Bu tuzaklar birliğimizin ve beraberliğimizin bozulması için hazırlanmış bombalardır.

Ülkemizin bu kadar ağır sorunu varken halen kendi içimizde sen ben diye bakarsak sonumuzu kendi elimizle hazırlamış oluruz. O zaman ülkemizin birliğini ve milletimizin birliğini, beraberliğini nasıl ve ne zaman sağlayacağız sorusunun cevabını vermek zorunda kalırız.!!!

Artık tercihlerimizdeki ve kararlarımızdaki birinci etken ne olmalı sorusunun cevabını vermeliyiz. Ama hala birbirimize nutuk atmakla meşgulüz. Artık kararımızı vermek zorundayız…

Tüm Şehitlerimize yüce Allahtan rahmet dilerim.

Türkü sevmeyen Kürt Kürt değildir… Kürdü sevmeyen Türk Türk değildir…

Ayrılık ’da azap birlikte rahmet vardır…