Gerek insanlık tarihinde, gerek Türk tarihinde insanın hayatını kolaylaştıran, değer kazandıran fikir ve ilim adamları öldükten sonrada yaşamaya devam etmişlerdir. Güzel sanatların her dalında ortaya koyduğu eserler kendilerinden asırlar sonra dahi kullanılan ve yol gösterici olan insanlığın mümtaz şahsiyetleri içerisinde ecdadımızın sayısı oldukça fazladır…

Tarihin karanlık sayfalarına ışık saçan ulu ecdadımız, ahlak, bilgi ve kültür denizini oluştururken, dinden gelen değerlerimizi ve törelerimizi ne güzel anlamış ve anlatmıştır.

Bizler o engin denizden yararlanabilme irademizi ne kadar kullanırsak geleceğe yürürken geçmişi ne kadar önemsersek, daha doğru ve daha dik yürüme şansımız olacaktır…

Türk milletinin tarih hafızasının vücut bulmuş hali olan ülkücü hareket bu noktada ilmin, kültürün ve bütün güzelliklerin yaşayan köprüsü olarak üzerine düşen tarihi misyonun farkında, milletimize hizmet aşkını her geçen yenileyerek devam etmektedir.

Bizler hiçbir siyasi kaygıya yenilmeden, ülkemizin ve şehrimizin geleceğine, mutluluğuna, güzel yarınlarına kendimizi hedeflemiş mücevherat sandığı bir davanın altın birer fertleriyiz. Gelecek için yarışırken kalitemizden ödün vermeyiz. Ülkemizi ve ülkümüzü her şeyin üzerinde tutarız…

Bizler, yalana iki yüzlülüğe ve riyakarlığa meydan bırakmayız. Ülkü kardeşliğimiz tarihi bir miras gibidir, öldükten sonrada devam eder, edecektir.

Bizler, ulu davaların yılmaz bekçileriyiz, doğrunun ışığından ayrılmak bize göre değildir. Sarayın yezidi olmaktansa, Kerbela’nın Hüseyini oluruz, bu davanın emri budur…

Bizler, milletimiz için sever, milletimiz için nefret ederiz.

Bizler, âlimin mürekkebine de, şehidin kanına da sahip çıkarız…

Bizler, Türk tarihinin harmanlaşmış hali ülkücüler, bu milletin sonsuza kadar hizmetinde ve emrindeyiz.

Selam ve sevgilerimle.