1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. ÇOCUKLAR BU KIŞI ZOR MU ATLATACAK
ÇOCUKLAR BU KIŞI ZOR MU ATLATACAK

ÇOCUKLAR BU KIŞI ZOR MU ATLATACAK

Prof. Dr. Mehmet Ali KIRPIK / TEMA Vakfı Kars İl Temsilcisi / Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi

A+A-

Yaşlı dünyamız oluştuğundan ve canlılar için yaşam alanı haline geldiğinden bu yana, coğrafik bölgeler, mevsimler oluşmuş, çok çeşitli yaşam alanları ve ekosistemler meydana gelmiştir.  Biyolojik yapı itibarı ile en basit yapılı canlıdan en gelişmiş organizma olan insana kadar olan canlıların her biri kendisine bu koca ekosistemde bir yer edinmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Buna bağlı olarak bütün canlılar kendilerine uygun olan yaşam ortamlarına uyum sağlamışlar, böylece canlı sistemlerle cansız ortamlar arasında güzel bir ilişki meydana gelmiş ki bu sistemin tamamına ekosistem döngüsü diyoruz.

Ekosistem döngüsünün oluşmasında hiç kuşkusuz coğrafik bölgelere yüzlerce hatta binlerce yıldır etki eden ekolojik şartlar, çevresel şartlar ve iklimsel şartlar etkilidir. Çevresel ve iklimsel şartlar ile canlılar arasında böylelikle binlerce yıldır süregelen ciddi bir etkileşim meydana gelmiş ve buna bağlı olarak coğrafik bölgeler ve iklimler oluşmuştur. Başka deyişle ekosistem çeşitliliği ortaya çıkmıştır. O halde her bir farklı ekosistemdeki cansız unsurlar ile canlı unsurlar doğal olarak farklı farklı olacaktır. Biyolojik çeşitliliğin ortaya çıkış felsefesi bunu söyler. Bu nedenle her bitkiyi ve her hayvanı her çeşit ekosistemde görmek ya da bulmak mümkün değildir.

Her ne kadar günümüzde iletişim ve ulaşım imkânları çok olduğu için farklı coğrafyaların farklı bitki ve hayvanları çok kolay ve kısa sürede yer değiştirebiliyor olsa da halen yörelere özgü bitki ve hayvan türlerini yerinde görmek mümkün. Aslında bu durumu biyokaçakcılık başlığı altında ayrı bir konu olarak ele almak gerekir.

Günümüz dünya şartlarında son zamanlarda meydana gelen iklimsel bozulmalar ekolojik şartların değişmesine neden olmuştur. Bu değişiklik bir coğrafyada yaşayan canlı türlerini doğrudan etkilediği için o bölgede yaşayan bazı türlerin çok çabuk yer değiştirmelerine, bazılarının hızlıca yok olmalarına neden olmuş, bazı türlerin de davranış ve yaşam biçimlerinde farklılıklara neden olmuştur.

Bu farklılıklar tüm canlıları doğrudan etkilediği gibi insanları da doğrudan ilgilendirmektedir. Bu durumda, durağan haldeki bazı canlı türlerinin zarar verir (patojen) hale gelmeleri ya da yeni patojen canlıların ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü uzun bir zaman bir ekosistemi etkileyen ekolojik şartlardaki değişikliklerin orada yaşayan canlı tür çeşidini de değiştirme ihtimali kuvvetli olacaktır.

Mevsimlerin anormalleştiği ve bozulduğu günümüzde bu değişkenlikleri çok sık yaşıyoruz. Kışı kış gibi, bahar ve yazı yaz gibi yaşayamıyoruz maalesef. Alışılagelmiş kış şartlarının bazı hastalık yapıcı mikroorganizmaların yapısal değişikliği ve uyumu ile yeni ortaya çıkacak olanlar için olumsuz, insanlar için olumlu katkı sağlayacaktır. Kar yağışının bu durumu olumlu yönde etkileyeceği hiç kuşkusuzdur.

Son zamanlarda sosyal medyada, yazılı ve görsel basında sık karşılaşılan ve hemen hemen her insanın ailesinde karşılaştığı bir sağlık problemine işaret etmek istiyorum.

Özellikle çocuklarda uzun süre iyileşmeyen ya da başka bir deyişle tedavisi uzun süren birtakım viral ya da bakteriyel enfeksiyonlara bağlı hastalıkları görüyor ve yaşıyoruz. Büyüklerde ve çocuklarda görülen bu tür rahatsızlıkların tedavisi çocuklarda daha uzun sürmesinin nedeni hiç kuşkusuz ki “Çocukların bağışıklık sisteminin daha zayıf” olmasından kaynaklanmaktadır. Yani son zamanlarda ekolojik şartların değişmesinin sonucu olarak, hastalık yapıcı mikroorganizmaların mutasyona (değişikliğe) uğraması ve adaptasyon (uyum) kabiliyetlerinin yüksek olmasına bağlı olarak enfeksiyonlarında artması söz konusudur.

Pekâlâ, bu durumda ne yapmalıyız, çocuklarımızın beslenmelerine mümkün olduğu kadar dikkat etmeli, bağışıklık sistemini kuvvetlendirici gıdalar almaları sağlamalı, mevsime uygun giyinmelerini sağlamalı, mümkün olduğu kadar çocukların toplu halde kalmamalarına dikkat etmeliyiz. Toplu kalınan yerlerde hasta olan yâda hastalık belirtisi olan çocukların dinlenmesine imkân vermeliyiz.   Geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın bu olumsuz şartlara daha iyi uyum sağlamalarına yardımcı olmalıyız.

Geleceğimiz olan çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya ve ekosistem bırakmak için fert olarak C ayak izimizi azaltma gibi sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz.

 

Prof. Dr. Mehmet Ali KIRPIK

TEMA Vakfı Kars İl Temsilcisi

Kafkas Üniversitesi

Fen Edebiyat Fakültesi

Biyoloji Bölümü-KARS

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.