Bulut konuyla ilgili şunları söyledi: Böbrek taşı erkeklerde kadınlara oranla en az üç kat daha yaygın olarak görülmektedir. Yetişkin erkeklerde ömür boyu taş oluşma riski yüzde 20 civarındadır. Bu oran bayanlarda yüzde 5 ile 10 arasındadır. Taş hastalarında tekrarlama oranı ilk taş oluşumundan itibaren 5 yıllık bir süre içinde yüzde 50 den yüksek olarak rapor edilmiştir.

Taş hastalığının bazı coğrafi bölgelerde daha sık görüldüğü tespit edilmiştir.İklim,beslenme ve ailesel faktörlerin bunda rolü vardır. İklim ile taş oluşumu arasında direkt ilişki bulmak güç ise de sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde ve yaz mevsimlerinde daha fazla görülmektedir.Su alımı da taş oluışumunda çok önemlidir.Fazla miktarda su alımı idrar miktarını arttırarak taş oluşmasını azaltır.Diyette alınan hayvansal proteinlerin azalması ile özellikle mesane taşı arasında bir ilişki vardır.Diyetin düzenlenmesi ile taş sıklığının azaldığı belirtilmiştir.Diyetle alınan fazla şeker de taş oluşumuna neden olabilmektedir.Taş oluşumunda mesleğin de önemi vardır.Büro hizmeti yapan veya yüksek ısıda çalışanlarda daha yüksek oranda görülürken aktif görevi olanlarda,tarım işçilerinde daha az görülür.Diyet,ailesel faktörler ve aktivite beraber etki göstererek taş oluşumunu kolaylaştırır.

Taş hastalığının tedavisinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de açık cerrahi ,çok düşük oranlara gerilemiştir( yüzde 5 ten daha az). Minimal invaziv yöntemler( ESWL ,perkütan girişimler , endoskopik ve laparoskopik yöntemler,hatta medikal tedaviler) çok ilerlemiştir.

Hastanemiz de ESWL (dışarıdan ses dalgaları ile kırma) başarı ile uygulanmaktadır.

Ayrıca endoskopik yöntemle ( idrar kanalından üreterorenoskop denilen bir çeşit endoskop ile girilerek ve herhangi bir kesi yapılmadan ) idrar torbası, üreter(idrar kanalları) taşları kırılabimektedir.

Taş oluşumunu önlemek için; günlük 2.5-3 litre sıvı alınmalı,dengeli beslenilmeli,stres sınırlanmalı,yeterli fiziksel aktivite yapılmalı,aşırı sıvı kaybı dengelenmeli,fazla kilo almamaya dikkat edilmelidir.