
Bilgen, Soruları Yanıtladı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Kars’ta düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Silopi olaylarıyla ilgili sorulan soruya Bilgen, “2 gündür Türkiye’de net biçimde aslında yeniden bir barış umudu uyanmıştı. Kamu Güvenliği Müsteşarlığıyla yapılan heyet üyelerimizin görüşmeleri, yeniden belki sürece müdahil olunup, yeniden görüşme trafiğinin başlayabileceği umudu, Sayın Demirtaş’ın Avrupa’daki görüşmeleri yani hepimizde acaba çatışmalar biran önce biter. Bir kişi daha hayatını kaybetmeden bir diyalog zemini, bir çözüm konsepti oluşur mu? Beklentisiydi. Yani bu saldırılar İçişleri Bakanının iddia ettiği gibi yani kendilerine rağmen gerçekleşiyorsa, tam da bu ihtimali sabote etme niyetlidir. Ama yok hükümet inisiyatif alamıyor, inisiyatif kullanamıyorsa bu daha vahim bir durumdur. Toplum barış isterken, bütün partilerin tabanları çözüm isterken, MHP dahil, AK Parti dahil bütün parti tabanları yani ne yapılıyorsa yapılsın, kan akmasın. ‘Bu çatışma seçim hesabı taşıyor, seçim hesabı kokuyor’ kaygısını nerdeyse seçmenin yüzde 65’i ifade ediyorken, yeniden Silopi’de bu büyük bir çatışma ortamına dönüyor olmamızda tabi ki yani bununla ilişkili görüyoruz. Şunu ifade edeyim. Türkiye, ilgisiz insanların, kendi uzmanlık alanı olmayan alanlarda son derece keyfi ve ciddiyetsiz söz sarf ettiği bir ülke konumunda.” cevabını verdi.
“DÜNYAMI KARANLIK YOKSA BEN Mİ GÖREMİYORUM…”
Bilgen, “MHP Lideri Bahçeli’nin önceki gün ‘İzmir’de Marmaris’te yazlıklarında yatıp, AKP’nin olmasın diye oyunu MHP’ye vermeyen; ama HDP’yi Meclis’e taşıyan zavallılar, Türkiye’nin kaymağını yiyenler, Boğaz’da, yalılarda viskisini yudumlayıp oyunu HDP’ye veren Ş….. Şimdi, HDP ile koalisyonu kurun” ifadelerinin hatırlatması üzerine Bilgen, Ferdi Tayfur’un efkârlı halinin Bahçeli’nin o andaki psikolojisini yansıttığı ifade ederek, “Orada bir şarkının sözünün de galiba ifade etmem gerekirdi. ‘Dünyamı karanlık yoksa ben mi göremiyorum’. Galiba Ferdi Tayfur’un bu sözleri MHP’nin içerinde bulunduğu ruh halini ve psikolojisini çok net biçimde yansıtıyor.” dedi.
Bu türden söylemlerin ve birilerini hedef gösterecek bir dilin kullanılmasının MHP ve Türkiye açısından ciddi bir risk olduğunu da belirten Bilgen şöyle konuştu:
“Sonuçta 7 Haziran’da bir seçim olmuştur ve bu toplumun bir kısmı HDP’ye oy vermiştir. Oy verenlerin hangisinin kımız içtiğini, hangisinin ayran, hangisinin çay veya viski içtiğini tespit etmek, onları fişlemek, listelemek, Kimin yalısı var? Kim yazlığında yatıyor? Gibi bunlara dair hedef gösterebilecek dil kullanmak son derece risklidir. Bu durum hem MHP ve hem de Türkiye açısından ciddi bir tehdittir. Yani siyasetçi sorumlu konuşmak ve hareket etmek zorundadır. Öfkesiyle, nefretiyle o andaki kendi duygu dünyasında istediği gibi keyfi biçimde ekranlar önünde yansıtma hakkına sahip olamaz. Burada sorumlu davranmak çok önemlidir. Belki onların kastını ve niyetini de aşan bir saldırı, bir eylem olduğunun da bunun faturasını da ve suçunun bunları sarf edenler ortak olurlar. Kaldı ki biz seçim bürolarımıza yapılan yüzlerce saldırıların ardından bir siyasi partiyi asla hedef göstermedik. Dedik ki ‘hükümet var, polis var, sorumlular bulunur ve yargılanarak cezalandırılır.’ Ama hepimiz biliyoruz ki bir partiye son derece yakın gençlik örgütünün sembol ve sloganlarıyla parti bürolarımıza saldırlar yapıldı. Bunlar MHP’nin talimatıyla mı oldu, MHP’ye rağmen mi oldu. Yerel yöneticilerin bu saldırılarda rolü var mıydı veya yok mu idi. Bütün bunlar araştırılsın. Kimin şiddetle nasıl bir ilişkisi varsa ortaya çıkartılsın ye de IŞİD vesilesiyle da olağan üstü toplanan meclisin konuyu gündeme alması ve komisyon kurulmasını bizler talep ettik.”
ORTADA YETKİSİ BİTMİŞ BİR HÜKÜMET VAR VE MECLİS BU ORTAMDA TATİLE GİRİYOR
Bilgen daha sonra şunları söyledi:
“Her gün terörden dem vuranlar, şiddetten dem vuranlar, vatan millet söylemleri ile siyaset yapanlar ne yazık ki bunların araştırılmasına dönük bir komisyonun çalışmasına fırsat vermediler. Meclisin tatile gitmesini tercih ettiler. Yani her gün Anadolu’nu bir köşesine kimin tabutu olursa olsun tabutlar gelirken, insanlar ağlarken, isyan ve feryat ederken meclisin tatilde olması asla kabul edilemez. Dolayısıyla meclis bu sürece müdahil olmak zorundadır. Çünkü yetkisi bitmiş bir hükümet tarafından ülke yönetilmektedir. Yani ne güvenlik bürokrasisi bu şekilde kontrol edilebilir veya denetlenebilir nede Ne de keyfi olarak yapılan gözaltılar ile ilgili toplumsa sağlıklı ve doğru bilgi verilebilir.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.