1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Başkanlık sistemine gerek yok
Başkanlık sistemine gerek yok

Başkanlık sistemine gerek yok

Eski Yargıtay Başkanı, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sami Selçuk, Kars - Ardahan Bölge Barosu’nun davetlisi olarak Kars’ta “Türkiye’de Demokrasi” konulu bir konferans verdi.

A+A-

Kars Halk Eğitim Merkezi Çok Amaçlı Salonda düzenlenen Konferansa, Sami Selçuk’un eşi Av.Türkiz Selçuk, Kars Ardahan Bölge Baro Başkanı Av. İbrahim Baştimar, Kars Emniyet Müdürü Ercan Çakmak, Digor Belediye Başkanı Av. Muzaffer Kutay, CHP Kars İl Başkanı Mustafa Aras, polis müdürleri ve amirleri, bazı STK temsilcileriyle avukatlar katıldı.

Baro Başkanlığı tarafından tek tek davetiye gönderilmesine rağmen Kars Adliyesinde görevli hâkim ve savcılar ile Kafkas Üniversitesi öğretim üyelerinden katılımının olmamasının dikkat çektiği konferansın son bölümünde salonda bulunan katılımcılar, Selçuk’a çeşitli sorular yöneltti.

TÜRK TOPLUMU BABAYA TAPAN BİR TOPLUMDUR

Kars Emniyet Müdürü Ercan Çakmak’ın başkanlık sistemine ilişkin düşünceleri sorması üzerine Selçuk, “Türkiye’de başkalık sistemine gerek yoktur.” Dedi. Türk toplumunun babaya tapan bir toplum olduğunu iddia eden Selçuk, tapınmacı bir sistemde başkanlık sisteminin son derece tehlikeli olduğuna da dikkat çekti. Türkiye’de partilerde kurumsallaşma olmadığını da belirten Selçuk, Atatürk’ün anısına saygı olduğu için CHP yaşamını sürdürdüğünü de söyledi.

PARTİLİLER, PARTİ BAŞKANLARINA TAPYOR

Türkiye’de partililerin parti başkanlarına taptıklarını da belirten Selçuk, “Türkiye’de kurumsallaşma yok. İnsanlar partisinin genel başkanına tapıyor. Tapınmacı bir toplum olduğumuz için başkanlık sistemi Türkiye için son derece tehlikeli bir durumdur. Bunu da hiç kimseye tavsiye etmem. Zaten bugün bile Türkiye demokrasiyi falan yaşamıyor. Çünkü parlamento halkın iradesini temsil etmiyor. Bu bir büyük yalandır. Çünkü yüzde 10 barajı var. Bir seçmen oyunu A partisine vereyim diyor. Ama o parti yüzde 5 veya 7’de kalmış oluyor. O zaman bari oyumu A partisine yakın olan B partisine vereyim diyor. Yani seçmen gönülsüz bir şekilde oyunu kullanmak zorunda kalıyor. Çünkü oy verdiği parti o kişinin mutlak iradesini yansıtmış olmuyor. “ dedi.

OSMAN BÖLÜKBAŞI ÖRNEĞİ

Selçuk, bu durumu zamanında mecliste yaşanan Osman Bölükbaşı’nın başbakan ile olan diyalogundan bir örnek vererek. “Parti başkanı adayını seçiyor. O da liderine tapıyor. Hatırlayacağınız gibi geçmişte meclis başkanını, parti genel başkanı olan Başbakan azarladı. Azarlar tabiî ki ben olsam azarlarım. Çünkü O’nu milletvekili yapan ve meclis başkanı yapan da parti lideri yani Başbakandır. Çünkü bu sistemden kaynaklanıyor. Sizlerde olsanız azarlarsınız. O zaman burada bir sorun var demektir. Yasama organı hükümete mi bağlıdır. Bunu çözmek zorundasınız. Bu sorun bugünün sorunu da değildir. Menderes zamanında da böyle oldu. Bir zamanlarda Osman Bölükbaşı, mecliste dış politikamız ile ilgili olarak söz aldığı sırada, elini kaldırdı ve Başbakan’a baktı. Başbakan başını salladı ve Bölükbaşı çıktı ve sinirlenerek kürsüye geldi ve dedi ki ‘Bir meclis düşünün. Meclis başkanı hükümet başkanından izin alarak bir milletvekiline söz veriyor. Böyle bir mecliste ne özgürlük olur nede demokrasi olur? Onun için konuşmuyorum.’ Dedi. Ve bu diyalog, meclis tutanaklarına geçti. Ve Bölükbaşı doğru olanı yaptı. O günden beride bu durum hala düzelmedi.” Dedi.

BU MECLİS ANAYASA YAPAMAZ!

Şu andaki meclisin bir anayasa yapamayacağına da dikkat çeken Selçuk: “Diyoruz ki kendi kendinizi aldatmayın. Bu meclis anayasa yapamaz. Yapmamalı. Çünkü sandığa gidiyorsunuz ve başka bir nokta ortaya çıkıyor. 15 aday görüyorsunuz ve şaşırarak aralarından 5 tanesinin işe yaramaz olduğunu düşünüyorsunuz. Üstelikte bu beş ilk sıralarda yer almasına rağmen üstünü çizmek işitiyorsunuz. Yani ya oyunuzun boşa gitmesini göze alacaksınız ya da onları seçmek zorunda kalıyorsunuz ve seçiyorsunuz. Ama sonuçta o beş kişiye siz gönül rızasıyla oy vermemiş oluyorsunuz. Çünkü sandığa iradeniz yansımış olmuyor. Ama ne yazık ki Türkiye’de böyle bir meclis oluşuyor ve anayasa yap diyorlar. Ben dünde yapmayın dedim bugünde yapmayın diyorum. Yapamazınız yetkiniz yok diyorum. Oturun ve bütün Türk toplumunu temsil eden kendi yapacağınız yasayla bir kurucu meclis oluşturun ve o yapsın. Çünkü dünyanın en kolay işi anayasa yapmaktır. Ama bir ceza yasası yapmak büyük hüner ister. Onun için işimiz çok. Yani başkanlık sistemine gerek yoktur ve bu meclis bir anayasa yapmamalıdır. Eğer bu meclis bir anayasa yapacaksa kendi anayasasını yapsın ve kendi genel başkanına götürsün sağını solunu çizsin sonuç ortada olacaktır. Uyuşursa ortaya bir anayasa çıksın. Ama o anayasa benim anayasam olmayacaktır. Bunu da her kes böyle bilsin.” Diye konuştu.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.