
Anı’yı Mum İsleri Kapladı
İbadete Kapalı Olduğu Halde Anı’da İbadet Eden Ermeniler, Yaktıkları Binlerce Mumla Günümüze Zor da Olsa Ulaşan Nadide “Freskler”i Simsiyah Etmeye Başladı.
Tarihsel yapıtlar bir ülkenin olduğu kadar, tüm insanlığın da evrensel ürünleridir. Geçmişten bugüne gelen ve bugünden yarınlara kalması gereken bu yapıtlar, insanlığın ortak değerlerini, ulusal kimliğini yansıtması bakımından birer uygarlık hazinesidir. Günümüzde milyonlarca turist tarafından ziyaret edilen bu yapıtlar, geçmişle günümüz arasındaki en önemli köprülerdir.
Yurdumuz, tarihsel yapıtlarıyla dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir zenginliğe sahiptir. Anadolu’nun tarihi, insanlığın tarihi kadar eskidir. Paleolitik (Yontma Taş) Çağ’dan başlayarak tarihin her döneminde Anadolu’da insanlar yaşamış, uygarlıklar kurulmuştur. Bugün, Anadolu’nun neresine giderseniz gidin mutlaka bir tarihsel yapıtla karşılaşır, bir uygarlığın izlerine rastlarsınız. Bu sanat yapıtları, bu topraklarda bizden önce yaşayan insanlar tarafından bırakılan birer kültür mirasıdır.
Tarih içinde pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Anadolu toprakları, geçmişten aldığı zengin kültür mirası ile dünya tarihine de ışık tutuyor. Ancak sahip olduğumuz bu mirasın ne ölçüde farkındayız ? Geçmişte yaşadığımız olumsuz deneyimler, bugünü ve geleceği aydınlatabilecek mi? çalınan Anı Ören Yeri eserlerinin Ermenistan Tarih Müzesi’nde ve St Petersburg Müzelerinde, Halikarnas Mozolesi Londra’da, Zeus Sunağı Berlin’de ve Priamos Hazineleri Rusya’da… Bütün bunlar ellerimizden kayıp giden arkeolojik değerlerin yalnızca birkaç tanesi. Ve diğer binlercesi tehdit altında! Ama maalesef üzerlerinde yaşadıkları zenginliğin farkında olan o kadar az insan var ki! O güzelim eserler açıkta korumasız ve erozyona uğramaktadır. Restore edilmesi mümkünken yıkılan yapılar, altın arayıcılarının acımasız tahriplerine maruz kalırken bir yenisi de Anı da yaşanmaya başladı.
1000’li yıllardan günümüze kadar gelen Anı Resimli Kilise ve Katedral yabancı turistlerin tahribine maruz kalmaya başladı.
Bir bakıyorsunuz Katedral’de, ir bakıyorsunuz Resimli Kilise’de binlerce mum yanmakta. Kimse onların ibadetlerine karşı değil ama ; yaktıkları mumların “İS”leri, Tigran Honontez (Resimli Kilisenin) günümüze zorda olsa ulaşan o nadide “freskler”ini maalesef simsiyah etmeye başladı.
4 bekçi ile 3 kilometrelik bir alan korunamaz, girişte uyarı levhaları Ermenice, Gürcüce Rusça v.s yazılmalı hiç olmazsa mum yakılan binalarda bekçi bekletilmeli, zira fotoğrafta görülen bu rezaleti nasıl açıklayacağız. Bu tarihi binalar ibadet yeri değil, tarihi ziyaret mekanıdır. Bunun için radikal kararlar alıp gerekirse kamera sistemi ve olaya anında müdahale için küçük araçlar alınmalı, eserlere yakın yerlere tekrar uyarıcı levhalar yazdırılıp asılmalıdır. Şimdi bu ne olacak, buraya gelen turist mi suçlu biz mi ?
Tarihsel yapıtları korumak bir insanlık görevidir. Bu yapıtları korurken hem kültürel mirasa sahip çıkar hem de turizm yönünden değerlendirerek ülkemize döviz kazandırmış oluruz.
Günümüzde, vakıf eski eserlerimizi korumak, kollamak, gelecek nesillere ulaştırmak görevi, Vakıflar Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Ancak, bu eserlerin korunması, bir tek kurum ve kuruluşa emanet edilemeyecek derecede ortak sorumluluk gerektirmekte, başta mülkî amirler, güvenlik birimleri, belediyeler olmak üzere, bütün vatandaşlarımız tarafından korunması kaçınılmazdır. Bu sorumluluğu paylaştığımız takdirde, tarihi vakıf eserlerimiz sonsuza kadar yaşayacaktır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.