1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Şeyh Şamil Arpaçay’da anıldı
Şeyh Şamil Arpaçay’da anıldı

Şeyh Şamil Arpaçay’da anıldı

“Kafkas Kartalı, Dağıstan Arslan’ı” olarak bilinen İmam Şeyh Şamil’in vefatının 142’inci yıl dönümü Kars’ın Arpaçay İlçesi’nde anıldı.

A+A-

Kaymakamlığın himayesinde Arpaçay Lisesi’nde, Halk Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen anma etkinliğinde 1797 yılında Dağıstan’ın Gimri Köyü’nde dünyaya gelen Şeyh Şamil’in hayatı ve İslam uğruna verdiği savaşlar katılımcılara ve öğrencilere anlatıldı.

Arpaçay Kaymakamlığının teşvikiyle Halk Eğitim Müdürlüğü tarafından Bu yıl 2’incisi düzenlenen “Şeyh Şamil’i Anma” etkinliğine Arpaçay Kaymakamı Can Aksoy, Arpaçay Belediye Başkanı Enver Akkaya, Koçköy Belde Belediye Başkanı Esat Aydın, İlçe Emniyet Müdürü Barış Uyansoy, Milli Eğitim Müdürü Hayrettin Karakuzu, Halk Eğitim Müdürü A. Halil Kızıltepe, Lise Müdürü, Müdür Yardımcıları ve öğrenciler katıldı.

Sunumunu Arpaçay Halk Eğitim Merkez Bilgisayar Öğretmeni Ümmü Tuncer’in yaptığı anma programı; İstiklal Marşının okunması, Saygı duruşu ve Şeyh Şamil’i anlatan slayt gösterisi ile devam etti. Arpaçay Halk Eğitim öğrencileri tarafından Kafkasya’ya özgü Kafkas Oyunu ile Şeyh Şamil’in savaş sırasında yansıttığı figürler katılımcılara tanıtıldı. Daha önce sadece folklor gösterisi olarak izlenen Kafkas Oyunu’nun meydana gelişi de yapılan hareketlerle teker teker anlatıldı.

Bu yıl 2’incisi düzenlenen Kafkasya’nın Hürriyet ve İstiklal Kahramanı İmam Şamil’in Vefatının 142. Yılında Arpaçay Kaymakamı Can Aksoy, kahramanın hatırasını yad etmek için düzenlenen programda konuşma yaptı.

Kaymakam Aksoy’un konuşması ardından Koçköy Belediye Başkanı Esat Aydın, İmam Şamil’in hayatından kesitleri katılımcılarla paylaştı. Esat Aydın, “Aziz Atatürk’ün irad buyurdukları veciz sözlerinde olduğu gibi “Türk Çocuğu Ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde güç ve kuvvet bulacaktır.” Sözünü hatırlatarak, “Bu gün tarihimizin Şeref Levhasında haklı yerini alan bir Abide şahsiyeti anmak üzere buradayız. İmam Şamili tam anlamıyla anlatmak haddimiz değildir. Bizim anlatacaklarımız da hepimizin ortak bildiklerimiz olup, bunları yenilemek ve hatırlamaktan ibarettir. İnsanlar bir bakıma yaşadıkları coğrafyanın karakter ve özelliklerini yansıtan canlı unsurlardır. Kafkasya’nın bu çetin coğrafyasının insanları da buna uygun olarak, dağların doruğu kadar onurlu ve dik başlı, engin vadileri kadar da yerine göre hoşgörülü ve mutedildir.” ifadelerini kullandı.

MASALLARA KONU OLAN KAF DAĞLARI DA BU KAHRAMAN SOYLU İNSANLARIN MESKENİDİR!

 “Masallara konu olan Kaf Dağları da bu kahraman soylu insanların meskenidir.” diyen Aydın, “Bir espirili anlatış vardır, Deniliyor ki Cenab-ı Hak insanları yaratırken artan çamur kırıntılarının serpintisi ile de Kafkas halklarını ve dillerini yaratmıştır. Bu dağ silsilesinde onlarca boy-kabile yaşamaktadır. Bütün Bunların bir ortak adı vardır Biz bunların tamamına Çerkez diyoruz: Çer- Asker- kez çoğul manasında herkes anlamında Çerkez Asker demek olan dağlılar sosyal yaşantıları, günlük hayatları devam ederken, beklenmedik anda yediden yetmişe, Kadın-Erkek, çoluk-çocuk atlanır-pusatlanır Obasını- Çadırını- Kalesini canı pahasına savunurlar. Tarih boyunca da bu böyle devam etmiştir. Timur tarafından Altın ordu Devletinin yıkılmasından sonra, Moskova çevresinde sıkışıp kalan Rus Kinezliğine gün doğmuş ve bu boşluktan yararlanan Ruslar yayılma imkanı bulmuşlardır. Kafkasların Rus yayılmasına engel olan dağlarından çok, bu dağların Kahraman evlatları Dağlılardı. Kafkasların namütenahi güzellikleri ve zenginlikleri ve daha güneye inme arzuları onları sürekli teşvik etmiştir. Bölgede gittikçe yaygınlaşan İslami Hayat, Şahı Nakşibendî Tarikat itikadı bu insanlara daha büyük bir dinamik, direnç ve müşterek mücadele ruhu vermiştir.

Bu Tarikatın önderi İmam Gazi Muhammed’ in Liderliğinde tam anlamı ile bir direnç oluşmuştur. İmam Gazi Muhammed’ in 1832 yılında Ruslar tarafından Şehit edilmesinden sonra iradeyi hem imam hem de komutan olarak İmam Hamzat almıştır. Ne yazık ki İmam Hamzat bir hıyanetle 1834 yılında şehit edilmiştir. Hamzat’ ın vefatından sonra 3. İmam olarak İmam Şamil hem dini Lider olarak, hem de komutan olarak mücadeleyi üslenmiştir. Onun çoğu zaman insan takadını zorlayan mucize direnişi ile Rusların Kafkas’ ya hakimiyetleri 25 yıl gecikmiştir. Bu süre içerisinde verilen mücadele uğruna hayatını feda eden kahramanlar yarında Rus Emperyal Yayılma Politikalarının gecikmesi Ruslar içinde büyük kayıp olmuş.İmam olduktan sonra Dini vecibeleri, bütün zor şartlara rağmen yerine getirirken, bir liderde olması gereken ani ve kesin karar verme, verdiği kararları tavizsiz uygulama yeteneğine sahiptir. Sistemli olarak herhangi bir askeri eğitim almadığı halde, içinde bulunduğu şartlar, hakim olduğu dağların ve doğal yapının gerektirdiği bütün savunma, taarruz hareketlerini zamana ve zemine uygun olarak suretle hayata geçirebilmiştir. Ahılgoh-Dargo ve doğduğu Gimri Köyü kalelerini en uygun şekilde kullanmıştır.” şeklinde konuştu.

RUSLAR ORMANLARI ACIMASIZCA YAKTILAR!

Geçmiş dönemden tarih bilgilerini aktaran Koçköy Belediye Başkanı “Çeçen Ormanları az bir naib kuvvetle Rus Ordularına kan kusturmuştur. Seçme generallerin azline sebep olmuştur. Bir grup savaşçı Rus ordusu önünden kaçıyor taktiği ile sık ormanlık alana çekmekle onları takip eden Rus orduları ormanın derinliklerine girince, ağaçlarda kamufle olmuş Dağlıların kılıç ve tek ateşli tüfekleri karşısında şaşkına dönüp erimişlerdir. En sonunda Ruslar bu ormanları vahşice ve acımasızca ateşe vermişlerdir. Bu ormanların yakılmaması için Çar nezdinde Mektup yazan Alman Botanik Bilgin Prof. Rabırt KOH ne yazık ki doğal varlığın yakılmasına engel olamamıştır. Bu Alman bilgininin 1834 yılında Tuna Yolu ile Karadeniz, Zigana Yolu - Doğubeyazıt ziyareti Aras vadisi ile Kars’a geldiği Kars Mutasarrıfının misafiri olduğu Kale içi Mahallesinde eşraftan bir zatın evinde misafir edildiği, kendisine tahsis edilen adamlar, at ve arabalarla Arpaçay’ın (Zarşat) Kuzey Batısında Erenler Dağı Ormanlarının 1828 yılında Ruslar tarafından kesilip Gümrü Kalesinin yapımı için taşındığı, kesilen orman alanın da yerinde görüp, Gümrü üzerinden Dağıstan’a - yakılan Çeçen ormanlarını incelemeye gitmiştir.(Bu yolculukta Gümrü öncesi Koçköyü’ nde kalmıştır.) Ahılgoh Kalesinde zor biranda düşmana yakalanmak ya da öldürülmek noktasında herkesi dehşete düşüren bir hareketle yanında bulunan oğlunu sırtına bağlayarak uçurumlardan atlaması ile olağanüstü bir mucize yaratmıştır. (Bu olay bize Celaleddin Harezm şah’ın Cengiz Han’ın Orduları tarafından takip edilirken - Gerek Komutanların ve kendisinin eş ve kızların Moğolların eline düşmemeleri için Sind Nehrine kendilerini atmalarını emretmiş, kendisini de atının gözlerini bağlayarak atını mahmuzlayıp yüksek bir uçurumdan nehre süzülerek uçtuğunu gören Moğol askerleri oklarına davrandığında Cengiz Han: ‘Durun, böyle bir yiğide ok atılmaz, ancak alkışlanır Allah her babaya böyle bir yiğit nasip etmez’ diyerek okçularına engel olmuştur. İmam Şamil’e böyle bir tabloda Ruslar bu fırsatı tanırlar mıydı bilinmez. Onlar için İmam Şamil’in öldürülmesi ancak zaferleri olurdu.” bilgilerini paylaştı.

ŞEYH ŞAMİL’İN YARALANMASI!

İmam Şamil’in yaralanması ve sonuçlarını anlatan Başkan Aydın; “Ruslar uzun tüfekleri ve yine, tüfeğe takılı uzun süngüleri, belki de bir korku psikoloji sonucu olarak böyle hazırlanmıştır. Yakın mesafede kendisine saplanan süngü ve tüfeğe uzunluğu nedeniyle hasmını kılıç mesafesine çekmek için, yakaladığı tüfeği bir eliyle kendisine daha yaklaştırırken süngü sırtından çıkmış,ancak kılıç mesafesine çektiği düşmanı kılıç ile helak etmiştir. Kendisini bulan bir çoban onu baygın halde iken kimsenin göremeyeceği bir mağaraya götürüp, baygın ve takatsiz halde bırakarak, Dağıstan’ın ot ve çiçeklerinden ilaç yapan bir halk hekimini getirip Şamil’in tedavisini bu mağarada yaptırmış. Her gün sürüsünü buraya getirerek İmam Şamil’e süt içirip onu iyileşinceye kadar mağarada bakıp beslemiştir. Şamil’in ailesini de haberdar ederek ailesine ve naiblerine direnme gücü vermiştir. Sağlığına kavuşan İmam Şamil mücadeleye devam ederken Rusların her türlü propagandası yanında satın alınabilecek, zafiyette olanları düşünerek, bütün savaşçıları bir göl kenarına toplayarak, herkesin üzerinde bulunan altın ve ziynet ne varsa göle atmalarını emretmiştir.” dedi.

ANNESİNİN CEZASINI ÜSTLENDİ!

Savaş esnasında halk tarafından savaştan çekilmek adına hayıflanmalar olunca, Şeyh Şamil tarafından bunu söyleyenler kırbaçla cezalandırıldı. Halk ise tek çareyi Şamil’in annesinde aradı. Şamil’in annesiyle yaptığı konuşma ise tarihlere not edildi. Konuyu katılımcılara anlatan Belediye Başkanı Esat Aydın şunları söyledi; “Bir taraftan çok önemli savaşçılarını kaybetmesi, bir taraftan da bazı dağlı kabilelerin Rusların tahrik ve propagandaları ile İmam Şamil yalnız bırakılması üzerine, Şamil’e açıktan söylemeye cesaret edemeyenler; Annesini kıramayacağını bildikleri için Anneye, “İmam’ın savaştan vazgeçmesini, Ruslarla anlaşması yolunda telkin ederek, Anneyi Şamil’e gönderirler. Annesinin teklifi karşısında İmam Çadırına çekilir, ortalık sessizliğe gömülmüştür. Bir müddet sonra Şamil çadırdan çıkmış ve Annesine: “Benim Annem teklifin beni Cihattan vazgeçirmek olduğu için cezası 100 sopadır. Ancak bunu sana uygulayamam. Oğlun olarak bu cezayı ben üstleniyorum.” Sırtını açar ve çağırdığı bir savaşçıya; “yüz kırbacı bütün gücünle vuracaksın, zafiyet gösterirsen aynı cezayı sana uygularım” demiştir. Şamil’in sırtına kırbaçlar şakladıkça bu dehşeti seyreden Şahı Nakşibendi müritleri bu tablo karşısında halka halka olup gözyaşları içerisinde aleni zikir halkası oluşturup dönmeye başlamışlardır.”

ŞEYH ŞAMİL’İN VE MEVLANA’NIN FOLKLORİK GÖSTERİLERİ ALKIŞLANMAMALI!

“Şeyh Şamil’in yaşam savaş stratejilerinin değiştirilerek folklorik oyuna dönüştürülen bu inanç - itikad, itaat ve disiplin tablosu folklorik bir gösteri olarak sulandırılmıştır. Mevlana Hazretlerinin SEMA-ı zikri bir ibadet olduğu halde ne yazık ki folklorik-turizm etkinliğine dönüştürülmüştür.” şeklinde konuşan Esat Aydın, “ESARETİ: 6 Eylül 1859 tarihinde Videno Kalesinin düşmesi ile, yanında oğulları Muhammed Şefi ve General Gazi Muhammed ve ailesi ile Ruslara esir düşmüştür. Önce Petersburg’ a götürülmüş. Burada bir müddet esaret hayatı yaşayan İmam Şamil’i Çar büyük bir saygı ve hürmetle karşılamıştır.( Esareti sırasında Çar, İmam Şamil’ e silah fabrikalarını gezdirmiş. O günün teknik şartlarında üretilen Rus ağır silahlarını gören Şamil kendilerinin kullandığı ağızdan dolma tek atışlı tüfekleri düşünerek “yenilgimin sebebini anladım” der. İkram sofrasında Çar ona

Sizi sarayımda misafir etmekten çok mutluyum der;

Şamil’ in ona cevabı tamda şamilcedir. “Bende sizi Dağıstan’da Çadırımda misafir edip, bulgur pilavı ve Dağıstan balı ikram etseydim daha çok mutlu olurdum” diyerek vakur ve anlamlı bir cevap vermiştir. Esaret günlerinde; kilisede namaz kılarken, yakınları kilisedeki Hz. İsa ve Meryem Ana tablolarının üzerini kapatmak istemeleri üzerine “Kapatmayın, öyle kalsın Allah rızası için ibadetimizi hangi şartlarda yaptığımıza o resimler de şahit olsunlar” diyerek Rıza-ı Allah için intizarda bulunmuştur.”

HAÇ ZİYARETİ VE VEFATI!

“Samimi arz ve dileği Haç ziyaretini yapıp, Resulullaha komşu olmak ebedi duası olmuştur.

Haç ziyareti için Çar’dan izin istemiş. Çar bu isteğini, oğlu Muhammed Şefi’ yi rehin tutarak müsaade etmiştir. Yakınları ve Aile efradı ile İstanbul’a gelen İmam Şamili Osmanlı Padişahı Sultan Aziz bizzat karşılamış, büyük hürmet göstermiş, yaptığı kahramanlık ve Cihat için kutlamış istirahatını sağlamış Hacca gitme isteği ile ilgili bütün talepleri karşılamıştır.

Tüm aile efradı ile 1870 yılında Haç Ziyaretinde bulunmuştur. Bu arada yılların verdiği fiziki ve ruhi çöküntü kendisini yıprattığı gibi muzdarip olduğu böbrek rahatsızlığı son haddini bulmuştur. Duası kabul olup, Mart 1871 yılında Medine’de vefat etmiştir. Mübarek Naaşını Medine’de bulunan Muhammed Rifai Hazretleri yıkamış, ve defnetmiştir. Kabirleri Hz. Muhammed’in Makamı Şerifleri yakınında olup, Naaşını yıkarken Muhammet Rifai Hazretleri vücudunda 19 adet yara izi saydığını, bunu kabir taşına da böyle yazdırdığı. Ancak daha sonra Suudi Vahhabilerince Kabir İşaretleri yok edildiğinden İmam Şamilin Kabirleri de belirsizleşmiştir. 1797 yılında Dağıstan’ın Gimri köyünde, bir Kartal yuvasını andıran bu köyde doğan İmam Şamil, İman, İnanç ve Kahramanlık örneği abide bir şahsiyet olmuştur.

Bu unutulmaz özdeyiş vardır. “Sağları ölüler İdare ederler. O ölüler ki hayat düsturları, örnek hayatları rehber edinilirse, bu erdemi gösterenlerin yolları ve ufukları açık, İstikballeri ve gelecekleri kaygısız ve tasasız olur. Aksi halde ağaçtan düşen yaprak gibi savrulup gitmek ve yık olmak iflah olmaz kader olur.” İmam Şamilin oğlu General Gazi Muhammed ve 93 Harbi ( 1877) Başgedikler Meydan Muharebesi 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Müşir Gazi Ahmet Muhtar Paşa Komutasında Kafkas Cephesinde İmam Şamil’in oğlu General Gazi Muhammed’ in Kars Tarihinde özel bir yeri olduğunu da unutmamalıyız. Muhammed Arif Beyin Başımıza gelenler ve Gazi Ahmet Muhtarın Sergüzeşti Hayatım Cild-i-Sanisinde genişçe anlatıldığı üzere, Başgedikler Kızıltepe Muharebelerinde Meşhur Mihrali Bey - Cemedanlı Ahmet Bey ile birlikte İmam Şamil’in oğlu Gazi Muhammed Rus ordusuna en büyük yenilgiyi yaşatmıştır. Ancak Alacadağ ve Yahniler Muharebelerinden sonra istenilen yardım, iaşe ve lojistik desteğinin gelmemesi, buna mukabil Rusların sürekli takviye alarak güçlenmesi sonucu Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Kars Kale Savunmasını bir miktar kuvvetle Hüseyin Hami Paşa’ya bırakarak büyük bir çekilme stratejisi ile Erzurum’a çekilmiştir.

General Gazi Muhammed daha sonra Medine’ye dönmüş, O da Babası gibi Medine de vefat etmişti. General Gazi Muhammed’in kayınbiraderi Dağıstanlı Mehmet Fazıl paşa 40 yıla yakın Bağdat’ ta Komutan ve Mutasarrıf olarak bulunmuştu. 93 harbine enişte-kayın beraber katılmışlardır. Mehmet Fazıl Paşa 1914 yılında Sarıkamış harekatına da katılmış, Horasan’da Enver Paşa ile de karşılaşmışlardır. Mehmet Fazıl Paşa 1918 Irak Cephesinde Kazım Karabekir Paşa ile beraber bulunmuş. Kutuemare savaşında şehit olmuştu. Ağır yaralı halinde söylediği şu sözü de meşhurdur ‘‘Zafere zekat yaraşır Zafer olacaksa ben zekat olmaya hazırım’’

BİR KAHRAMANIN HAYATI!

Mehmet Fazıl Paşa’ nın kızı Hadduç Fazıl Dağıstanlının yazdığı Bir Kahramanın Hayatı önemli bir kaynaktır. Tarık Mümtaz Göztepe’ nin kronolojik tarihiyle hazırladığı Şeyh Şamil kitabı ve Murat Sertoğlunun romanlaştırarak yazdığı Şeyh Şamil eserleri önemli kaynaklardır. İmam Şamili- Bütün Hürriyet ve Vatan Şehitlerini, Gazi Mustafa Kemal ve Silah arkadaşlarını, Tüm Şehitlerimizi saygıyla-Rahmetle anıyoruz.

Şeyh Şamil’in torunu (Kamil Paşa’nın Oğlu) Sait Şamil Paşa’nın anlattıkları:

“Kars Eski Senatörü Merhum Muzaffer Şamiloğlu’nun Hac ziyaretinde tanışıp, sohbet ettiği, Şeyh Şamil’ in torunu (Kamil Paşa’nın Oğlu) Sait Şamil Paşa’nın anlattıkları: Babamdan (Kamil Paşa) dinlediğim İmam Şamil; Kafkasya mücadelesinde Terek Yaylasında yaşayan Karakalpak Türklerinden çok yardım gördük dediğini. Ruslar bunun intikamı olarak Karakalpak Türklerinin çocuklarını bir araya toplayıp, atlarının ayakları altında çiğneterek öldürdüklerini anlatmıştır.1918 yılında, Bolşevik İhtilali ile Kafkasya’da Hürriyet-İstiklal hareketi başladığında Dağıstanlılar kurtuluş mücadelesi için İmam Şamil’ in küçük oğlu Kamil Paşa’yı başlarına geçmek için Dağıstan’ a davet etmişler ancak Kamil Paşa yaşlı olduğundan, 18 yaşındaki oğlu Sait Paşa’yı göndermiştir. Mustafa Kemal, Türkiye doğumlu Kafkaslardan oluşturduğu gönüllüleri bu harekâta görevlendirmiştir. Türk Tarih Kurumu yayınları arasından çıkan Mustafa Mutmay’ ın Kafkasya Harekâtımız adlı eseri önemli kaynaktır.”

Anma programının ardından konuşan öğrenciler, Şeyh Şamil’in ne kadar büyük bir lider olduğunu bu sayede daha iyi anladıklarını belirterek, “Biz Şeyh Şamil gibi büyüklerimizin nasıl yaşadığını öğrenmiş olduk. Hakkında bilmediğimiz birçok şeyi şimdi öğrenmiş olduk ve onun hayatını öğrendiğimiz için çok mutluyuz. Bu programı düzenleyerek bize atalarımızı anlatan herkese teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuştular.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.