“Kişisel bilgilerin paylaşılması suçtur, üniversite kimsenin babasının yeri değildir” diyen Türkiye Kamu-Sen Kars İl Temsilcisi Erhan Sarıkaya, açıklamasında şu görüşlere yer verdi :
Değerli Basın Mensupları;
Son günlerde, Kars ilimizin göz bebeği olan, gerek bölgemize sunduğu ileri sağlık hizmetleri, gerekse Ülkemiz için ihtiyaç olan sağlık ordusuna neferler yetiştirme konusunda büyük bir görev ifa eden, Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi hakkında çıkan haberler, Türk Sağlık-Sen ailesi olarak bizi ziyadesi ile üzmüştür.
Bu güzide üniversitemizde Tıp Fakültesinde görev yapan çalışanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak en doğal haklarını kullanmışlar ve dilekçe yoluyla döner sermaye ( Ek Ödeme ) alamamalarının nedenini sormuşlardır.
Fakat vatandaşlık hakkı kullanmak sanki bir suç gibi görülmüş ve akıl almaz bir iş yapılmıştır. Kişilerin şahsi ve mahremi olan ekonomik bilgileri alenen yerel basında yer almıştır. İzahı mümkün olmayan, kamu yararı ile alakası bulunmayan ve gazetecilik açısından da son derece sıkıntılı böyle bir haberin yayınlanmasının kime ne faydası vardır anlamak mümkün değildir.
Bu bilgiler kim ve kimler tarafından hangi amaç ve gerekçe ile yerel basının eline verilmiştir ve bunun yasal izahı nedir idare bunun cevabını muhataplarına vermelidir.
Sayın Basın Mensupları;
Dilekçe ile yapılan başvurulara birilerinin sinirlenip bu tür bir işe kalkıştığını düşünmek bile istemiyoruz. Bu apaçık bir suçtur. Bu ülke Hukuk Devletidir. Biz öyle olduğuna inanıyor ve en azından öyle olduğuna inanmak istiyoruz. Bu ülkenin hukuk devleti olması yönünde gayret sarf etmesi gereken başlıca kurumlar da Üniversiteler olmalıdır. Bilim Yuvası ve gelişmenin beşiği olması gereken bir üniversitede kişilerin haklarını aramak ve şahsi konuları ile ilgili bilgi edinmek amaçlı yasal müracaatlarına cevap vermeden, bu kişilere ait bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasının bir tesadüf olamayacağı açıktır.
Şimdi bu bilgilere basına yansıdı. Kişilerin idareye sorduğu ve öğrenmek istediği ve sorularla gündeme getirdiği sorunlar, basına verilen bilgilerle çözülmüş mü oldu. Böyle olunca çalışanlara mesaj mı verildi. Her dilekçe ile başvuru yapan yarın bir gazetede kişisel bilgilerinin ifşa edildiğini mi görecek.?
Böyle bir düzende bir kurumda hiçbir sorun çözülmez, çalışanların moral motivasyonu olumsuz etkilenir ve iş barışı bozulur.
Hastane yönetiminin bu dilekçelere cevaben dilekçe sahiplerine yazılı bir şekilde cevap vermeleri gerekirken söz konusu kişilerin gelirlerini basın mensuplarıyla paylaşılması acziyettir ve bize göre de bir yönetim anlayışı ve biçimi olamaz.
İnsanların özlük haklarını aramaları kadar demokratik bir şey olamaz. Bunu herkes böyle bilmeli. Ayrıca çalışmak istemiyorsanız bırakın gidin demek suretiyle insanları tehdit ederken unutmayınız ki o üniversite kimsenin babasının yeri de değildir. Oturup o çalışanların sorunlarını dinleyip çözüm yoluna gitmek yerine tehdit etmek idarecilik değildir. Hele İlim ve Bilim adamlığı hiç değildir.
Bu tür kısır çekişmeler Üniversite Hastanemize yarardan çok zarar vereceği kanaatindeyiz. Buradan Türk Sağlık-Sen olarak idareye çağrıda bulunuyoruz: “Bu yol yol değildir. Böyle bir yönetim ve idare anlayışı olmaz, olamaz. Bir bilim adamı ve idareci olarak, bunun bir yanlış olduğunu ve bundan dolayı çalışanlardan özür dilemeniz gerektiğini sizlere hatırlatırız”.
Basına ve Kamuoyuna saygılarımla…
Erhan Sarıkaya
Türkiye Kamu-Sen Kars İl Temsilcisi