Kazım Karabekir Paşa Kars’ta anıldı

Milli mücadele döneminde Doğu Cephesi Komutanlığı görevini yürüten Kazım Karabekir Paşa, ölümünün 68. yıl dönümünde Kars’ta düzenlenen törenle anıldı.

Anma töreni kapsamında Kars Valisi Günay Özdemir, Kars Tugay Komutanı Kenan Kalay, Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta, Kars Tren Garı önünde bulunan Kazım Karabekir Paşa Anıtı’na çelenk koydular. Çelenk sunumun ardından saygı duruşu istiklal marşı okundu.

Tören daha sonra Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Konferans Salonu’nda devam etti.

Burada tören saygı duruşu istiklal marşının okunmasının ardından öğrenciler tarafından şiirler okundu. Bir okulun tarih öğretmeni tarafından da Kazım Karabekir Paşa’nın hayatını anlatan bir sunum yapıldı. Sunumda Kazım Karabekir Paşa’nın hayatı ve hayatı boyunca imza attığı başarılar konu alındı. Programda, Kazım Karabekir Paşa’nın hayatında şu ifadelerle bahsedildi; “Kazım Karabekir Paşa 1882 yılında İstanbul’da doğdu. 1902 yılında Harbiye’yi bitirirken 1905 yılında da Harp Akademisi’ni bitirerek Kurmay Subay olarak ordudaki görevine başlamıştır. İlk görev yeri Balkanlarda Manastır’dır. Burada Sırp, Bulgar ve Rum çetecilere karşı önemli başarılar elde etmiş ve bu başarıların ardından Kolağası rütbesine yükselerek Harbiye’ye öğretmen olarak atanmıştır. 1909 yılına gelindiğinde Meşrutiyet yönetimine karşı Osmanlı Devleti’nde ilk gerici ayaklanma olarak bilinen 31 Mart Ayaklanması’nı bastırmakla görevli Hareket Ordusu’nda 3. Tümen Kurmay Başkanı olarak görev yapmıştır. 14 Nisan 1912’de Binbaşılığa yükselmiş ve Balkan Savaşlarında Sınır Komiserliği görevini yürütmüştür. Bir süre sonra Yarbay rütbesine yükselen Kazım Karabekir Paşa bu görevde iken İstanbul Kartal’da 14.Tümen Komutanlığına atanmış ve ardından da Çanakkale’ye gönderilmiştir. Burada Kerevizdere ve Alçıtepe mevkilerinde Fransızlara karşı 3 ay savaşmış ve büyük başarılar elde etmiştir. Albay rütbesine yükselen Kazım Karabekir Paşa İstanbul 1.Ordu Kurmay Başkanlığı’na ardından da Galiçya’ya giden ordunun Kurmay Başkanlığı’na atanmıştır. Oradan da Irak’a giderek Kut’ül Amare’de 18.Kolordukha Komutanı olarak İngilizlere karşı savaşmıştır. 1917 yılına gelindiğinde Kafkas Cephesi 2.Kolordu Komutanlığı görevine atanmıştır. Bu cephedeki büyük başarıları Kazım Karabekir Paşa’nın adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla beraber tüm komutanlar gibi İstanbul’a çağrılmıştır.İstanbul’a girdiğinde Boğaz’ın iki yakasında da itilaf devletlerine ait bayrakların dalgalandığını görmek bu büyük komutanı oldukça derinden etkilemiş ve “ Ömrümde bu kadar acı duymamıştım” ,demiştir. İstanbul’da 15. Kolordu Komutanlığı’na atanarak Erzurum’a gönderilmiştir ( 1919). Görev yerine geldiği ilk gün 15.Kolordu Komutanlığı’na vekaleten bakan 9.Fırka Komutanı Rüştü Bey ile görüşerek “ İngilizlere değil bir komutanın, bir tek silahın hatta bir karış toprağın bile verilemeyeceğini aksine Elviye-i Selase’nin de geri alınacağını söylemiştir. Erzurum’da İzmir’in işgalini protesto etmek amacıyla mitingler düzenlenmesinde önemli rol oynamıştır. Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasının ardından Mustafa Kemal bütün görevlerinden istifa etmiş İstanbul Hükümeti de Mustafa Kemal’in tutuklanması kararını çıkarmıştır. Kendisine Mustafa Kemal’i tutuklama emri verilmiş olmasına rağmen Kazım Karabekir Paşa Erzurum da düzenlenecek kongreye katılmak üzere Erzurum’da bulunan Mustafa Kemal’in yanına giderek “Ben ve ordum emrinizdeyiz paşam”, diyerek milli mücadelede ulu önder Atatürk’ün yanında olduğunu göstermiştir. Milli Mücadele yıllarında Doğu Cephesi Komutanlığı görevini yürüten Kazım Karabekir Paşa Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile beraber Ermenilere karşı harekatın bir an önce başlaması yönünde Ankara’ya müracaatlarda bulunmuş ve nihayet beklediği emrin gelmesiyle beraber 1920 sonbaharında Elviye-i Selase’de yıllardan beri süregelen Ermeni zulmüne son verilmesine yönelik harekatı başlatmıştır.28 Eylül sabahı başlayan harekat 29 Eylül’de Sarıkamış’ın 30 Ekim’de de Kars’ın geri alınması ile sonuçlanmıştır. Ermeniler 3 saat içerisinde bozguna uğratılmış , 40 yıllık esaret sonlandırılmış ve Kars kurtarılmıştır. Kars’ın kurtuluşu müjdesi Ankara’ya verildikten sonra büyük komutan bu başarısından Ötürü Ferikliğe (Korgeneralliğe ) terfi ettirilmiştir. Türk ordusu karşısında geri çekilen Ermeniler Türk tarafının barış teklifini kabul etmek zorunda kalmıştır. Ermenilerle yapılan Gümrü Antlaşması ile Ermeniler Sevr’in getirdiği bütün haklardan da vazgeçmiş oluyordu. Bu antlaşma Yeni Türk Devleti’nin ilk siyasi zaferi olarak tarih sayfalarındaki yerini almıştır. Ruslar Kazım Karabekir Paşa’nın bu başarılarına duydukları saygının bir ifadesi olarak Paşa’ya vagon hediye etmişlerdir.Bu vagon hala Kars müzesinde sergilenmektedir. Buradaki başarıları Kazım Karabekir Paşa’ya 1923 yılında İstiklal Madalyası’nı getirmiştir. Doğu Cephesi’ndeki başarılar Doğu sınırlarını güvence altına aldığı gibi Batı Cephesi’ne de kuvvet göndermek suretiyle bu cepheye destek olunmasında etkili olmuştur.”

Daha sonra Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Ural tarafından Kazım Karabekir Paşa’nın Doğu’da askeri alanda elde ettiği önemli başarıların yanı sıra, büyük rol oynadığı Erzurum Antlaşması gibi birçok siyasi yönü ele alındı.

“Bugün burada toplanmamızın nedeni olan Kazım Karabekir Paşa’yı rahmetle ve minnetle anıyorum.” cümleleriyle söze başlayan Ural, “Türk kurtuluş savaşında ve daha sonra siyasi hayatımızda önemli bir yere sahip olan paşamız, sadece 1920 yılının Eylül ayında başlayan doğu harekatının komutanı değil, aynı zamanda bir çok antlaşmada başarı kazanmış bir diplomat, soysal hayatı düzenlemek üzere başta çocuklar için çalışmış bir idareci, toplumun aydınlanmasını sağlamak için gazete çıkaran bir entelektüeldir. Ayrıca siyasi hayatta da aynı başarıyı göstererek, yaşadıklarını ve tecrübelerini kitapları aracılığı ile bize aktaracaktır. Kazım Karabekir Paşa kuşkusuz bölgemiz açısından değerli ve önemli bir yere sahiptir. Kars’ta 1920 yılından önce verilen mücadeleden biraz bahsetmek istiyorum. bildiğimiz gibi 1855 kırım savaşı sırasında büyük bir kahramanlık örneği verilerek Kars’ta Ruslara karşı zafer kazanılmıştır. Ne yazık ki ardından 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde Kars- Ardahan- Batum Ruslara esir düşen bir Türk askeri gibi esaret yıllarının geçmesini beklemek zorunda kalmıştır. Bu dönemde dikkati çeken şey Rusların izlemiş olduğu politika gereği Türk Müslüman nüfus Anadolu’nun ilçelerine göçmek zorunda kalmış olsa da, Türkçe eğitime son verilmiş ve bölge halkı Ruslar tarafından aşırı baskıya uğramış olsa da Türk ve Müslüman varlığı korunmuştur.” şeklinde konuştu.

Daha sonra birinci dünya savaşı yıllarında Kafkas cephesinde yine bu bölgeye büyük bir savaş verildiğini aynı zamanda da Ermeniler ile mücadele başlatıldığını kaydeden Prof. Dr. Selçuk Ural “Görüldüğü gibi Evliye-i Selase de Milli Mücadele, 1917 Aralık ayında imzalanan Erzincan Mütarekesinden çok önce gerçekleşmiş. Bölge 3 mart 1918 de imzalanan Brost-litovuk antlaşmasına göre Osmanlı Devletine bırakılmıştı. Ancak 1919 yazında halk oylaması yapılarak anavatana bağlanma kararı alınmış, ne yazık ki bu gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla uzun süre Rus yönetiminde kalan bölge halkının, bu oylama sonucunda vermiş olduğu karar bölgenin Türk- Müslüman varlığını koruduğu ve Türk vatanı olarak kalmak istediğini dünyaya duyuracaktır. İşte tam bu noktadan hareketle önce Ruslara, arkasından 1917-20 yılları içerisinde Ermenilerle mücadele etmek zorunda kalan bölge halkı büyük bir imtihan verecektir. Ermeniler özellikle rus ordularının çekilmesi ile birlikte Sarıkamış, Kağızman, Iğdır, Kars merkez, Akyaka, Arpaçay, Ardahankha ve daha sayamadığımız bir çok köy, kasaba ve şehirde binlerce Türk ve Müslüman sivil halkını yok etmiştir. Çok fazla vaktinizi almak istemiyorum ancak söylemek istediğim şu an üzerinde bulunduğumuz topraklar 1920 yılında Türk ordusunun muzaffer komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın üstün çabasıyla kurtarılmıştır. Daha sonra Gümrü- Kars, Moskova antlaşması ile diplomatik olarak da kazanılmıştır.” dedi.

Ural, konuşmasında son olarak; “Kars ve ya Evliye-i selase de dökülen şehit kanları, Ermeniler tarafından mezalime uğrayan Türklerin ve Müslümanların hayatını eşsiz askerleri korumuştur. Diğer yandan bütün olarak Anadolu coğrafyasında 19 Mayıs 1919’dan itibaren işgalci güçlere karşı Mustafa kemal Paşa’nın başlatmış olduğu mücadelenin en önemli yerinde yine Kazım Karabekir Paşayı görmek mümkündür. Erzurum da kongre öncesi Mustafa Kemal Paşa’ya ben ve askerlerim emrindeyiz diyen bu büyük komutan ülkenin kaderini değiştirmiştir. Bölge halkı müdafaa-i Hukuk cemiyetlerini kurarak ve kongreler düzenleyerek anlamlı bir mücadele vermiştir. Yani bir yandan fiili savaş verilirken diğer taraftan hukuki savaş verilmektedir. Milli Kars İslam Savaşı Kars ve Ardahan kongreleri ve ardından kurulan cenub-i garbi Kafkas hükümeti. Bölgede kurulan Oltu, Nahçivan, Iğdır ve Ahıska merkezli diğer hükümetler bir tek amaca hizmet etmekteydiler; burada ki Türk- Müslüman varlığını korumak. Yani bütün dünyaya verilen mesaj şudur, bu bölgede Türkler ve Müslümanlar yaşamaktadır ve bu topraklar onların vatanıdır. Bu çabaları ve istekleri karşılıksız bırakmayan başta devletimizin kurucusu ve milli mücadelenin lideri Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, düşünce adamı olan Kazım Karabekir Paşa’nın şahsında Türk ordusunun her bir neferini saygıyla ve minnetle anıyoruz. Ruhlarınız şad olsun Türk milletinin aziz ve kahraman evlatları. Vatan size minnettardır.” İfadelerine yer verdi.

Törene; Vali Günay Özdemir, Kars Tugay Komutanı Kenan Kalay, Kars Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan, İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, İl Müftüsü Mehmet Genç, daire müdürleri ve öğrenciler katıldı.

AK Parti Kars Milletveilleri Ahmet Arslan, Selahattin Beyribey ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kars Milletvekili Ayhan Bilgen’de programa mesaj göndererek, programa katılamamanın üzüntüsünü yaşadıklarını belirttiler.