Kars Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mehmet Kan, “Kış mevsimin yaklaşması ile birlikte artık sobaları il genelinde yavaş yavaş kullanmaya başladık. Ve sobaların kullanılması ile birlikte kömür yakımına da başlanmıştır. Ulusal hava kirliği aynı zamanda çevre kirliliğiyle de paralel bir sorun teşkil etmektedir. Beşeriyetin sanayileşme ve tekniğin her anlamda gelişmesinin azami noktası yaşamakta olduğumuz zaman dilimi içindedir. Bu hızlı gelişme her geçen gün daha da artmakta. Bu arada insanlarda doğal zenginlik kaynaklarını hızla tüketmektedir. Bu durumda çevrenin pek çok yer ve şekilde hızla kirlemesine neden olmaktadır. Etkili ve geniş kapsamlı önlemler alınmaz ise tüm canlı varlıklar için yaşam şartları durmadan bozulmaya devam edecektir. Yine hızlı sanayileşmeyle birlikte çevreni hızla kirlenmesi ve bu durumun doğurabileceği sınırsız tehlike ancak son çeyrek yüzyılda yeterince anlaşılabilmiştir. Bu durumun başında da hava kirliliği gelmektedir. Hava kirliliği özellikle soluduğumuz havada başta insan sağlığı olmak üzere görüş mesafesi, materyaller, bitkiler hayvan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olmaktadır. Katı yakıtlar ve akaryakıt gibi katı karbon gibi maddelerin tam yanmasından meydana gelen katı ve sıvı parçacıkların bir gaz karışımı olan duman hava kirliliğinin bir çeşididir. Ve görüş uzaklığını da azaltıcı bir etkiye sahiptir. Hava kirliliğinin bununla yetinmeyip sanatsal ve mimari yapılar üzeride de tahrip edici bir etkisi ve bozucu etkisi bulunmaktadır. Bitkiler üzerinde ise öldürücü ve büyümelerine engelleyici bir etkiye sahiptir.” dedi.
Kan ayrıca, “Bu nedenle hava kirliliği hem canlıların sağlığı açısından, hem de ekonomik yönden zarar verici bir etkiye sahiptir. Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerinde ki etkileri atmosferde ki yüksek miktarda Zaralı maddelerin soluması sonucu ortaya çıkmaktadır. İnsanların sağlıklı ve rahat yaşayabilmeleri için teneffüs edilen havanında temiz olması önem arz etmektedir. Kirli havanın solunması akciğer dokularını tahrip edici ve öldürücü etkisi olabilmektedir. Özellikle saha çalışmaları da bunu göstermiştir ki hava kirliliği insan sağlığına özellikle olumsuz yönleri son derece fazladır. Bu çalışmalar öncelikle Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılmış, daha sonra benzer birçok ülkede yapılmış ve insan sağlığına olumsuz etkileri gözlemlenmiştir. Hatta hava kirleticilerinde ki günlük artışlar çeşitli sağlık sorunlarına, özellikle kut sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Örneğin kirletici konsantrasyonlarda ki artman astım hastalarında artışa yol açmaktadır. Yalnızca gelişmekte olan ülkelerde havada bulunan partüküler madde ve kükürt oksit nedeniyle yılda 500 bin insanın öldüğü tahmin edilmektedir.” diye konuştu.
“Kirliliğinin sağlık üzerine etkisi oldukça önemlidir.” diyen Kan, “Öksürükten bronşite, kalp hastalığı ve akciğer hastalıklarına kadar birçok sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Bunun için özellikle yaşlı gruplar, çocuklar daha duyarlı bir hale gelmekte, ekstradan yaşlıların özellikle astım gibi sağlık sorunları varsa hava kirliliğin maruz kaldığı sürece mevcut hastalıkları tetiklenmekte. Daha duyarlı hale gelmektedir. Ve akut vakaları daha sık seyretmektedir. Yapılan çalışmalarda yine hava kirliliği astım ve kua gibi hastalıkların alevlenmelerine artış olduğu göstermiştir. Yine kalabalık yaşam, yetersiz beslenme gibi düşük yaşam standartlarında duyarlılığı etkileyen bir diğer önemli faktördür.” şeklinde konuştu.
Kan şöyle konuştu:
“Biz ilimiz ölçeğinde de bunu zaman zaman gözlemlemekteyiz. Özellikle sonbahar mevsimin soğuması, kış aylarının yaklaşması ile birlikte artan kalorifer kullanımı ve kullanılan kalitesiz kömürlerin kirliliğe ciddi bir neden olduğu tespit edilmiştir. Hava kirliliğinin özellikle karbon monoksit, kükürt dioksit, azot oksitler, uçucu organik karbon, partüküler maddeler, ağır metaller dediğimiz kurşun, nikel, cıva ve espas gibi maddeler hava kirliliğinin başlıca nedenlerindendir. Teknoloji ilerliyor diyoruz, teknoloji gelişiyor diyoruz. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte insan sağlığını tehdit edici bir takım sorunlar ortaya çıkakla birlikte tıbbın gelişmesi ile birlikte, aynı zamanda teknolojini bununla paralel bir şekilde gelişmesi ile birlikte insan sağlığını koruyucu etkileri de bulunmaktadır. Buna karşı alınabilecek bir takım önlemleri sıralamak gerekir. Kirliliğin özellikle yoğun olduğu illerde, büyük illerimizde kaliteli ve temiz linyitin yakılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu büyük bir önem arz etmektedir. Kentsel ısınmada doğal gaz kullanımının arttırılması ve yoğun hava kirliliği yaşayan illerimizde doğal gazın götürmesi gerekmektedir. Yakıtların tekniğe uygun olarak yakılabilmesi için kazanın yakıtın yanma standartlarına göre uygun olarak üretilmesi ve uygun yanma şartlarının sağlanması gerekmektedir. Kazan yakıcıların periyodik zamanlarda eğitilerek uygun yakama kuralları öğrenmeleri sağlanmalıdır. Büyük ısıtma sistemlerine filtre takma sorunluluğu getirilmelidir. Sadece uçucu kül için elektro filtre dediğimiz termik santrallerde zorunlu olarak kurdurulması sağlanmalıdır. Bina projelerinde baca ve kazanın kurulacağı yer standartlara uygun olmalı, ısı yalıtımına büyük önem verilmelidir. Motorlu taşıtlar için de karbüratör ayarı getirilmelidir. Portatif karbon monoksit ve hidro karbon için kurşuna dayanıklı kullanılmalıdır.”
Kan daha sonra şunları söyledi:
“Atmosferde ki kükürt ve azot emisyonlarının yani azot emiliminin azaltılması uzun vadede gerçekleştirilecek bir işlem olduğundan çevrede yarattığı olumsuz etkiler nedeni ile emilimin azaltılması için gerekli önlemlerin alınması kaçınılmaz bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında acil olarak bu bölgede hava kirliliği teknolojik önlemler tespit edilerek dikkatle gözden geçirilmelidir. Ve derhal uygulanmaya geçilmelidir. Asit depolanması sorununa bilimsel yönden çözüm yolları ararken zarar tespitleri yapmalı ve eko sistemler detaylı bir şekilde incelenmelidir. Ayrıca politik ve bilimsel olarak benimsenmelidir. Biz il ölçeğinde özellikle kurumlar arası koordineli bir şekilde çalışarak özellikle halk sağlığı müdürlüğü bünyesinde kurum kararlarına bu tür önem arz eden konuları kendi gündemimize alarak diğer kurum ve kuruluşlarında desteğini alarak il içinde ki hava kirliliği üzerinde çalışmalarımız devam etmektedir. Ancak vatandaşlarımızdan özellikle şunu istirham ediyorum. Malum akşamları karasal bir iklimde olduğumuz için soğuklar genelde akşamları 5’ten sonra başlıyor. Güneşin batışı ile birlikte soğuklar çöküyor. Şimdiden sobalar yakılmaya başlıyor. Ve kirliliğin en yoğun olduğu ve özellikle saat akşamları 5–7 ve 8 civarlarıdır. Özellikle yaşlı hastalarımızın ve ya çocuklarımızın veya özellikli hastalıklı olan grupların bu saatlerde mümkün mertebe dışarı çıkmamalarını tavsiye ediyoruz. Bunun haricinde de kullanılan kömürü daha kaliteli olmasını özellikle istiyoruz. En azından mevcut kömürlerin kullanılırken soba bacalarında ki temizliğe dikkat etmeleri, ev ortamında ki özellikle kalorifer kullanılan evlerde ki kalorifer sisteminin uygun bir yere konulması, baca temizliğinin sık sık yapılması bunun için ev halkından yakan birileri varsa eğitimli olması gerektiğini de önemle vurgulamak istiyorum.”
Kan son olarak, “Biz işin sağlık boyutuyla ilgileniyoruz. Çevre şehircilik müdürlüğü bu işte hava kirliliği ölçüm cihazları bulunmaktadır. Kirlilik belli bir oranın üzerine çıktığı zaman valilik nezdinde ilgili kurumların da desteği ile mutlaka vatandaşlar uyarılmalı. Özellikle kirliliğe sebebiyet veren sitelerin özellikle kontrol altına alınması, bunların uyarılması veya gerekirse bunara cezai yaptırımların uygulanması önem arz etmektedir. Özellikle akşam saatlerinde dışarı çıktığımız zaman şehrin üzerini adeta bir sis tabakası kaplamış bulunmaktadır. Buda dediğimiz gibi kalitesiz kömürün kullanılması son derece sağlık açısından zararlı olduğunu tespit ediyoruz. Ama eğer biz bu işin sağlık yönüyle ilgileniyorsak çevre şehircilik müdürlüğü de bu işin ölçümüyle ilgilemeli. En kısa zamanda olumsuz durumlar gözden geçirilerek buna yönelik çözün yolları aranmalıdır.” dedi.