Dünya Ruh Sağlığı Günü

Kars İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Memet Kan; “ 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü ” nedeniyle ruh sağlığı konusunda açıklamada bulundu.

“İnsan, ruhsal ve bedensel varlığı ile bir bütündür. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)de “sağlığı ruhsal” bedensel ve sosyal olarak tam bir iyilik hali, olarak tanımlamaktadır. Ruh sağlığı, hayat kalitesinin temelidir. Ruh sağlığının korunması hem bireylerin yaşam kalitesini arttırır hem de sosyal bütünleşme ve toplumda üretkenliği sağlar.

Yapılan çeşitli araştırmalar ruhsal bozuklukların görülme sıklığının oldukça yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Avrupa kıtasında her dört kişiden birinin hayatlarının bir döneminde ruh sağlığı sorunu yaşadığı saptanmıştır.

Ruhsal hastalıklar bireylerin yaşamında oluşturdukları olumsuz etkiler yanında, ağır sosyal- ekonomik yükler de getirirler. DSÖ tarafından yapılan bir çalışmada “yeti yitimi” ne neden olan on hastalıktan beşinin ruhsal bozukluklar (Depresyon, Şizofreni, Manik-Depresif Bozukluk, Alkol Kötüye Kullanımı, Obsesif-Kompulsif Bozukluk) olduğu bildirilmiştir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada ise 7 günden fazla iş gücü kaybına yol açma bakımında ruhsal hastalıkların bedensel hastalıklara göre daha yüksek bir oran gösterdiği saptanmıştır.

Ruhsal hastalıklar nedeniyle damgalanma, ayrımcılık, işsizlik ve genel sağlık hizmetinden yeterli hizmet alamamak ruh sağlığı alanında yaşanan önemli sorunlardandır.

Ağır ruhsal bozukluğu (şizofreni vb) olan kişilerin uzun süre ruh sağlığı hastanelerinde tutulması yaklaşımını ifade eden "depo hastane" anlayışı, bu hastaların toplumdan daha da uzaklaşmasına, sosyal ve mesleki becerilerinin azalmasına, sonuç olarak damgalanmalarına ve dışlanmalarına neden olmaktadır. Toplumla yeterince ilişki kuramayan, yaşamlarını sürdürecek sosyal beceri ve mesleki uğraşılardan yoksun kalan bu hastalar, hem ailelerine ve hem de topluma büyük yükler getirmektedir. Hastaların tekrar tekrar hastaneye yatarak toplumdan uzaklaşmalarının, işlevselliklerindeki azalmanın önüne geçilmesi amacıyla hastanın evinde, mahallesinde veya işyerinde temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamayı, sorunlarla başa çıkma becerilerini geliştirmeyi ve gerekli destek sistemlerini devreye sokmayı, kısacası toplum içinde tedavi hedefleyen “Toplum Temelli Ruh Sağlığı” anlayışının ülkemizde hızla geliştirilip yaygınlaştırılmasına ihtiyaç vardır. Diğer yandan ağır ruhsal bozukluğu olan kişilerde ortaya çıkan yeti yitiminin azaltılması, ruhsal, sosyal ve mesleki işlevselliklerinin arttırılmasına yönelik "Psikiyatrik Rehabilitasyon" çalışmaları ile de hastalıkların yaşam kalitesinin yükseltilmesi gerekmektedir. Böylelikle bu hastaların kendilerini toplum içerisinde bağımsız bir birey olarak algılaması ve üretken bir rolde hayatını sürdürmesi sağlanabilir” dedi.