Şeker’in tespitleri ve görüşleri şöyle:
Dershane kapatma tartışmaları başlayalı hemen hemen bütün açıklamaları takip ediyorum. Çocukları dershaneye ve okula giden üyelerimizle, eğitim alanında çalışan dernek üyelerimizle, okullarda çalışan bazı öğretmenlerimizle, hatta geçen sene sınavlara giren, kazanan ve kazanamayan kimi öğrencilerimizle de görüşmeler yaptım. Ulaştığım sonuçlar ise şöyle:
Okullarda bazı alanlardaki öğretmen eksikliği ve ilgisizlikten dolayı ailelerin çocuklarının geleceklerinden kaygılı oldukları,
Okullarda kalabalık sınıf nedeniyle çocukların ders dinleyemedikleri, yeterince alıştırma yapamadıkları,
Çocuklarının evde ders çalışmaları konusunda yeterli ilgiyi ailelerin kendilerinin de gösteremedikleri için en azından okuldaki derslerini ana hatlarıyla da olsa tekrar edebilmeleri ve alıştırma yapmaları için çocuklarını dershanelere etüt merkezlerine ve okuma salonlarına göndermeyi tercih ettikleri,
Bazı dershanelerin öğrencilerinin evlerine ziyaretlerde bulunarak evdeki çalışmalarını takip ettiği aileleriyle istişare içinde oldukları,
Sınav sisteminin ve okuldaki eğitim sisteminin sıkça değişmesi, veliler üzerinde güvensizlik oluşturduğu, bu nedenle de çocuklarının gelen her yeni sisteme göre hazırlanabilmeleri için dershaneleri çözüm yeri olarak gördükleri,
Çalışma koşulları ve imkânsızlıklar nedeniyle çocuklarıyla birlikte sosyal ve kültürel etkinlikler yapamayan aileler, çok sık olmasa da dershanelerin düzenlediği gezi, eğlence, oyun, piknik gibi etkinliklerin çocuklar üzerinde olumlu izler bıraktığı,
Kimi engelli ve fakir ailelerin dershanelerden ücretsiz veya indirimli yararlandıkları hatta bazı dershanelerin bu ailelere ayni yardım yaptıkları,
Görüştüğümüz eğitimcilerden birisinin sözünü olduğu gibi alıntılıyorum: “Sürekli değişen Milli Eğitim ve sınav sisteminin yarın ne olacağı belli değil. Hali hazırdaki sistem oturmuş da değil, tamam dershaneler yine kapatılsın ama erken. Mademki yeni bir sistemin temeli atıldı, bu temel sağlamlaşmalı temel yerine oturmalı ki üzerine bina dikilsin, eğer sağlamlaşırsa zaten dershanelere gerek duyulmayacak. Eğitim işi bir - iki yıllık hesaplarla olmuyor. Kültür değişiyor, alışkanlıklar değişiyor. Dünya değişiyor iç dünyalarımız değişiyor. Bunlar birdenbire mi oluyor? Dershaneler kapatılacaksa da dönüşüme uğrayacaksa da zaman lazım. Dershane öğretmenlerinin toplam sayısının 40 bini bulduğu söyleniyor. Hadi bunun 5 bini farklı yerde çalışırken hafta sonu ya da akşam mesai saatinden sonra dershanelerde çalışıyor diyelim geriye 30 bin kalıyor. Her birinin geçimini sağladığı ortalama 3 kişilik bir aile olduğunu varsayalım toplamda 90 bin kişi bir kararla mağdur olacak. Daha buralarda çalışan hademenin, memurun, güvenlikçinin hesabını yapmadık. Dershanede çalışan öğretmenlerin mülakatla devlet okullara alınacağı söylendi ama bu sınavın ne kadar adil olacağı da şüpheli. Mesele gerçekten eğitimde kaliteyi aramaksa zaman lazım ama siyasi ya da iktidar meselesiyle o başka bir konu! ”
Ben de bir eğitimciyim, öğrencilik yıllarımda dershanelerin kapısından içeri adımımı dahi atmadım ama gerçekten ben de çocuğumu evde ders çalışmıyor diyerek en azından dershanede alıştırma yapar diyerek kayıt yaptırdım. Evet, ben gönderebildim ama gönderemeyenler de var bu da bir gerçektir. Fakat hangi dershanelerimiz olursa olsun “Bu öğrencimizin ekonomik durumu iyi değil, bu öğrencimizin babası engelli, bu öğrencimizin babası çalışıyor ama çok borcu var” dediğimizde ya neredeyse yüzde 70 seksene varan indirim yaptılar ya da ücretsiz kayıt aldılar. Okullar arasında yarışma düzenliyoruz derece alanlara sizlerden ödül olarak liselere ve üniversitelere hazırlık kursu istiyoruz dediğimizde hiç geri çevrilmedik. Bunun dışında isteğimiz üzerine ücretsiz olarak bize verilen fakir aile çocuklarına dağıtımız ve hatta derneğimizde kullandığımız konu anlatım kitapları ve test kitaplarını görmezden gelemem. Bu istekte bulunan sadece biz değildik elbette. Kurumsal kontenjanlarda vardı belki bilemiyorum ama şurası bir gerçek bu kurumlar aynı zamanda bazılarının ekmek kapısı, bunların geçimlerinin temini için de para lazım. Dershaneler kimilerinin ekmek kapısı ama kimilerini de borca sokuyor diyebilirsiniz. İyi de hangi dershane geldi de çocuklarımızı zorla elimizden alıp kayıt yaptırıp bizden para istedi. Bu durum özel hastanelerle devlet hastanelerin durumu gibi birbirine benzer. Tercih talep edene bağlı.
Çoğu zaman dershanelerle ilgili farklı şikâyetler duymadım değil ama bunu kontrol etmek devletin görevi değil mi?
Kontrol çok önemli! Ülkemizdeki temeli neredeyse yarım asrı bulan bu kurumlar kapatılacaksa da kontrollü olarak kapatılmalı hemen birden bire ya da birkaç sene içinde değil. Dönüşüme uğrayacaklarsa da yine kontrollü dönüşüm olmalı. Aksi durumda burada çalışan binlerce insanın gönülleri kapanır. Zaman gönüllerin kapanacağı zaman değil bilakis birbirimize gönlümüzü açacağımız bir zaman.