Bilgen, “Birkaç gün önce başlayan yeniden barış umutlarının bugün Silopi’de yaşanan olaylar dolayısıyla yeniden kaygılanmamıza neden olacak bir atmosfer dönüşmüş olması ile ilgili üzüntülerimizi ifade etmek ihtiyacı hissediyoruz. Şuana kadar bize ulaşan bilgilere göre biri 62 yaşında, biri 17 yaşında olmak üzere 3 kişi hayatını kaybetti, ağır yaralılar var ve 15 civarında yaralı olduğuna dair yerel bilgiler var. Bu da bizde ciddi endişeler oluşturuyor.” dedi.
Gerilimin başka şehirlere yayılmaması konusunda temenni içinde olduklarını da ifade eden Bilgen, “Ne yazık ki şuanda Cizre’yede sıçradığı yönünde bilgiler var. Sabahın erken saatlerinde çatışma gerekçesiyle sivillerin bulunduğu mekanlara rastgele yada doğrudan hedef alınarak ateş açılması yönünde bilgiler var. Çatışmalı ortamlarda kontrolü ne yazık ki çok mümkün olmaz ve kontrollü gerilimde bazen kontrol dışı atmosfer ortam doğurabilir. Çatışmaların hangi noktaya ulaşacağı, kime zarar vereceğini kestirmek mümkün olmaz. Bizim özellikle Silopi ile ilgili paylaşmak istediğimiz nokta bu konuda İç İşleri bakanına bilgi verilmesine ve İç İşleri bakanının da son derece net biçimde sivillerin bulunduğu mekanlara ateş açılmaması yönünde talimat verildiği yönündeki bilgi paylaşımına rağmen çatışmaların durmamış olmasıdır, hala ateş açılıyor olmasıdır. Yani sivillerin zarar görmesinin hiçbir gerekçesi ve mazereti olamaz. Sivillerin zarar görebileceği bir çatışma ortamı da hiçbir şekilde kabul edilemez. Uluslararası hukuk, insancıl hukuk asla buna cevaz vermez.” diye konuştu.
“Biz biran önce çatışmanın durmasını ve bir tek sivilin daha hayatını kaybetmesi neden olunmamasını özellikle ifade etme ihtiyacı hissediyoruz” diyen Bilgen, şöyle konuştu:
“Birde tabiî ki İç İşleri bakanının bu konuda en yetkili ismin talimatına rağmen eğer çatışma durdurulamıyorsa, operasyon durdurulamıyorsa; ya farklı inisiyatifler var yada İç İşleri bakanına rağmen bu operasyon devam ediyor, çatışma devam ediyor yada onun bilgisi dahilinde sivillerin ölümü yaşanıyor. Her iki, durumda son derece ciddi sorumluluk bulur. Çok ciddi hesap vermeyi, yargılamayı gerektirir. Yani biz öncelikle hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz, başsağlığı diliyoruz. Son seçimlerden bu yana gayet tabi seçimlerden öncede parti bürolarımıza yapılan saldırılar, miting alanlarına yapılan saldırılar, Suruç’ta hayatını kaybedenler, hayatını kaybeden asker, polis dahil herkes için rahmet diliyoruz. Ama biran önce ülkemizin bu çatışmalı ortamdan çıkmasını istiyoruz ve ellerin tetikten çekilmesine, yapılan operasyonların durmasına, çatışmaların bitmesine ve diyalog yönünün açılmasını arzu ediyoruz.”
Bilgen konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye koalisyon uğrunda olsa da bir tek çocuğunu bir tek evladını feda etmemelidir. Kimsenin kişisel hesapları yada siyasal hırsları ülke geleceğinden ve gençliğinden daha değerli ve önemli değildir. Yani bu konuda Türkiye’nin biran önce sorumlu bir hükümete kavuşmasını, hesap verebilir, hesap sorulabilir, ülke güvenliğini sağlamakla mükellef bir muhatabın ortaya çıkmasını temenni ediyoruz. Yani Türkiye bu şartlarda, koşullar altında bir erken seçime, Cumhurbaşkanının tabiriyle hukukta çok karşılığı olmayan bir tekrar seçime gitmek zorunda kalırsa birkaç aylık süre boyunca savaşın daha da tırmanması, çatışmanın tırmanması durumunda çok daha büyük kayıplar, çok daha telafisi imkansız sonuçlar ve geri dönüşümü olmayan bir iç savaş tehlikesi yaşayabileceğimizi buradan bir kez daha ifade etme ihtiyacı hissediyoruz. Bizim için hiçbir iktidar, hiçbir imkan, hiçbir ikbal, hiçbir koltuk insan hayatından daha değerli olamaz. Dolayısıyla bütün sivil toplum örgütlerinin, bütün kanaat önderlerini, barış aktivistlerine ve Türkiye’nin istikrarından, Türkiyenin barışından yana olanların bütün müttefikleri, bütün dost ülkeleri de bu süreçte barıştan yana tutumlu olmaya, sorumluluk üstlenmeye ve Türkiye’de biran önce demokratik bir barış ortamının tesis edilmesi için sorumluluk almaya çağırıyoruz.”