Aras Havza Yönetim Heyeti, Kars’ta toplandı

Kars, Ardahan, Iğdır Aras Havzası Havza Yönetim Heyeti 2022 yılı toplantısı Kars’ta gerçekleştirildi.

Tacettin DURMUŞ

Devlet Su İşleri Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Maruf Aras’ın da katıldığı toplantıya, Kars Valisi Türker Öksüz, Ardahan Valisi Hüseyin Öner, DSİ 24. Bölge Müdürü Şükrü Baysal, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber ile Kars, Ardahan ve Iğdırlı yetkililer katıldı.

DSİ 24. Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıda, Kars Valisi Türker Öksüz, Devlet Su İşleri Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Maruf Aras ve DSİ 24. Bölge Müdürü Şükrü Baysal birer konuşma yaptı.

DSİ Bölge Müdürlüğün hazırladığı videolarının da perdeye yansıtıldığı toplantıda; Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Havza Planları Takip ve Çalışma Grup Sorumlusu Işıl Sakın, Aras Havzası havza koruma eylem planı ve Aras Havzası taşkın yönetim planı ve tedbirlerin uygulanması Aras ve Çoruh havzaları kuraklık yönetim planının hazırlanması konulu sunumunu yaptı. Ardında da Havza Yönetimi İzleme ve Tahsisler Şube Müdürlüğünde görevli İnşaat Mühendisi Emre Türk, Aydınlıkevler Mahallesi’nde Nisan ayında yaşanan taşkın ile ilgili olarak yapılan ve yapılacak olan çalışmaları anlatan bir sunum gerçekleştirdi. İzleme ve Tahsisler Şube Müdürlüğünde görevli Meteoroloji Mühendisi Mehmet Ali Tor da 2022 yılı Teknofest Afet Yönetim Kategorisi finallerine kalan Taşkın Tahliye Habercisi konulu Sunumunu yaptı.

Toplantının son bölümünde ise Kars Valisi Türker Öksüz, Devlet Su İşleri Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Maruf Aras ve DSİ 24. Bölge Müdürü Şükrü Baysal’ın değerlendirme konuşmasının ardından, toplantı katılımcıların sorularının cevaplandırılması ile son buldu.

VALİ ÖKSÜZ, “YERYÜZÜNDEKİ TATLI SULARIN BİNDE 3’Ü YÜZEY SULARINDAN OLUŞUYOR”

Toplantıda konuşan Kars Valisi Türker Öksüz, Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 71’ini oluşturan su kaynaklarının, yaklaşık yüzde 97,5’inin tuzlu olan deniz ve okyanus sularından oluştuğunu hatırlattı. Bu suların yüzde 2,5’luk kısmının da buzullar, yer altı ve yer üstü suları oluşturduğuna da dikkat çeken Vali Öksüz, tatlı suların yaklaşık yüzde 99,7’lik kısmı ise buzullar ve yer altı sularında bulunmakta olduğunu vurguladı. Yeryüzündeki tatlı suların çok az bir kısmının yani binde 3’ünün yüzey sularından oluştuğuna da dikkat çeken Vali Öksüz, suyun hayati önem taşıdığını dile getirdi.

Yeryüzündeki su kaynaklarının çok az bir kısmının içilebilir ve kullanılabilir durumda olduğunu da söyleyen Kars Valisi Türker Öksüz, “Canlı yaşamının devamı, yeterli ve temiz su kaynaklarının korunmasına bağlıdır. Temel yaşam kaynağımız olan suyun tüm canlılar için ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Bu nedenle; su ve su kaynaklarının korunması ve etkin şekilde değerlendirilmesi çok büyük önem arz etmektedir.

Günümüzde dünya nüfusu hızla artmakta, buna karşılık içilebilir ve kullanılabilir su kaynakları ise çeşitli sebeplerle azalmaktadır. Bu durum da, suya olan ihtiyacın her geçen gün daha da artmasına neden olmaktadır. Dünya üzerinde birçok ülke şimdiden su sıkıntısıyla karşı karşıya kalmış durumdadır.

Bugün dünya nüfusunun yüzde 30’undan fazlası yetersiz su kaynağı problemiyle mücadele etmekte, bu oran her geçen gün daha da artmaktadır. Hızla artan nüfus, artan kullanım gereksinimleri, doğal dengeyi bozabilen iklim değişiklikleri, küresel ısınma ve bilinçsiz kullanım gibi birçok sebepten dolayı önümüzdeki on yıl içinde dünya nüfusunun %60’ının su sıkıntısıyla karşı karşıya kalabileceği öngörülmektedir. 2025 yılında 2 milyardan fazla insanın su sıkıntısı çekeceği öngörülmüştür.

Konuyu ülkemiz özelinde değerlendirdiğimizde; ülkemizin, sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığı hatta su fakiri ve su stresi altındaki bir ülke konumunda olduğunu, nüfus artış hızına göre yakın bir gelecekte su kıtlığı çeken ülke konumuna gelebileceğimiz göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçektir. 

Yapılan çalışmalarda ülkemizde, kaynaktan çekilen suyun önemli bir bölümünün son kullanıcıya ulaşıncaya kadar kaybolduğu da tespit edilmiştir. Ülkemiz genelinde ortalama su kayıp oranının yaklaşık yüzde 33 olduğu göz önüne alındığında, ilgili mevzuat çerçevesinde belediyeler başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarca bu konuda da acil önlem alınması gerekmektedir.

ARAS NEHRİ HAVZASI ÜLKEMİZ VE BÖLGEMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR

Aras Nehri Havzası ülkemiz ve bölgemiz için elbette çok önemli bir konumdadır. Sahip olduğumuz bu havzanın etkin yönetimi, insanlar ve tüm canlılar için en büyük nimetlerden biri olan sudan en etkin şekilde yararlanılması, zaman zaman meydana gelen su baskınları ve taşkınlardan insanlarımızın korunması, sulak alanların korunması, içme suyunun etkin şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Olumlu ve olumsuz tüm argümanların değerlendirilerek, iyi planlanmış bir program ile Valiliklerimiz ve Kurumlarımız arasında koordinasyon sağlayarak toplantılarımızı amacına ulaştırmamız büyük önem arz etmektedir. Bu konuda elbette hepimize büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.

Tarım ve hayvancılığın yoğun bir şekilde yürütüldüğü bölgemizde, içme ve kullanma suyu temin edilmesi ne kadar önemliyse, su kaynaklarının verimli kullanılması ve kirletilmesini önlemek de bir o kadar önemlidir. Suyun ihtiyacımız kadar kullanılmasının önemli olduğu kadar, su kaynaklarımızın korunması da bir o kadar önemlidir.  

KARS’TA DA 2022 YILINDA BİRÇOK TAŞKIN, HEYELAN VE SEL AFETLERİ YAŞANDI

Diğer yandan ülkemizin çeşitli yörelerinde olduğu gibi Kars ve bölgemizin diğer illerinde de 2022 yılında birçok taşkın, heyelan ve sel afetleri yaşandı. Meydana gelen afetlerde, özellikle kırsal bölgelerimizdeki birçok vatandaşımız etkilendi. Maalesef can kayıpları oldu, maddi zarar meydana geldi. Yapılan bilimsel çalışmalarda ortaya çıkan tahminlere göre bu doğal afetler her geçen gün daha da artacağını görmekteyiz. Bu doğal afetler, tamamen önlenebilecek bir durum olmamakla birlikte zararlarını en aza indirmek elimizdedir.  Bu nedenle; taşkın öncesinde, taşkın esnasında ve taşkın sonrasında neler yapılması gerektiği hakkında bilinçlendirme faaliyetleri yapmak, en riskli dere yatakları öncelikli olmak üzere gerekli ve etkin tedbirleri almak zorundayız. Etkin bir koordinasyon ve işbirliğiyle gereken çalışmaları afetler gerçekleşmeden önce yapmamız, var olan riskleri ve görebileceğimiz hasarı asgari düzeye indirecektir.” dedi.

BAYSAL, “ÜLKEMİZ SU KISITI BULUNAN ÜLKELER KATEGORİSİNDE BULUNMAKTADIR”

DSİ 24. Bölge Müdürü Şükrü Baysal da yaptığı konuşmada, Dünya üzerindeki su kaynaklarına genel olarak bakıldığında; evsel, tarımsal ve sanayi amacı ile güvenli kullanılabilecek su kaynaklarının dünyadaki toplam su kaynaklarının ancak yüzde 2,5 gibi küçük bir kısmını oluşturduğunu söyledi.

Ülkemizin su kaynakları açısından; kişi başına düşen 1500 m' kullanılabilir su miktarı ile su kısıtı bulunan ülkeler kategorisinde olduğuna da dikkat çeken Bölge Müdürü Baysal şunları söyledi:

“Bununla birlikte, su kaynaklarının dünya üzerinde tüm insanlar ve ülkeler için dengeli dağılmadığı göz önünde bulundurulduğunda, su ve su kullanımının ülkelerin politikaları üzerinde etkileri kaçınılmazdır. Ülkemiz su kaynakları açısından; kişi başına düşen 1500 m' kullanılabilir su miktarı ile su kisatı bulunan ülkeler kategorisinde bulunmaktadır. Bu nedenle su kaynaklarının korunması, alternatif su kaynaklarının geliştirilmesi, ekolojik çevre ile uyumlu teknolojilerin kullanılması ve yaygınlaştırılması su politikalarının oluşturulması ve dolayısıyla sürdürebilir kalkınmanın bir girdisi olarak ülke gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.

Su kaynaklarının yönetimi ve planlaması oldukça zor bir konudur. Su yönetimi çok boyutlu, birçok paydaşı bulunması gereken bir organizasyonu gerektirmedir. Suyun beşeri sosyal, hukuksal ve ekonomik çıktıları göz önüne alındığında su politikalarının ve yatırım planlarının ilgili paydaşları ile en güçlü şekilde uyumu ve eş güdümü oldukça zorludur.

DSI olarak: mevcut su kaynaklarını korumak, faydalanmak, gelecek nesillere taşımak ve zararlarından korumak amaçlı çalışmaları tüm paydaşlarımızla birlikte koordinasyonlu bir şekilde gerçekleştirmekteyiz. Su kaynaklarına verilen zararı en az seviyelere indirme konusunda çalışmalar yapıyoruz. Barajlar ve hidroelektrik santralleri inşa ettik ve ediyoruz. Hayata geçirdiğimiz sulama tesislerinden ülkemizin tarımı adına maksimum fayda sağlayacak şekilde kullanılması için bütün imkanlarımız seferber ediyoruz Sulama suyu götürülen alanların mutlak surette sulanmasını sağlayacak tedbirleri almak zorundayız. Çocuklarımıza daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak için, tabiatın ve su kaynaklarının kirletilmemesi esas alınarak hareket edilmelidir. Burada kirliliğin kaynağından alıcı ortama verilmeden önce önlenmesi esastır. Bu nedenle, gelecek nesiller için; mevcut su kaynaklarını korumak, tasarruflu kullanmak ve bu konuda farkındalık uyandırmak hepimizin temel vazifesidir. “