Akademide İletişim Becerileri

AK Parti Kars İl Teşkilatının Devlet Su İşleri (DSİ) Konferans Salonu’nda gerçekleştirdiği Yerel Yönetimler Programı Siyaset Akademisi’nin bu haftaki konukları Doç. Dr. Ahmet Fidan ve Kişisel Gelişim Uzmanı Yüksel Bağışlar oldu.

Ordu Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Ahmet Fidan’ın “Kent Vizyonu ve Kentleşme” konusunda bilgilerini paylaşmasından sonra Kişisel Gelişim Uzmanı Yüksel Bağışlar “İletişim Becerileri” konusunu anlattı.

30 SAATİ FIKRAYA SIĞDIRDI

Kişisel Gelişim Uzmanı Yüksel Bağışlar şunları söyledi:

“Bizler bu eğitimi A’dan Z’ye yaklaşık 30 saat anlatıyoruz. 30 saat az bir zaman değil dolayısıyla 30 saati de 1 buçuk saate sığdırdığımız zaman ne olacağını siz hesaplayın. Bir gün imam camiye gitmiş vaaz verecek. Bir bakmış içerde kimse yok. Demiş ‘o kadar hazırlandık seyis bir kişi. Vaazı anlatsak mı anlatmasak mı?’ Dönmüş seyise ‘seyis efendi’ demiş ‘bu vaazı anlatmalı mıyım, yoksa anlatmamalı mıyım?’ Seyis hocaya dönmüş ve ona alttan bakmış demiş ki ‘ben seyisim bu işlerden anlamam, ama ahırıma gittiğimde atlarımın kaçtığını bir tanesinin kaldığını görürsem ihmal etmezdim onu da yenerdim’ demiş. Hoca bakmış ki seyis doğru sıkı bir ‘besmele’ ile başlamış vaazını anlatmaya. Yarım saat, bir saat, iki saat o gazla devam etmiş daha sonra bitirince dönmüş seyise ‘nasıl oldu diye?’ sormuş. Seyis demiş ‘hoca ben bu işlerden anlamam ahırıma gidince bütün atlarımın kaçtığını bir tanesi kaldığında onu ihmal etmezdim’ demiş. ‘Yenerdim ama bütün gücümü verip senin gibi çatlatmazdım’ demiş. Tabi bizde önemli olduğunu düşündüğümüz konular üzerinde kısmen duracağız. Ama her şeyden önce önemli olduğunu düşündüğüm bir noktaya temas etmek istiyorum.” dedi.

BİZLER YAŞI OLMAYAN OKUL ÇOCUKLARIYIZ

Bizler yaşı olmayan okul çocuklarıyız. Dolayısıyla eğitimin yaşı olmaz. Ölürken bile öğrenmek lazım. Adam ölüm döşeğinde can çekişiyor, o zaman ‘lailahe ilallah de kurtulursun.’ Adamın da oğlu yurt dışından gelmiş elinde samsung E3. ‘Evladım neymiş ölüm döşeğinde amca bunu soruyor.’ ‘Bu’ demiş ‘baba samsung E3, dünyanın her tarafından bu aletle görüşürsün, görüntülü görüşürsün’ demiş. Baba ‘o nasıl bir şey bana da öğretsene’ demiş. Etrafındakiler ‘sen manyak mısın ölüp gideceksin, ne yapacaksın öğrenip’ ‘Öyle demeyin’ demiş ‘yarın orada, öbür tarafta bununla ilgili bir şey sorarlarsa ne yapacağım?’ demiş. Ama espri bir tarafta dursun ölürken bile öğrenmek bizim vazifemiz.

BİZLER BEŞİKTEN MEZARA ÖĞRENMEYİ HEDEF ALAN BİR KÜLTÜRÜN EVLATLARIYIZ

Zira biz beşikten mezara kadar öğrenmeyi hedef almış bir kültürün evlatlarıyız. Değişim de yapmalıyız mesela bizler okumayı pek sevmeyiz. Gelişmek zaman alır, biraz üzer insanı, zaman alır. Ama sonuçta müjdeli haber alırsınız. Farklı noktalara gelirsiniz, zirvelere ulaşırsınız. Kartal kendi türünün en uzun yaşayan cinsidir. 40 yıl ömrü vardır kartalın. 40 yıl sonunda iki tercihi vardır. Ya ölümü tercih eder, ya da birkaç ay sürecek sancılı döneme sürecine katlanır. Hedefi idare olan kartallar kendilerini sarp kayalardan atarlar. Hedefi olmayanlar ise 40 yıl sonrasında ölüp giderler. Avını parçalayamaz hale gelen gagalarını taşlara vura vura parçalarlar. Birkaç hafta sonra sert ve daha güçlü gagalarının çıkığını görürsünüz. Bu gaga ile eski yıpranmış tırnaklarını sökerler, bir müddet sonra yeni tırnakları çıkar. Tabi daha sonra bu tırnaklarla da tüylerini sökerler ve daha sonra yenisi çıkar. Tabi bu değişim de sancılıdır gel de bunu kartala sor. Ve birkaç ay sonra parlak ve güzel yeni tüylere sahip olur. Kartal bundan bir 30 yıl sonraya daha kanat çırpar.

KAÇ YAŞINDA OLDUĞUMUZUN ÖNEMİ YOK, ÖNEMLİ OLAN RUHUMUZUN VE İDEALLERİMİZİN GENÇ OLMASI

Burada şu mesajı alıyoruz; aslında kartal eski kartal ama mesaj şu “yaşlılık ya da gençlik belirli bir süre ile yaşamayla ilgili değildir. Ruhunuz gençse ve idealleriniz varsa 80’lik dede olsanız 20’lik ruhu taşıyan genç gibi olursunuz. Gözleriniz ışıl ışıl bir şeyler yapma eğilimindeyiz. Bakın araştırın araştırma buluş yapanların çoğu 70 yaş ve üstündedir. Eğer bir hedefiniz yoksa, ruhunuz körelmişse 20 yaşında olsanız ne yazar. 80 yaşındaki bir dededen ne farkın kalır. Bizim gençliğimizin büyük bir kısmı da böyledir. Ruh ve ideal peşinde değiller, kariyer yapma dertleri yok. Gençlerimiz ‘attım çayıra mevlam kayıra’ der. ‘Bugünümü kurtarayım da yarına Allah kerim.’ Oysa bizler hiç ölmeyecekmişiz gibi bu dünyaya planlar yapıp, yarın ölecekmiş gibi de öbür tarafla da ilgilenelim. İşte gerçek idealistler böyle hareket ederler. O yüzden AK Parti’nin çok önemli bir çalışmasıdır; Siyaset Akademisi. Türkiye’nin her yerinde böyle bir uygulama yok sadece 30–40 il vardır. En azından mensup olan olmayan herkes buraya gelebiliyor.

SİYASET AKADEMİSİ KİŞİYE KENDİNİ YENİLEME FIRSATI VERİYOR

Siyaset Akademisi bir değişim fırsatı veriyor. Kendilerini yenileme fırsatı veriyorlar. Buraya gelip dinleyebiliyorlar. Size izlettiğim video da herkes bir şey görüyor. Fakat her şeyi bir kişi hiç görmüyor. Fakat herkes faklı bir şeye dikkat etmiş. Bu da bize neyi gösteriyor? Her insan hayatı kendi gözlüklerinden görür. Her insan ayrı bir dünyadır. Her insan ayrı bir yapıdadır. Ailede erkek karısı gibi davranmasını, kadında erkek gibi davranmasını beklediği an aile içi problem yaşamaya başlarsınız. Çocukta da öyledir; çocuğunuz olur, her şeyinizle ona sahip olduğunuzu sanırsınız ama aslında öyle değildir. O, size sadece emanet edilen kıymetli bir varlıktır. Sizin idealiniz dışında dünyaya gelmiştir. Herkes bir şey ister; ‘çocuğum doktor olsun’ ister ama onların zevk aldığı şeyler ayrı, düşünceleri ayrı. Ama siz, sizin gibi davranmasını istiyoruz.”