Acılar Paylaştıkça Azalır

Acılar Paylaştıkça azalır, Acınızı paylaşmaya geldik...

Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı ( TÜRKAV ) Kars İl Başkanlığı 20 Ocak 1990 Yılında Sovyet Rusya tarafından Bakü Azatlık Meydanında Azeri halkına karşı yapılan, tarihte Kanlı Yanvar olarak anılan katliamın 26.yıldönümünde Kars Azerbaycan Başkonsolosluğuna taziye ziyaretinde bulundu.

Kanlı Ocak’ın 26. yıldönümünde Azerbaycan Kars Başkonsolosluğunda gerçekleşen ziyarette Türkav Kars İl Başkanı Murat Şanlı’nın yanı sıra yönetim kurulu üyelerinden hazır bulundu. Samimi bir havada Konuklarını ağırlayan Azerbaycan Kars Baş Konsolosu Ayhan Süleymanlı ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek kardeş Türk halkının acıda ve sevinçte her zaman Azerbaycan Türklerinin yanında olduğunu dile getirerek bu kardeşliğin dünya döndükçe ebed müddet devam edeceğini dile getirdi. Türkav Kars İl Başkanı Murat şanlı Azerbaycan Cumhuriyeti Kars Başkonsolosuna hitaben yaptığı konuşmada duygularını şu cümlelerle ifade etti:

‘Acılar Paylaştıkça azalır, Acınızı paylaşmaya geldik’

“Sayın Başkonsolos’um bu gün burada bulunmaktaki amacımız 20 Ocak Olaylarının 26.Sene-i devriyesinde Azerbaycanlı soydaşlarımızın maruz bırakıldığı vahşeti kınamak yaşanan vahşet neticesinde şehit edilen soydaşlarımızı rahmetle yâd etmektir. Bu kardeşliğimizin gereğidir. Zira kardeşlik hukukumuz bizlere bunu emrediyor. Unutmamalı ki kardeşlerin acıları ancak paylaşılınca hafifler. Bu duygu ve düşüncelerle 20 Ocak 1990 Yılında Sovyet Rusya tarafından Azerbaycanlı kardeşlerimize karşı işlenmiş olan bu vahşeti nefretle kınıyor. Olaylarda hayatını kaybeden soydaşlarımıza Allahtan rahmet kardeş Azerbaycan halkına Baş sağlığı diliyorum.”

Kafkas üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yard.Doç.Dr Alparslan Kartal tarafından 20 Ocak Şehitleri için kuran-ı kerim tilaveti okunmasının ardından Söz alan Azerbaycan Kars Baş konsolosu Ayhan Süleymanlı 20 Ocak Olaylarını hazırlayan nedenler ve o gün yaşanana katliamla ilgi olarak Türkav Üyelerine bilgi verdi.

Süleymanlı şunları söyledi; “20 Ocak 1990 Bağımsız Azerbaycan Türkü’nün tarihe altın harflerle yazılan şanlı direniş günüdür. Doksanlı yılların başında Sovyetler Birliği’nin ve eski Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte değişen Yeni Dünya Düzeni içinde bütün değişimler adeta bayram havası içinde gerçekleşirken, Azerbaycan Türk’ünün yaşadığı topraklar kana bulanmıştır. Batılı ülkelerine bağımsızlık dağıtırken gayet bonkör davranan Sovyetler Birliği, mevzubahis Türkler olduğunda, ortaya koydukları çifte standardı protesto etmek için Azatlık Meydanına akın eden silahsız Türklere karşı, acımasızca davranarak 20 Ocak faciasını yapmışlardır. İnsanın tanka, topa, tüfeğe meydan okuduğu gündür 20 Ocak… Zulme direnişin, bağımsızlığa varışın günü… Rus’un katliamı Türk’ün destanıdır 20 Yanvar… Bağımsızlık uğrunda kan veren, can verenlerin destanı…”

“1990 yılının 20 Ocağında Sovyetler Birliği Azerbaycan halkına karşı emsaline az rastlanır bir cinayet işlenmiştir. Sovyet Orduları Ocağın 19-dan 20-ne geçen gece Azerbaycan Cumhuriyetinin başkenti olan Bakü’yü işgal etmiş ve bununla da yetinmeyerek sözün gerçek anlamında amansız bir katliam yapmıştır. Bu katliam sonucunda 132 kişi katledilmiş, 612 kişi yaralanmış, 841 kişi ise kanunsuz olarak hapse atılmıştır. Üstelik bu katliamda yakıcı ve ağırlık merkezi değişen mermi ve kurşunlar kullanılmıştır. bu ağır cinayetin gerçek amacı bağımsızlık mücadelesi vererek bağımsızlığına kavuşmak isteyen Azerbaycan halkının mücadele ruhunu kırmak ve bununla da bağımsızlık mücadelesine kalkışan diğer Cumhuriyetlere özellikle Türk Cumhuriyetlerine gözdağı vermek olmuştur.”

“Hemen gece Sovyet Ordusunda Bakü işgaline yönlendirilmiş asker sayısı 35 binden fazlaydı. Bu Ordu içinde özel kuvvetlerin çok sayıda askeri, bunun dışında Stavropol, Krasnodar, ve Rostov’dan orduya katılan ermeni asker ve komutanlar da vardı. Bu askerler özel psikolojik hazırlıktan geçmiş, beyinleri yıkanmış askerlerdi. Onların karşısına koyulmuş görev çok korkunçtu: “Sizleri Bakü’ye rusları savunmak için gönderiyoruz, Azerbaycan Türkleri onları vahşicesine katlediyorlar, evlerin damında Azerbaycan Halk Cephesinin keskin nişancıları yerleşmişler, onlar size ciddi mukavemet gösterecekler ve size karşı her türlü silah kullanmaktan çekinmeyecekler”. Hâlbuki Bakü’de Rusların can güvenliğini tehdit eden bir durum söz konusu değildi. Zaten Bakü’de böyle bir şeyin yaşanması da mümkün değildi. Çünkü o yıllarda Bakü’de Azerbaycan Türkleri ile birlikte çok sayıda rus, ermeni, tatar, gürcü ve diğer milletlerden olan insanlar huzur içinde yaşamaktaydı. Üstelik o yıllarda Bakü’de böyle bir olayın yaşanacağı durumda bunun karşısını kolayca ala bilecek 11,5 bin polis gücü, Savunma Bakanlığının çok sayıda askeri birlikleri, hava hücumundan savunma birlikleri ve 4. Kolordu komutanlığı yerleşmişti. O zamanlarda Azerbaycan komşu Ermenistan’ın da tecavüzüne maruz kalmıştı. Böyle bir durumda Sovyet yönetimi bu problemin çözümü için gereken tedbiri almamış, tam tersine bu problemin daha da derinleşmesi için bekleme pozisyonuna girmiş ve bunu kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktaydı.”

“İşin özü 20 Ocak katliamı Azerbaycan Türklerinin milli benliğine, milli bağımsızlık ruhuna karşı bir tecavüzdü. Fakat Azerbaycan Türkleri kendi Gurur ve iradesinden zerre kadar da olsun bir şey kaybetmedi. Bu tarih matem günü olmakla birlikte Azerbaycan Türklerinin tarihinde bir kahramanlık sayfasıdır. Azerbaycan Türkleri bu kanlı 20 Ocak tarihinde Türk kimliklerinden taviz vermenin mümkün olamayacağını, her zaman toprak ve vatan üçün ölüme hazır olan evlatlarının olduğunu bütün dünyaya ispatlamıştır.”

Türkav İl başkanı Murat Şanlı Azerbaycan Cumhuriyeti Kars Başkonsolosu Ayhan Süleymanlı’ya günün anısına Osmanlı tuğralı bir tablo hediye etti. Şanlı, Sülaymanlı’ya itafen; “Ümit ederim ki Cenabı Allah Bu neslin torunlarına ileride İslam Sancağı ve Turan bayrağı altında birleşmeyi ve dünyaya hükmeden Büyük Turan İmparatorluğu çatısı altında toplanmayı nasip eder. Türkler tarihte olduğu gibi o kudretli ve altın çağlarını yeniden yaşarlar.” dedi.

Ziyaret günün anısına hatıra fotoğrafı çekilmesi ile son buldu.