1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. “Soykırım” bahane, talepler “şahane”
“Soykırım” bahane, talepler “şahane”

“Soykırım” bahane, talepler “şahane”

TASAM tarafından İstanbul’da düzenlenen 4. Dünya Türk Formu’nda konuşan Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hacali Necefoğlu, “Soykırım” bahane, talepler “şahane” dedi.

A+A-

23-25 Nisan 2015 tarihinde TASAM tarafından İstanbul’da düzenlenen 4. Dünya Türk Formu’nda konuşan Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hacali Necefoğlu, “Soykırım” bahane, talepler “şahane” dedi.

Necefoğlu’nun konuşması şöyle:

Yüz yıl önce yapıldığı iddia edilen “Ermeni soykırımı” ile daha eskilerde üretilmiş ve yıllardır temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulan “Ermeni sorunu”nu tartışırken, 2007 – 2012 yıllarında Ermenistan Milli Meclisinin Daşnaksütyun Partisi’nden milletvekili olmuş Ara Nranyan’ın ilginç “Ermenistan” tanımını hatırlatmanın yararlı olacağını düşünüyorum. 20 Nisan 2009 tarihinde yaptığı basın toplantısında Ara Nranyan “Ermenistan, emsalsiz devlettir,”[Армения - "государство-скрепка" в регионе: представитель АРФ "Дашнакцутюн". Regnum, 20.04.2009] diyor ve bunu şöyle izah ediyor: “Evvela, aynı zamanda hem Rusya ile, hem de ABD ile dostluk münasebetleri sağlamaktadır, İran’la sıkı ekonomik ve politik ilişkiler kurmaktadır, Avrupa entegrasyonuna doğru ilerlemektedir. İkincisi, Ermenistan’ın bölge ülkelerine etki manivelaları vardır. Azerbaycan’la münasebette şu an bu manivela Karabağ meselesidir, gelecekte, Nahçıvan meselesi olması mümkündür. Gürcistan’la münasebette bu manivela Cavah meselesi, Türkiye’yle münasebette ise Ermeni soykırımının tanınması meselesidir. İran için ise Ermenistan, Hıristiyan Dünyası’na ve Avrupa’ya yegâne çıkış yoludur.” Ermenistan için Amerikan siyasi terminolojisinde kullanılan “ataç-devlet” terimini kullanan Nranyan’a göre Ermenistan’ın bugün bölgedeki statüsü büyük devletler açısından önemlidir, çünkü büyük devletlere tesir manivelaları lazımdır: “Devletimizin emsalsiz rolünü ve kendi imkânlarımızı nasıl kullanmamız gerektiğini bilmeliyiz,” diyor Nranyan.

Buradan, Ermenistan’ın dış siyasetinin temel ilkelerinden biri de büyük devletlerin çıkarları için kullanılarak menfaat elde etmektir, diyebiliriz[Hacali Necefoğlu. Ermenistan 2008 Dış Politika Raporu. Yeni Dönemde Türk Dış Politikası. USAK Yayınları: 36, Ankara 2010, s. 285.].

Bu bağlamda Ermenistan Cumhuriyeti’nin Ottowa Büyükelçisi olmuş (2000 – 2006), aynı zamanda “Modus Vivendi” Merkezinin kurucusu ve başkanı olan Ara Papyan’[İngilizce: Ara Papian]ın  Türkiye ile ilgili söyledikleri düşündürücüdür:

“1985 yılında kimse Sovyetler Birliği’nin çökeceğini tahmin edemediği gibi, bu gün de kimse 10-20 yıl içinde Türkiye’yi nelerin beklediğini önceden göremez. Türkiye’nin çok sorunu var, hem Kürt, hem Alevi etkenleri var. Batı etkenini de hesaba katmamak olmaz. Batı ülkeleri Türkiye’nin güçlü olmasını istemezler. Çünkü güçlü Türkiye daha az itaatkâr ve daha çok kaprisli olur. Bu ülkenin şimdi herkesle, – ABD ile de, İsrail ile de, tüm komşuları ile de, - sorunları vardır. [Türkiye] yalnızca toprak, ekonomi ve nüfus açısından küçülürse uysal olur” [Зара ГЕВОРКЯН.  «Вопрос границы между Арменией и Турцией – межднародный вопрос» - “ДОБРОЕ УТРО!”( газета), 2013 г., май - июль, Н5 - 7, с. 6].

2012 yılında Ermenistan Baş Savcısı Agvan Ovsepyan’ın da Türkiye’den tazminat ve toprak taleplerini dillendirdiği Ermeni Hukukçular Forum’unda yaptığı konuşmasında, - “Türkiye’nin zayıflaması ve bölünmesi Batı’nın çıkarınadır. Onlar için başlıca alet Sevr Antlaşması’ndan daha ziyade Wilson’un Hakem Kararı’dır. Bu işi kimse Ermenistan’ın çıkarı namına yapmayacaktır, yalnız kendi çıkarları doğrultusunda yapacaklardır. Ama bu çıkarlar bizim menfaatimize de uygun olabilir,” – diyen sırtlan tefekkürlü Ara Papyan, Orta Doğu’nun yüzleştiği değişimlere hazır olunmasının gerekliliğini de vurgulamıştır. Ayrıca ABD’yi Ermeni taleplerini desteklemeye çağırarak, Ermenistan’da Amerikan askeri üssünün oluşturulması imkânlarındanbahsetmiştir [Ара Папян: Армения должна устновить свой суверенитет в Карсе. Ararat-online.ru, 10.07.2013].  

Ermeni taleplerinin genel olarak Tanınma, Tazminat ve Toprak olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Her ne kadar görüşlerini devlet adıyla değil, kendi adıyla açıkladığını bildirmiş olsa da [Турция посредством России попытается нейтрализовать Армению: Ара Папян. 07.12.2014. http://ru.1in.am/1072605.html], Eski Büyükelçi sıfatını kullanmaktan çekinmeyen Ara Papyan’ın, Ermenistan yöneticilerinin akıllarından geçirdiklerini yüksek sesle dillendirdiği kuşkusuzdur. “Ermenistan, Ermeni soykırımı’nın 100. Yılını Türkiye‘den toprak talebi için esas olarak kullanmalıdır”, –  diyen Papyan, –  “Ermenilere yapılan soykırım”ın esas amacının Ermenistan’ın bir kısmının işgali olduğunu iddia ederek, Milletler Cemiyeti tarafından Ermenistan Cumhuriyeti arazisi olarak tanınmış toprakların Türkiye tarafından işgal edilmesi meselesinin tartışılmasının elzem olduğunu, uluslararası toplumun Türkiye’yi işgalci olarak değerlendirmesinin Ermenistan’ın güvenlk seviyesini yükselteceğine inandığını kaydediyor [Ара Папян: Армения обязана поднять вопрос оккупации Турцией территорий. Novostnik.ru. 23.01.2015].

Ara Papyan’a göre Sevr Antlaşması esasında dönemin ABD Başkanı Woodrow Wilson’un 22 Kasım 1920 tarihinde imzaladığı meşhur Hakem Kararı’na göre Erzurum vilayetinin neredeyse tümü, Van ve Bitlisin üçte ikisi, Trabzon limanı da dâhil olmakla Trabzon vilayetinin büyük bir kısmı Ermenistan’a katılmalıdır. Böylece, Ermenistan Karadeniz’e çıkış elde ederken, Ermenistan’a geri verilecek toprakların 100 bin kilometre kare olması sebebi ile birleşik Ermenistan’ın yüzölçümü 160 bin kilometre kareye ulaşacaktır. Talep edilen bu topraklarda şu an 710 bini Kars vilayetinde olmakla, 6,5 milyon kişinin yaşamakta olduğunu kaydeden Ara Papyan’a göre Doğu Ermenistan’ın bir parçası olan ve Türkiye tarafından kanunsuz olarak işgal edilen Kars vilayeti üzerinde Ermenistan’ın egemenliği yeniden kurulmalıdır. Bu vilayette yaşayanların yarısının (? – H. N.) Türk, Kürt ve Azerilerden oluştuğunu iddia eden Papyan, bu topraklarda Ermeni egemenliği tanındıktan sonra onların gönüllü olarak vilayeti terk edeceklerini düşünüyor. Sevr Antlaşması esasında Ermenistan’a verilmesi gereken diğer topraklar konusunda ise Ara Papyan’ın fikrince mevcut uluslararası hukuk normları temelinde ve bu toprakları bir süreliğine Ermenistan’a birleştirmeden de geçici çözümler bulmak mümkündür [Ара Папян: Армения должна быть готова потребовать от Турции компенсацию за Геноцид армян. MEDIA GROUP FEDAYI (http://m.mgfedayi.info/6/3/609/)]. Papyan’ın fantastik çözüm önerisi “müzakere konusu olan topraklar”a yeni statü verilerek kiralama yoluna gidilmesidir. Yeni statüye göre anılan topraklar de jure olarak Ermenistan’ın mülkü sayılacak, de facto olarak Türkiye idaresinde bulunacaktır. Diğer bir deyişle:

  • Uluslararası garantili iki taraflı antlaşma esasında Türkiye “Wilson Ermenistanı”nı makul ücret karşılığında kiralıyor. Bu topraklarda (ki, 1878-1918 yıllarına ait eski Rusya İmparatorluğu ve 1918-1920 tarihlerindeki Ermenistan toprakları – Kars vilayeti, Batum vilayetinin güney kısmı ve Sürmeli kazası bu araziye dâhil değildir) Türkiye nüfusunun %8’inin (5,6 milyon kişi) yaşadığı dikkate alındığında makul ücret olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin GSMH’nın yüzde biri miktarı – 8,6 milyar ABD doları belirlenir…
  • Türk ve Ermeni vatandaşları ikametgahları fark etmeksizin eski uyruklarında kalarak, bu vatandaşlıkların verdiği tüm haklara sahip bir şekilde vatandaşlık görevlerini hayata geçiriyorlar. Her iki ülke vatandaşları serbest dolaşım, taşımacılık, ayrıca serbest ikamet ve ekonomik faaliyet hakkına sahip oluyorlar. Bu topraklarda faaliyet gösteren tüzel kişiler ve ayrı ayrı şahıslar kayıtlı bulundukları yerlerde yasalara uygun vergi öderler.
  • Üçüncü ülkelerin transit taşımacılığı ile oluşan oluşan gelirler yerel altyapıların (karayolları, demir yolları, kamu toprakları) gelişimi ve imarına yönlendirilecek.
  • Bu topraklar silahsızlandırılacak, yani “Avrupa’da Konvansiyonel Silahlar Hakkında Anlaşma”da (1990) ön görülen silahlar (tanklar, zırhlı araçlar, jetler ve saldırı helikopterleri) bölgeden çıkarılacaktır. Toprakların kontrolü ve gerektiğinde savunması BM Güvenlik Konseyi’nin yetki verdiği ve himaye ettiği barış gücü tarafından hayata geçirilecektir. Topluluklarda asayiş ve güvenliği belediye polisi koruyacaktır… Bölgeye uluslararası askeri gözlemci ve danışma misyonları konuşlandırılacaktır.
  • Rusya İmparatorluğu’nun (1878 – 1918) ve Ermenistan Cumhuriyeti’nin (1918 – 1920) eski topraklarının, – Kars vilayetinin, Batum vilayeti güney kısmının ve Sürmeli kazasının, –  statüleri ayrıca müzakere ve çözüm konusudur. Bu gün bu topraklarda Türkiye Cumhuriyeti’nin şu vilayetleri yerleşmektedir: Kars (9587 km2, 130 bin nüfus), Ardahan (5995 km2, 120 bin nüfus), Artvin (7436 km2, 192 bin nüfus) ve Iğdır (3587 km2, 180 bin nüfus), toplam 26241 km2(%3,4) ve 779 bin nüfus (%1,1). “Wilson Ermenistanı”ndan farklı olarak bu topraklar üzerinde Ermenistan’ın egemenliği kurulmalıdır [Ара Папян. Айренатирутюн – право на Родину – правовые основы требований армян и смежные вопросы. Сборник статей – Ереван, Асогик, 2012, с.326, 327 ].

Gelecekte “Batı Ermenistan topraklarında” Kürdistan kurulması olasılığını da değerlendiren Ara Papyan, olayların bu şekildeki gidişatının Ermenilerin işine yarayacağını, bu topraklarda hukuki haklarının olması sebebi ile, kendi istekleri dâhilinde Kürtlere kira karşılığı verebileceklerini bildiriyor [Армении надо получить земли Западной Армении и сдавать их курдам в аренду: Ара Папян. Regnum, 21.07.2010 ]. Ayrıca, o, Bakü – Tiflis – Ceyhan petrol boru hattı ile Bakü – Tiflis – Kars demir yolunun Ermenistan’ın iştiraki olmadan yapılmasının yasal olmadığını, bu yüzdenTürkiye’nin dava edilmesi ve topraklarının kullanım hakkının talep edilmesini savunuyor [Армения может оспорить правомерность строительства нефтепровода Баку-Тбилиси -Джейхан: мнение. Regnum, 29.07.2008].

9 Temmuz 2013 tarihinde yaptığı basın toplantısında, Ermenistan Kars vilayeti üzerinde egemenliğini tesis ettikten ve Türkiye’den maddi tazminat talep ettikten sonra çok şeyin değişeceğini söyleyen Ara Papyan şöyle devam ediyor: “En azından, Türkiye uluslararası mahkeme kararlarına neden uymadığı konusunda her defasında BM’e izahat vermeye mecbur olacaktır. Nihayetinde Ermenistan işgal edilmiş topraklarını geri aldığında pozisyonunu güçlendirebilecektir. Hal hazırda topraklar, Ermenistan’ın güvenlik sorununu da çözecektir. Mesela, Nahçıvan ile Erivan arası 40 kilometre olmakla birlikte, “Smerç” füze sistemleri 90 kilometredeki hedefi imha edebilmektedir. Bu halde [yeni] topraklar Ermenistan’ın güvenliğinin teminatı olacaktır [Армения должна вернуть у Турции Карс через Международный суд ООН - Ара Папян. Regnum, 09.07.2013]”.

            Görüldüğü gibi Kars’la yetinmeyen Papyan Ermenistan’ın güvenliği için Nahçıvan üzerinde de hak iddia ediyor: “Ermenistan devamlı olarak Nahçıvan meselesini öne sürmelidir, çünkü Nahçıvan – Erivan’ın kalbidir [Армении нужен Нахиджеван – Ара Папян.  Armenia Today, 15.07.2010 ]”. Sevr Antlaşması’nın hukuken halen geçersiz olmadığını iddia eden Ara Papyan, BM tarafından kabul edilmiş Azerbaycan-Ermenistan sınırını “dokunulmaz sınır” olarak saymıyor, anılan antlaşmanın 92. Maddesine istinaden Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’ın bir parçası olduğunu iddia ediyor [Ара Папян.Еще раз о границах Республики Армения и о самоопределении Нагорного Карабаха. АЗГ, 28 июня 2007 г., с. 4;        Определение границ Армении должно решаться на основе международного, а не советского права - эксперт. Новости-Армения, 29.07.2008 ].

Ara Papyan’ın diğer hedefi Gürcistan’dır. “Çağdaş Gürcistan’ın Cavah üzerinde hiçbir hakkı yoktur, [Ара Папян: Современная Грузия не имеет никаких прав на Джавахк. PanARMENIAN.Net, 02.08.2008]” diyen Papyan, Cavah’ın Gürcistan’a işgal rejimi sayesinde birleştirildiğini beyan ediyor [Присоединение Джавахка к Грузии основано только на силе оккупационного режима: эксперт. Regnum, 01.08.2008]. Onun bu beyanatlarının 2008 yılında Rusya’nın Gürcistan’a saldırısı arifesinde verilmesi de manidardır.

Toprak açısından İran şanslıdır. Ara Papyan’a göre “tarihi Ermeni toprakları” olan Hoy ve Selmas’a Ermenistan’ın hak iddia etmeye hukuki esasları yoktur [Ара Папян. Айренатирутюн – право на Родину – правовые основы требований армян и смежные вопросы. Сборник статей – Ереван, Асогик, 2012, с. 104, 105].

Tazminat konusunda da Ara Papyan aşırı iştahlıdır. 2007 yılında Ermenistan parlamentosunun “Ermeni-Türk Münasebetleri: Sorunlar ve Perspektifler” konulu oturumunda konuşan Papyan, 1914-1919 yılları arasında oluşan “Ermeni halkının zararının” dönemin parasıyla 19,130 milyar frank veya dönemin kuru ile 41,5 milyar dolardan fazla olduğunu; 1920-1923 yılları arasındaki “maddi kayıplar” da dikkate alındığında bu meblağa %20 eklemek gerektiğini söylemiştir [Турция должна Армении $41,5 млрд: экс-посол Армении в Канаде. Regnum, 20.12.2007]. Fakat geçen yıl üç yabancı eksperle birlikte hazırladıkları “Adaletli Çözüm” başlıklı raporda 70 ile100 milyar dolardan söz etmektedir [Александр ТОВМАСЯН. Признать, осудить и устранить. Голос Армении, 22.09.2014]. Gezi Parkı’nın eski Ermeni Mezarlığı üzerinde yapılmış olduğundan bu toprağın Ermenilere mahsus olduğunu iddia eden Papyan, bu arsanın Manhattan’daki arsalardan da pahalı, - neredeyse 3000 dollar/m2, -  olduğunu; dolayısıyla 2,5 milyar dolar değerindeki tüm arazinin Ermenistan’ın yıllık bütçesinden fazla olduğunun düşünülmesi gerektiğini söylüyor [Турки и армяне превратили тему Геноцида армян в доморощенный бизнес – эксперт. Regnum, 11.06.2013]. Ara Papyan’ın tazminat taleplerinde Türkiye yalnız değildir. Ona göre Azerbaycan ve Gürcistan da Ermenilere borçludur. 2012 yılında Azerbaycan Ermenilerinin Birinci Kurultayı’nda konuşan Ara Papyan, Tiflis, Bakü, Gence ve diğer şehirlerde Sovyet hükümetlerince müsadere edilerek millileştirilen Ermeni zenginlerine ait gayri-menkullerin, fabrikaların, petrol madenlerinin varislerine geri verilmesi için Azerbaycan ve Gürcistan’ın dava edilmesi gerektiğini iddia ediyor [Ара Папян. Роль и значение армян Азербайджана в армяно-азербайджанских отношениях (выступление на съезде армян Азербайджана). 19.09.2012].

Ara Papyan taleplerini aşağıdaki argümanlara dayandırmaktadır:

  • 1991 yılından beri mevcut olan Ermenistan Cumhuriyeti 1918-1920 yılları arasında yaşamış olan ilk Ermenistan Cumhuriyeti’nin yasal varisidir;
  • 1920’den 1991 yılına kadar mevcut olmuş Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, SSCB’nin sadece bir parçası olarak var olmuş ve dünyanın hiçbir devleti tarafından egemen bir devlet olarak tanınmamıştır;
  • Ermenistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bugün var olan de facto sınır, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti arasında var olan sınırın bir kısmıdır ve geçerli ve yasal olarak kabul edilemez;
  • Ermenistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yasal de jure olması gereken sınır, ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından teklif edilen (Hakem Kararı, 22 Kasım 1920) ve “Türkiye de dâhil”, birçok devlet tarafından ( ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya, ve diğer ülkeler ) tanınan sınır olmalıdır (Sevr Antlaşması, 10 Kasım 1920);
  •  Kasım 1920 tarihinde isyancı Türk ve Bolşevik istilası ile ilk Ermenistan Cumhuriyeti’nin yaşamı sona ermiş ve Ermenistan ile Türkiye arasında devlet hududunun normal oluşturulma süreci (delimitasyon ve demarkasyon) kesintiye uğramıştır [http://armeniangc.com/2013/05/arbitrazhnoe-reshenie-vudro-vilsona/].

Her ne kadar bu savların mesnetsiz olduğu gerek Türkiyeli [Mehmet Şükrü Güzel. Dağlık Karabağ Ermeni’lerinin Sözde Bağımsızlık Bildirgesi’nde ki Gizli Şifre’nin çürütülmesi ve ABD’nin, 1933 Tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nun 10 Ağustos 1920 Tarihli Sevr Antlaşması’nın Geçersizliğini Tanıması – 1-15. USGAM, 16.06.2012], gerekse de Azerbaycanlı eksperler [Вугар Сеидов. Маразм посла Ары Папяна. 19.07.2008 (http://news.day.az/armenia/124392.html); Эксперт: "Oт Севрского договора и Парижских принципов отреклась сама Армения", Regnum, 01.08.2008] tarafından yazılmış olsa da, Ara Papyan Joseph Goebbels’in “Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar” düsturunu kullanarak yıllardır bu fikirlerini tirajlamakla meşguldür.

“Sözde Ermeni soykırımı ile ilgili 24 Nisan’ların devamlı tehdit unsuru olarak kullanılmasının önlenmesi için Türkiye savunma mevkiini zaman kaybetmeden terk etmeli, elde olan belgelerle yurt dışındaki Türkiye, Azerbaycan ve diğer Türk soylu ülkelerin diasporalarını da teşkilatlandırarak yılda 365 gün saldırı pozisyonuna geçmelidir,” [Hacali Necefoğlu. Ermenistan’ın Azerbaycan’ı işgali: Geçmişi ve Bugünü. – Dünya Türk orumu. “Türk Konseyi, Türk Diasporası ve Sosyo-Ekonomik İşbirliği” (Editör: Almagül İsina), İstanbul,  2012, s. 573-578] fikrimi burada bir daha tekrar ediyorum. Gerek Türkiye’de, gerekse de Azerbaycan’da Ermeni terör çetelerinin sebep olduğu maddi ve manevi zararlar envanterleştirilmelidir. Şimdi Ermenistan adlanan Oğuz yurdundan 1948-53 ve 1988 yıllarında zorla çıkarılan yüz binlerce Türkün bıraktığı topraklarımızın, mahvedilen kültür varlıklarımızın değeri belirlenip dava edilmelidir. Geçen yüzyılın doksanlı yıllarında Ermenistan’ın Azerbaycan’da yaptığı tahribat ve zararın (150 bin ev, 7 bin sosyal bina, 693 okul, 855 kreş, 695 sağlık kurumu, 927 kütüphane, 44 mabet, 9 mescit, 464 tarihi abide ve müze, 6 bin KİT, 8000 km karayolu, 160 köprü, 2300 km su boru hattı, 2000 km gaz boru hattı, 15 bin km elektrik hattı, 280 bin hektar orman, 1 milyon ekin alanı, 1200 sulama sistemi vs.) toplam 60 milyar ABD doları olduğu tahmin ediliyor [İlham Əliyev. Qafqazda İmperiyalar vǝ Ermǝnilerin Azǝrbaycan Ərazisinǝ Köçürülmǝsi. Bakı, 2012. ADPU Nǝşriyatı, s. 109]. Tüm bu zararların belgelenerek bir merkezde toplanması ve uluslararası hukuk uzmanlarınca değerlendirilmesi ve de gelecek davalar için esas oluşturulması, asılsız Ermeni iddialarına karşı mücadelede savunma pozisyonundan çıkmamıza yardımcı olacaktır. 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.