1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Mücadeleci Diplomatın Talih Yolu
Mücadeleci Diplomatın Talih Yolu

Mücadeleci Diplomatın Talih Yolu

Prof. Dr. Hacali Necefoğlu

A+A-

Geçen hafta Bakü’den gönderilen “Diplomatın Tale Yolu” adlı kitap bana ulaştı. Azerbaycan Türkçesinde “Tale” talih, kader anlamındadır. Çok kısa bir zamanda okuyup bitirdiğim bu kitap Azerbaycan Cumhuriyetinin sabık Kars ve İstanbul Baş Konsolosu, şimdilerde Türkmenistan ve Afganistan Büyükelçisi olan Hasan Zeynalov’un mücadelelerle dolu zengin hayat yoluna ışık tutuyor. Gelecekte Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini tetkik edecek araştırmacılar için kaynak niteliği de taşıyan bu kitapta yer alan, şahsiyetine hürmet ettiğim Hasan Zeynalov hakkında düşüncelerimin bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Prof. Dr. Hacali Necefoğlu

Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi

Azerbaycan halkının milli lideri Haydar Aliyev’in tabirince “bir millet iki devlet” olan Türkiye ve Azerbaycan cumhuriyetleri arasında münasebetlerin temeli büyük önder Atatürk tarafından atılmıştır. Gazi Mustafa Kamal’in 12 Ağustos 1920 tarihinde Memduh Şevket Bey’i “TBMM Hükümeti’nin Azerbaycan Mümessili” tayin etmesi ile başlayan, bir yıl sonra, o zamanlar de jure müstakil Azerbaycan Şura Hükümetinin Türkiye’de Tam Salahiyetli Nümayendesi olarak İbrahim Ebilov’un Ankara’ya gelmesi, ondan sonra İsmail Hacıbeyli’nin Azerbaycan SSC Kars konsolosu vazifesine gönderilmesi ile devam eden bu münasebetler, maalesef,  Sovyetler Birliği’nin kurulması ile zayıflayarak, geçen asrın otuzuncu yıllarında Demir Perde’nin kapanması ile kırılmıştı. SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanmış Azerbaycan Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan ülkenin Türkiye olması her iki halk arasındaki manevi bağların yetmiş yıllık emperyalist ve Sovyet baskılarına rağmen kırılmadığının göstergesidir. 1992. yılın Ocak ayında Türkiye’nin Bakü’de Büyükelçiliğinin ve Nahçıvan’da Baş Konsolosluğu’nun açılışı ve aynı yıl Ağustos ayında Azerbaycan’ın Ankara’da Sefirliği’nin ve 1993 yılının Ocak’ında İstanbul Baş Konsolosluğu’nun açılışları iki ülke arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin inkişafında önemli merhale oldu. İki devlet başkanlarının kardeş ülkelere ettikleri karşılıklı resmi ziyaretlerle dili, dini, tarihi bir olan, hem canı, hem kanı bir olan halklarımızın yeni tarihindeki münasebetlerinin temeli atıldı.

Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in 2002 yılında Türkiye’yi resmi ziyaretleri sırasında 28 Haziran’da Kars’a gelişi, adının verildiği parkta Kars halkına hitap etmesi, Kafkas Üniversitesi Fahri Doktora Beratını aldıktan sonra Azerbaycan-Türkiye münasebetlerinde Kars’ın önemini vurguladığı tarihi konuşması, Kars’ın mesul şahısları ve Azerbaycan kökenli Karslılarla ettiği samimi sohbet hafızalardan hiç bir zaman silinmeyecektir. Bu sohbette Haydar Aliyev Kars’ta Azerbaycan’ın Baş Konsolosluğunun açılmasının gerekliliğini kaydetmiş ve bölgenin Azerbaycan ile daha yakın bağlılığını ve bölge halkının (özellikle Kars halkının) arzularını dikkate alarak yakın zamanlarda bunun hayata geçirilmesine çalışacağını bildirmişti. Onun bu arzusu layıklı devamcısı Sayın İlham Aliyev tarafından 2004 yılında Azerbaycan’ın Kars Baş Konsolosluğu’nun tesis edilmesi hakkında kararnamesini imzalanmasıyla hayata geçirildi.

Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Kars şehrinde Baş Konsolosu atanan Hasan Zeynalov’un Kars’a geldiğini duyduğumda geçici olarak kaldığı Öğretmen Evi’ne giderek onunla tanışmıştım. İlk görüşte samimiliği, cana yakınlığı ve tekebbürden uzaklığı ile bende hoş bir teessürat uyandırmıştı. Kars’ta çalıştığı yıllarda onu daha yakından tanımak fırsatı buldum. Temsil ettiği devlet ile temsil olunduğu devletin çıkarlarının aynı olduğu bilincinde, “Söz konusu Türk’ün, Türklüğün çıkarıysa, diplomasi teferruattır” düşüncesinde olan, doğuştan korkmaz, fedakâr ve mücadeleci bir kişiliğe sahip olduğunu gördüm. Sanki ünlü şairimiz Resul Rza şu mısraları onun işin yazmıştı:

Mücadele bu gün de var, yarın da,

Ben de onun en ön sıralarında.

İki kardeş devletin menfaatlerine zarar vermek isteyen kuvvelerle devamlı mücadele halinde olan Baş Konsolosun Azerbaycan’da ve Türkiye’de faaliyet gösteren FETÖ’ye karşı da barışmaz mevkiinin şahidi olmuşum. O, fetullahçıların, özellikle Kars’ta Kafkas Üniversitesi’nde eğitim alan Azerbaycan uyruklu öğrencilere yönelik faaliyetlerinden çok rahatsız oluyordu. Bir gün bana telefon edip dedi ki, - “Azerbaycan’dan gelen talebeleri nurcuları otogarda karşılayıp yurtlarına yerleştirdiklerini duydum. Rektör’e bunun karşısını almasını söyledim. Sen de bak, gör kim bu talebeler, bana gönder. Onları acele o yurtlardan çıkarmak lazımdır.” Ben Kars’a yeni gelen ve kalacak yerleri olmadığından FETÖ yurtlarına giden beş Azerbaycanlı öğrenciye daire kiralayıp, başkanı olduğum derneğe ait ev eşyaları ve mobilyaları da onlara vererek o yurtlardan çıkmalarına yardımcı. Ondan sonra Hasan Bey Kafkas Üniversitesi’nde okuyan bütün Azerbaycan uyruklu öğrencileri konsolosluğa çağırarak, Türkiye’deki siyasi partilerden ve cemaatlerden uzak durmaların hususunda onları tembih etti.

Hasan Bey ayni zamanda Kars’ta çalıştığı müddet süresince Kafkas Üniversitesi’nde ders veren Azerbaycanlı profesör ve diğer öğretim üyelerine de samimi münasebet kurarak, onların hem Kars’taki problemlerinin, hem de Azerbaycan’daki meselelerinin hallinde de yardımını esirgemiyordu. Önemli günlerde Azerbaycanlı öğretim elemanlarını bir yere toplar, bayramları beraber kutlardık.

Kurucu başkanı olduğum Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümünde 2005 – 2006 ders ilinden itibaren “Azerbaycan Türkçesi ve Edebiyatı” dört yıllık lisans programının tedris edilmesine ve Türkiyeli yirmi öğrencinin bu program üzere eğitim görmesine benimle birlikte en çok sevinen Hasan Bey oldu. Türkiye üniversiteleri arasında ilk defe Kars Kafkas Üniversitesi’nde açılan ve hele ki yegâne olan bu programın amacı Türkiyeli öğrencilere Azerbaycan filolojisini öğretmekle beraber Azerbaycan kültürü ve tarihi derslerini de vererek, edebi dilimizde okuma, konuşma, dinleme ve anlama beceri ve alışkanlıklarını elde etmelerine nail olmak ve yerli azerbaycanşinas kadrolar yetiştirmek idi. Bu hadiseden memnun olduğunu ifade eden Hasan Bey bundan sonra hem Baş Konsolos olarak, hem de Azerbaycan vatandaşı olarak bu Bölümü himaye edeceğine söz verdi ve sözünde de durdu. İlk işi bölüme ihtiyacı olan iki bilgisayar hediye etmek oldu. Davetim üzere bölüme gelip, öğrencilerle tanış oldu ve onlara “Azerbaycan Bu Gün” konusunda ders verdi. Sonra üniversitede Azerbaycan merkezi kurmak teklifimi beğenerek, Sayın Rektörümüzle görüşüp, fakültemizin dekanlık binasında 150 metrekarelik yeri merkez üçün ayırttırdı. Haydar Aliyev Vakfı’nın desteyi, Baş Konsolosun bütün çalışmalara bilavasıta yönetimi ve nezareti ile kurulan “Haydar Aliyev Eğitim Merkezi”  Kars İli’nin yöneticileri, Kars şehrinin sivil toplum örgütleri temsilcileri ve Azerbaycan’dan gelen misafirlerin iştiraki ile 14 Kasım 2007 tarihinde tenteneli bir merasimle açıldı. Çağdaş eğitim araçları ile teçhiz edilmiş, Azerbaycan kültürü, tarihi, edebiyatı ve diline ait kitapların olduğu merkezde Haydar Aliyev’in hayat ve faaliyetini, Kars ve Kafkas Üniversitesi’nde olduğu günleri yansıtan sergi de açılmıştı. O günden bu merkez üniversite öğretim elemanları ve öğrencileri ile birlikte Azerbaycan hakkında bilgi almak isteyen bütün Karslılara hizmet etmektedir. 24 Haziran 2008 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev Kars’ta olurken merkezimizi ziyaret ederek Fahri Misafirler kitabını imzalaması Üniversitemizin tarihinde önemli bir hadise kimi hafızalara kazınmıştır.

Ondan üç gün evvel ise Kars’ta yaşayan Azerbaycanlılarla birlikte tüm Kars halkını sevindiren bir hadise de baş vermişti. Turan Hava Yolları şirketinin Bakı – Kars tarifeli uçağı Kars hava limanına indiğinde çocuk gibi sevinirdim. Uçağın kapısı açıldığında merdivende ilk görünen, bu uçuşun gerçekleşmesinde müstesna hizmeti olan Hasan Beyin yüzündeki sevinç ifadesini tasvir etmek mümkün değil. Ertesi gün yerli basında atılan anlamlı manşet de bu hadisenin Kars üçün önemini gösteriyordu: “Bakü’den Kars’a Turan Köprüsü”. Maalesef, kış mevsiminin başlamasıyla yolcu azlığından uçuşlar durduruldu. Sonraki yıl Hasan Bey’in Azerbaycan Hava Yolları’nın Bakı – Kars uçuşlarını başlatması üçün çok uğraştığını biliyorum. Fakat onun Kars’tan ayrılması ile bu mesele çözülmemiş kaldı.

Hasan Bey’in Kars’ta yaptığı hayırlı ve kalıcı işlerden biri de Azerbaycan Kars Baş Konsolosluğu’nu kendi binasına kavuşturmak olmuştur. Kars’ın merkezinde bir zamanlar Kars Antlaşması’nın imzalandığı tarihi binanın komşuluğunda köhne ve bakımsız bir tarihi binanın, bürokratik engelleri aşarak, Baş Konsolosluk için tahsis edilmesine nail olduktan sonra bu binanı Azerbaycan devletine yakışır vaziyete getirdi. Her defe Kars’ın Haydar Aliyev Caddesi’nde yücelen, üzerinde üç renkli Azerbaycan bayrağının gururla dalgalandığı bu binaya geldiğimde açılış merasiminin yapıldığı 2008 yılının ayazlı, amma güneşli Aralık gününü ve Hasan Bey’in o gün sevinçten gülen gözlerin hatırlıyorum.

Azerbaycan Kars Baş Konsolosluğu Kars ile beraber Türkiye’nin doğu ve güney-doğu bölgelerinde 17 ile (Ardahan, Ağrı, Artvin, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Erzurum, Hakkâri, Iğdır, Mardin, Muş, Siirt, Şirnak, Şanlıurfa ve Van) hizmet veriyor. Bu illerle Azerbaycan’ın ilişkilerinin inkişaf ettirilmesi, iktisadi-ticari, bilimsel, teknik, sportif ve kültürel ilişkilerin genişletilmesi istikametinde Hasan Bey ve maiyetindeki Baş Konsolosluk elemanları fedakârlıkla çalışıyordular. O, Kars ve Nahçıvan ile sınırtaş olan Iğdır iline hususi önem veriyordu. Baş Konsolosluğun Iğdır’da şubesini açmakla Iğdırlıların sevgisini kazanan Hasan Bey’in Iğdırlı iş adamalarının Azerbaycan’da yatırım yapmalarına da yardımcı olmuştu. Hepimizin Ferman Kerimzade’nin romanı ve onun esasında yapılmış sinema filminden tanıdığımız Kelbelayi İsmayıl’ın Iğdır’ın Taşburun köyündeki mezarının bulunması ve kabir üstü abidenin yapılması Hasan Bey’in tarihimize ve tarihi şahsiyetlerimize ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Iğdır Belediyesi’nin kararı ile şehir merkezindeki parka Haydar Aliyev’in adının verilmesi, parkta abidesinin dikilmesi Hasan Bey’in görkemli şahsiyetlerimize bu münasebetinin tezahürüdür.

2010 yılında Hasan Bey İstanbul’a Baş Konsolos atandığında daha terfisine sevindiğimiz kadar da Kars’tan ayrılışına üzülmüştüm. Tek ben değil, onu seven Karslılar da aynı duyguları yaşıyordular. Kars Belediye Meclisi’nin kararı ile ona “Fahri Hemşehirli” unvanı verilmesi hamımızın yüreğinden oldu. Kars’tan ayrılmadan önce şerefine verilen ziyafette Hasan Bey bu sözlerle Karslılara veda etti: “Karsı kendi vatanım, doğduğum köy kadar sevdim. Bizim tek amacımız Türkiye – Azerbaycan kardeşliğini daha da ileri seviyelere taşımaktı. Bu kardeşliğe aziz Karslıların da büyük katkıları oldu. Bizleri hiç bir zaman yalnız koymadılar. Her bir hemşehirlime ayrı-ayrı teşekkür ediyorum. İstanbul’da da kapılarım tüm Karslılara açıktır. Bu gecede bizleri yalnız koymayan dostlarımıza ve hiç bir zaman desteklerini esirgemeyen Kars halkına teşekkür ediyorum”. Ertesi gün Kars basınında bu ziyafet hakkında haberin başlığı Karslıların Hasan Bey’e verdiyi değeri ifade ediyordu:

“KARS’IN KAYBI, İSTANBUL’UN KAZANCI”.

1-077.jpg2-071.jpg3-057.jpg4-040.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.