Ulu Cami’nin Tanıklığında Mezalimin Başkenti Kars’ta 1915 Olayları konulu konferans Kars Kültür ve Turizm Salonu’nda yapıldı.

Konferansa Vali Günay Özdemir, Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta, Cumhuriyet Başsavcısı Serdar Durmuş, İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, Kafkas Üniversitesi Tarih Bölüm dalı Başkanı Profesör Doktor Selçuk Ural, Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Yaşar Kop, daire müdürleri ve vatandaşlar katıldı.

Konferans saygı duruşu istiklal marşının okunmasının ardından Kültür ve Turizm İl Müdürü Hakan Doğanay’ın açılış konuşması ile başladı. Ardından Kafkas Üniversitesi Tarih Bölüm dalı Başkanı Profesör Doktor Selçuk Ural, ‘Kars’ın Kurtuluşu’ konulu sunum yaptı.

Ural, “Şüphesiz milletlerin tarihinde önemli hadiseler cereyan etmiştir ki bizde şu iki-üç senedir 2011’de başlamak üzere her büyük hadisenin özellikle de bu bölgemizi derinden etkileyen hadiselerin çeşitli vesilelerle 92’nci, 95’nci ve 100’ncü yıllarını idrak etmekteyiz. Bugünde burada Ermeni meselesi ile alakalı 100. yıl etkinlikleri düzenlenmektedir. Ve ben bu vesile ile şuna dikkat çekmek istiyorum; birincisi 1915 Ermeni olayları hadisesi tarihimizde en büyük iftiharlara vesile olan ve belki de birinci dünya savaşının sınırları içerisinde en büyük askeri zaferimiz olan tacımız olan Çanakkale’yi unutturmaması gerektiği üzerinden yola çıkılarak affınıza da sığınarak şöyle bir şey ifade etmek istiyorum; bugün 1918 denildiğinde aklımıza Mondros müzakeresi gelmekte ama aynı şekilde biz Ermeni mezalimini ve Kars’ın kurtuluşunu ve diğer bir takım gelişmeleri yine bu vesileyle anmak durumundayız. Ki özellikle 1918 yılı bizler açısından birinci dünya savaşının son yılı olması evresinde bize askeri alanda yegane büyük zaferler kazandıran tek cephemiz durumundadır.” dedi.

“Ulu Caminin Tanıklığında Mezalimin Başkenti Kars” konulu sunumu yapan KAÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yaşar Kop ise şunları söyledi:

“Benim her daim söylediğim bir şey var iki şey var; biri din, biri tarih. Bilende konuşuyor, bilmeyende konuşuyor. Bilende bilmeyende konuştuğu için zaten iş böyle bir girdaba geldi. Dünya 700 kanalla evimize girmiş. Bizim programımız ne? Bizim programımız şu; herkes toparlanıyor, ‘biz Ermenilere bir şey yapmadık, Ermenilere hiçbir şey etmedik, Ermeniler bizi kesti, biz onları kestik’ vesaire diyoruz. Şimdi işte ben bu konuyla alakalı 720 tane kitap okudum. Peki nasıl oluyor ki takvim yapraklarıyla insanlar çıkıp da bu kadar kaybı olan insanlar için konuşuyor. Bakın bugün Çanakkale’de 20 tane ülkenin devlet başkanı var ama aynı anda Erivan’da 4 tane devlet başkanı var. Kim var orada Ermenistan’ın kendisi var, kim var orda ortak Rusya var, Sırbistan var, orada Fransa var. Ne için bir araya gelmişler? Çünkü ‘Türkler Osmanlı döneminde Ermenileri kesti’ diye. Şimdi ben soruyorum? Allah rızası için bir gram vicdan varsa şu vicdanınıza elinizi koyun, 1944 yılında 500 bin kişiyi Kafkaslarda ölmesini sağlayan Osmanlı devleti miydi yoksa bugün gidip de Erivan’da ‘Osmanlı soykırım yaptı’ diyen Rus lideri Putin’in memleketi miydi? Gidip de Afganistan’da yaprak dallarını yiyen ve yapılanların kasetleri var yemek olsun diye onları ısırıp yiyen, Afganistan’da bir 1.5 milyon insanı 1980 ile 1988 yılları arasında katleden onlar mıydı yoksa Osmanlı devleti miydi? Yoksa herkesin gözü önünde 301 bin kişiyi katleden Sırbistan mıydı? Yoksa Türkiye Cumhuriyeti devleti miydi? Gazete manşeti var 30 Aralık 1990 yılına ait. Bakın bir kadın gözleri bağlanmış, kocasının elleri bağlı, kıyma makinesinden 3 aylık bebeği ilk önce kolu, sonra vücudu, sonra ayakları makineden geçirilerek anasına yediriliyor, dünyanın gözü önünde. Bugün ‘orada Osmanlı devleti soykırım yapmıştır’ diyenlerin başında yine soruyorum Cezayir’de 4.5 yılda 1.5 milyon resmi rakamlarda insanları öldüren Fransa mıydı? Yoksa Osmanlı devleti miydi? Bunlar yetmiyormuş gibi Afrika’da 1.5 milyon kişiyi öldüren onlar değil miydi? Ama şimdi bunlar bunu yaparken biz Iğdır’da bir kılıç anıtı diktik diye 15 yıl önce Iğdır valimiz görevden alınmadı mı? Bunları saymakla bitiremeyiz:”