Var olan kanalların biraz daha azaltılması ve su kaybının da önlemesiyle alanın çok iyi bir kuş cenneti olacağını söyleyen KAÜ Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan, Türkiye’deki ekosistemin farklılığı, bir de bu kuş göç yollarının ülkemizin üzerinden geçiyor olması ve de KAÜ’nün bu anlamda ciddi bir yerde bulunmasının kendilerini sevindirdiğini belirtti.

Rektör Özcan, şunları söyledi: “5 yıl içerisinde Türkiye kuş türünün 3’de 1’nin Kars’ta bulunması da Orta Doğu Teknik Üniversitesinin kampüsünden sonraki 2. sıradaki sulak alan. En çok görülen kuş türlerinden bir tanesi Kafkas Çılgınıdır. Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı olan Kuyucuk gölü ise Türkiye’nin 13. Ramsar alanıdır. Bununla ilgili bizim geleceğe dönük bir takım projelerimiz var. DSİ Bölge Müdürüyle yaptığımız görüşmelerde Kars çayının kenarında da Fen Edebiyat Biyoloji Üretim Üyelerimizin de projeleri var. İnşallah oraya da biz bir gölet oluşturacağız. Kuşlarında daha rahat bir takım adacıklar oluşturulacak. Var olan kanalları da biraz daha azaltırsak veya su kaybını önlersek burası gelecek için çok iyi bir kuş cenneti gibi bir alan oluşturacağız. Yaban hayatı ve çevreyle ilgili bir takım projelerimiz var. Ayı, kurt, tilki gibi hayvanları da üniversitemizin Veteriner Fakültesi’nde koyacağımız birimlerde tedavisi, bakımı ve ondan sonra tekrar doğaya kazandırılmasını sağlayacağız. Bu amaçla bu tür çalışmalarımız devam edecektir. Bu hem Kars’ımızın hem de üniversitemizin tanıtımına katkı sağlayacaktır.”

KuzeyDoğa Derneği Başkanı Çağan Şekercioğlu da, “Türkiye’nin en güzel kampüsünden biri KAÜ kampüsüdür diyebiliriz. 11 kilometrekare, her türlü farklı habitat var. Biz en son rakam itibarıyla ilkbaharda tespit ettiğimiz türleri de sayarsak kampusta 158 kuş türü tespit ettik. Bu sürekli artan bir rakam. Türkiye kuş türlerinin 3’te 1’inden fazla. Türkiye de 468 kuş türü tespit edilmiş. Bu da Kafkas Üniversitesi’nin kuş türleri açısından Türkiye’nin en zengin 2. kampusu haline getiriyor. 1. olan OTÜ de 30-40 yıldır kuş araştırmasıyla tanınan bir üniversite. Bir 5 yılda 2.’liğe geldik. Sulak alan sayesinde bu araştırmalar yoğun bir şekilde devam ederse bu kampus 200 türü geçecektir ve OTÜ ile başa baş bir hale gelecektir.” diye konuştu.   

Şekercioğlu şöyle konuştu: “Fakat bunun için Kafkas Üniversitesi’nin en önemli değeri olan kampüsün sulak alanın kesinlikle korunması lazım. Yaklaşık 3 kilometrelik bir alan. İçinden bir yol geçiyor. Onun dışında yerleşim ve bina yok. Zaten yapılamazdı. Çünkü zemin yumuşak ve suludur. Daha önce yapılan lojmanların bodrumundan su çıkıyor. Deprem açısından yıkım kararı alınmış. Bölgede herhangi bir inşaat yapılaması insanlar içinde çok riskli. Bizim ümidimiz buranın bir sulak alanı olarak korunup bir üniversitenin ekolojik laboratuarı olarak üniversite öğrencileri ve hocaları tarafından araştırma ve eğitim projeleri için kullanılmasıdır. Bu üniversitenin aynı zamanda doğayla baş başa kalması içinde çok önemli bir değeridir. Kuş sesleriyle, yemyeşil Paşaçayırında çok güzel vakit geçiriyorlar. Ümit ediyorum ki üniversitemiz burayı en iyi şekilde korur ve burada yeni kuş türleri kaydetmeye ve doğaya salmaya devam ederiz.”