Kars Şeker İş Sendikası, iş sağlığı ve işçi güvenliğine vurgu yapmak, üretimin artırılması, geçici işçilerin kadro almaları adına; hiçbir ücret talep etmeden 1 ay boyunca Kars Şeker Fabrikası’nın tüm bölümlerinde günde 2 saat fazla çalışıyor.

Hiçbir ücret ve imkan talep etmeden çevre düzenlemesi, makine bakım ve onarım gibi onlarca işte gönüllü olarak çalışan işçilerin bu fedakarlığı fabrika yönetimi ve sendikayı da gururlandırıyor. İşçiler büyük bir özveriyle hem kendi geleceklerini, hem kentin ekonomisine katkı hem de fabrikanın üretimi artırması adına yaptıkları bu kampanyanın hayırla sonuçlanmasını arzu ediyorlar.

Kars Şeker İş Sendikası Başkanı Yaver Kop, Kars Şeker Fabrikası olarak 28 Nisan’da başlattıkları ‘Fabrikamızın Bacası Tütsün, Fabrikamız Çalışsın, Geçici İşçilerimiz Kadro Alsın’ diye başlattıkları kampanyanın bir ay süreceğini söyledi. “Rabbim kaza bela vermesin, inşallah hedefimize ulaşmayı nasip etsin, fabrikamız çalışsın ve geçici işçilerimiz de kadro alarak büyük bir nefes alsınlar” diyen Kop, “Normal mesaimizin dışında iki saat hiçbir ücret almaksızın yani işverenimizden her hangi bir ücret talep etmeksizin, servis bile talep etmeden iki saat fazla çalışıyoruz. Yani saat 17.00’de çıkacağımız yerde 19.00’da çıkıyoruz. Kampanyamızı 28 Mayıs’ta sonlandıracağız.” diye konuştu.

Tarımsal kalkınma ve endüstriyel gelişmenin dengeli bir şekilde yürütülmesini sağlayan şeker üretiminin, tüm dünyada stratejik bir konuma sahip olduğunu belirten Kop, “Bulunduğu coğrafyada güçlü tarımsal üretim potansiyeline sahip ülkemizde şeker pancarı tarımı ve şeker üretimi yarattığı istihdam ve yerli katma değeri ile ülkemiz ekonomisine yön veren sektörler arasındadır. Bilindiği üzere Türkiye’de şeker sektörünün sürdürülebilirliği adına Şeker-i sendikası olarak üretici ve çalışanların içinde yer aldığı “yediden yapılanma model” önerimizin hayata geçirilmesine yönelik mücadelemizi 12 yıldan bu yana sürdürmekteyiz. Her ne kadar sektör ülke ekonomisi için önem arz etse de Türk Şeker Endüstrisinin mevcut yapısal sorunları altında sanayimizin ağırlaşan koşulları pancar şeker üretim projesi üzerinde halen daha derin bir baskı devam etmektedir. Gerek politik gerekse de bürokratik engellerin birçok sektörde olduğu gibi şeker sanayimizi de bir travma boyutuna çekme gayretleri sektörünü tüm paydaşlarını kaygılandırmaktadır. Ancak her ne olursa olsun şeker iş sendikası, başta genel merkez yönetim kurulu olmak üzere şube başkanları, şube sekreterleri, yönetim kurulu üyeleri, iş temsilcileri ve yönetim kurulları fabrika baş temsilci ve temsilcileri ülkemizin en ücra köşesinde ekmeği için mücadele eden üye işçileri ile üreticisi ile hiç hak etmediği sıkıntı belirsizlik ve açmazlarla bir süre mahkûm edilse de üretimini sürdürülebilirliği için gerekli olan tüm fedakârlıkları kuşku yok ki dün olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılık ve yüreklilikle daha geniş bir tabana yayarak samimiyetle devam ettirecektir.” şeklinde konuştu.

Kop daha sonra şunları söyledi:

“Tük şeker fabrikalarının 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmasıyla birlikte şeker sanayinde oluşturulmaya çalışılan kara tablonun, bugün Türk şekeri adeta yok etme aşamasına getirdiği bir gerçektir. 2000 yılında 25 bin 922 olan işçi sayısı 2015 yılında 9 bin 541 kişiye kadar gerilemiş hukuka aykırı uygulamalar sayesinde işe taşeron çalışan sayısı 2000 yılında 836 kişiden yüzde 1200’lere varan bir artışla 2016 yılında yaklaşık 11’lere ulaşması beklenmektedir. Bu tablo Şeker Sanayine üretim sürecinde zorunlu olan yönetici, teknik ve idari personeli dahi karşılayamaz hale getirmiştir. Sayıştay raporlarında dahi “şeker fabrikalarında kalifiye personel ihtiyacı günden güne artmaktadır” vurgusu yapılmakta iken 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri çerçevesinde TÜRKŞEKER’İN işçi alımı dahil tüm stratejik kararlarını almakla yükümlü olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı maalesef bu talepleri göz ardı etmiştir. Söz konusu sıkıntı şeker sanayinin asıl faaliyetlerinin yürütüldüğü bölümlerde üretimin sürekliliğini tehdit eder hale gelmiştir. Özelleştirme İdaresinin katı tutumundan dolayı ihtiyaç olduğu halde fabrikalarda ki 25-30 yıllık geçici işçiler taşeron işçilerle giderilmeye çalışılmıştır.”

“Son üç kampanya döneminde teknik bilgi ve tecrübeye sahip yetişmiş kalifiye eleman eksikliğinin hat safhaya ulaşmasından çalışanlar hafta tatili ve resmi tatil yapmaksızın gösterdikleri büyük fedakârlıkla adeta canlarını dişlerine takarak üretime devam etmişlerdir.” diyen Kop, “Bu durumun elbette böyle devam etmesi düşünülemez. Önümüzde ki dönemde yoğun bir şekilde artacak emekliliklerin ardından ülkemizde yeni bir kampanya dönemi gerçekleştirilmesi imkânsız hale gelecektir. Söz konusu durum belki de cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşamsına neden olacak sahipsiz bir Türkşeker’de bunun faturasını şüphesiz ki en başta ülke ekonomisi olmak üzere yine sizler, bizler hep birlikte ödemek zorunda kalacağız. Kalifiye işçi sayınsın yetersizliği, üretimin kısıtlı sayıda ki işçiler eliyle üstelik hafta tatili yaptırılmadan sürdürülmesi bir taraftan da iş kanununa aykırılık teşkil ederken her şeyden önemlisi fabrikalarda iş kazalarına davetiye çıkartmaktadır. Hal böyle olunca şeker fabrikalarında ki deneyim gerektiren öneli işlerin zamanında temizlik elemanı olarak işe alınan deneyimsiz taşeron işçilere gördürülmesi açıkça üretimle ölüm arasında tercih yapmak anlamına gelmektedir. Bundan sonra ki süreçte yeni bir personel rejimine ihtiyaç duyulduğu kaçınılmazdır. Bu yönde gerekli tedbirler alınmadığı takdirde önümüzde ki 2016-2017 kampanya döneminin kaybedilmesi söz konusudur.” dedi.

Kop konuşmasını şöyle tamamladı:

“Tüm yaşanan gelişmelerden hareketle bu güne kadar ülkesini milli menfaatleri gereği devletine küsmeden gecesini gündüzüne katarak büyük bir fedakârlık örneği sergileyen şeker işçisi tüm teknolojik yeterlilik ve kalifiye iş gücünden yoksun olduğu halde fabrikalarının bacansın tütmesi adına bir kez daha fedakârlık yapmaya hazırlanmaktadır. Bu bağlamda teşkilatımızın yapısını oluşturan tüm sendikal organlarda görev alan arkadaşlarımız ve el birliği ile üretimi canla başla sürdürmeye devam eden kardeşlerimizle iş sağlığı ve işçi güvenliğini hiçe sayarak iş cinayetlerini görmezden gelen ÖİB’nin özelleştirme furyasıyla başlattığı taşeronlaştırmayla sektöre yıllardır işi alınmadığı gerçeğinden hareketle üretimin devamlılığı ve bacaların tütmesi için görevini bir gün olsun aksatmayan üç işçinin yapacağı işi tek başına üstlenen devleti ile didişmeyen ülkesi ve ekmeği için canını hiçe sayarak gecesini gündüzüne katan şeker işçisinin sesini kamuoyuna duyurmak istiyoruz.

Bu sebeple ülke genelinde 25 kamu şeker fabrikasının bulunduğu il ve ilçelerde

-Şeker sanayi işçileri mevcut yapısal sorunların yanı sıra sanayinin ağırlaşan koşullarına karşı 2016-2017 kampanya döneminde ülke genelinde ki 25 şeker fabrikasında yaşanması olası olumsuzlukları bertaraf etmek

-Şeker sektöründe ki olumsuzluklarla, yönetim boşluklarına, olası iş kazalarına ve hat safhaya ulaşan ç personel eksikliğine dikkat çekmektir.

-Gıda güvenliği çerçevesinde halkımızı doğal pancar şekerine teşvik etmek

-İş sağlığı ve işçi güvenliğine vurgu yapmak adına Fabrikasında yeterli teknik bilgi ve tecrübeye sahip işçilerin sürekliliğinin sağlanması ile sektörün devamlılığını sağlamak amacıyla bugünden itibaren karara vericileri siyasi partilerin temsilcilerini, pancar üreticilerini, besicileri, taşıyıcıları, esnafı ve tüm yöre halkını uyarmak ve bilgilendirmek için hiçbir ücret talep etmeden bir ay boyunca fabrikanın tüm bölümlerinde günde iki saat fazla çalışma eylem kararı almıştır. Söz konusu eyleme dikkat çekmek ve daha geniş bir çevreye duyulmasını sağlamak adına fabrikalarımızın bulunduğu tüm il ve ilçelerde 28 Nisan 2016 Perşembe gününden itibaren çeşitli toplantı ve basın açıklamaları düzenlenecek olup konu ile ilgili kamuoyu bilgilendirilecektir.”