Kars Çayı, herkesin malumu yıllardır insanları çileden çıkaran pis kokularıyla ve içinde barındırdığı atıl malzemelerle tanınıyordu.

Hele hele batıdaki illeri gezenler bilir.

Oralarda öyle dereler var ki insan bakmaya bile doyamıyor.

Derelerin etrafı korkuluklarla çevrilmiş, yanları yürüyüş yolları, içinden rengarenk görüntüler yansımakta.

Sandallarla tur atanlar bile var.

Çok şey yapmamışlar,

İçini güzelce temizlemişler

İnsan şunu diyemeden geçemiyor,

“Kars’ta öyle bir çay var ki, uzun mu uzun, geniş mi geniş. Ama bu güzellikler acaba Kars’ta neden yok!”

Eeee iç geçirmemek elde değil…

Hani derler ya ‘Vardı da biz mi içtik…!”

Siz içmediniz, biz de içmedik ama

Kars Çayı sadece aktı gitti.

Hatta dibini bağlayan çöp artıkları yüzünden akamadı bile!

Sadece Kars Çayı mı?

Evliya Camii önünden geçen derenin pisliği, Kamyon garajından bu bölüme kadar gelen dere tamamen pislik içinde.

Dönemin belediye başkanı Naif Alibeyoğlu zamanında Evliya Camii önünden geçen derenin üzeri pislikleri temizlendikten sonra kapatıldı.

Bir süre böyle kaldı.

Kaldı kalmasına da deredeki pislikler aka aka geldi yine bu bölgede pis kokulara neden oldu.

Çekyatından dolabına, tahtasından elbisesine kadar bin bir türlü pislik çıktı içinden.

DSİ ekipleri derede çalışırken bu pislikleri kamyon kamyon taşıdı.

Velhasıl, dere temizleniyor.

Kars çayı ile birlikte.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın talimatları,

Vali Rahmi Doğan’ın girişimleriyle, Kars çayı ve Evliya Camii önünden geçen dere temizleniyor.

Umarız çalışmalar fazla sürmez ve hem Kars Çayı hem de bu şehir içinden dereler bir bir temizlenir ve bırakın sadallarla tur atmayı, pis kokulardan kurtarırız en azından.

Şimdilik bu kadar diyelim gitsin.

Ne de olsa istenince oluyormuş sözünün doruluk yapı da çıkmış oldu ortaya.