1. HABERLER

  2. EKONOMİ

  3. Hayvancılığın sorunları konuşuldu
Hayvancılığın sorunları konuşuldu

Hayvancılığın sorunları konuşuldu

SERKA, hayvancılığın sorunlarını masaya yatırdı...

A+A-

Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) koordinatörlüğünde, Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) ile Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (DAKA) katkısıyla yapılan “Doğu Anadolu Bölgesi Büyükbaş Hayvancılığın Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı” Sarıkamış’ta başladı. Üç gün sürecek olan çalıştaya, üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ile hayvancılık sektöründen katılan yaklaşık 150 kişi hayvancılığın sorunlarını ve çözüm yollarını masaya yatırdı.

Sarıkamış Ce-Mar Toprak Otel’de yapılan toplantıya SERKA Genel Sekreteri Dr.Hüseyin Tutar, KUDAKA Genel Sekreteri Dr.Rıfat Altan, DAKA Genel Sekreteri Dr.Emin Yaşar Demirci, üniversite öğretim üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, sivil toplum örgütü ve hayvancılık sektörü temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan SERKA Genel Sekreteri Dr.Hüseyin Tutar, çalıştayın bölgesel kalkınmaya atfen düzenlenmiş olan bir çalıştay olduğunu söyledi. Türkiye’de bölgesel kalkınmanın temellerinin atılmaya başlandığına dikkat çeken Dr.Hüseyin Tutar, şöyle konuştu:

GELİŞMİŞ ÜLKELER BÖLGESEL GELİŞMEYİ TERCİH ETMEYE BAŞLADI

 “Dünyadaki ekonomik değişim bazen ulusal ölçekte bazen de bölgesel düzeyde gerçekleşir. Liberal ekonomilerin ve merkezi düzenlemelerin terkedildiği kalkınmanın, bölgesel düzeye indirgendiği bir yaşam evresindeyiz. Dolayısıyla bölgesel ekonomiler ön plandadır ve bölgesel kalkınmanın temelleri ülkemizde yavaş yavaş atılmaya başlandı. Neden gelişmiş ülkeler ulusal ölçekteki ekonomileri terk edip bölgesel ekonomileri tercih etmeye başladılar. Bunun altında yatan temel neden bölgesel eşitsizliklerdir. Bölgeler arasındaki gelir dağılımında meydana gelen uçurumdur. Doğaldır ki, bir bölgede gelir dağılımında dengesizlik olduğu zaman, bugüne kadar dünyada hep böyle olmuştur, fakir olan bölgelerden zengin olan bölgelere sürekli bir göçün yaşandığına şahit olmaktayız. Burada sürekli iki farklı bir yaşam tarzı oluşur. Manzara böyle olduğunda genel eğilim şudur: göç hadisesi ile karşılaşıyoruz. Fakir olan bölgelerde insanlar kendilerine yaşam alanı bulmak için zengin bölgelere göç edeceklerdir. Bu sosyolojik bir olgudur. Göç sürekli olarak fakir bölgelerden zengin bölgelere doğru istikametini belirlemiştir. Bunu engellemek asla mümkün değildir. Dolayısıyla endüstrisi güçlü olan ekonomisi önde olan güçlü ülkeler, bunu bizden çok daha önce tecrübe ettiklerinden dolayı bu sorunlara bir çözüm bulmak amacıyla ‘ne yapabiliriz’ sorusunu sormuşlardır. Geldikleri noktada, güçlü ekonomilerin sadece merkezden yönetilemeyeceği, yerelden ya da bölgesel özelliklere atfen bir kalkınma anlayışı gelişmesi gerektiğine dair bir anlayış birliği oluşmuştur. Bunu başaran ülkeler kendi vatandaşlarına daha müreffeh bir yaşam sunmuşlardır. Bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarını da en aza indirmişlerdir. Bölgelerarası eşitsizlik sorununun ağırlaştığı ülkelerde, az gelişmiş bölgeden gelişmiş bölgelere yoğun bir göç yaşanır. Bu tip bölgede yaşayanların yakınlarının büyük çoğunluğu bölge dışındadır. Örneğin Kars dışında bir Kars, Ağrı dışındaki Ağrı, Iğdır dışındaki Iğdır, Ardahan dışındaki Ardahan şeklinde bölge insanının bilinci adeta bölünmüş gibidir. ”

BÖLGE CANLI HAYVAN VARLIĞININ YÜZDE 20’SİNİ KARŞILAMAKTADIR

“Bölgemiz Türkiye canlı hayvan varlığının yaklaşık yüzde 20’sini barındırmaktadır. Ancak bunu katma değeri yüksek, markalaşmış ürünlere dönüştürememektedir. İnsanlarımızın ‘ortak çalışma kültürüne sahip olmaması’ devletin verdiği ciddi desteklerden yararlanmasını engellemekte ve büyük işletmelerin, kooperatiflerin ortaya çıkmasına mani olmaktadır. Bölgesel kalkınmanın en önemli unsurlarının başında katılımcılık ilkesi gelmektedir. Soruları ve çözüm önerilerini birlikte saptamak, bölge insanının kendi geleceğine yönelik uygulanacak makro ekonomi politikalarında katkısını almaktır. Hiçbir plan, program boşlukta değildir. Kısacası bölgesel düzeyde ortak bir tasavvur oluşturmak çok önemli bir niteliğe sahiptir.” SERKA Genel Sekreteri Dr.Hüseyin Tutar, katılımcıların aktif olarak çalıştaya katılmalarını istedi.

KUDAKA Genel Sekreteri Dr.Rıfat Altan da, çalıştayın bir başlangıç olduğunu belirterek, “Bu çalıştayın sonucu bir bölge planı haline getirilebilir. Bu plan üç ajansın mali destek programlarına da zemin oluşturur” dedi. DAKA Genel Sekreteri Dr.Emin Yaşar Demirci de, sorunlara çözüm bulmak için ezber bozan yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu söyledi. Demirci, “Öncelikle bu bölgenin güçlü sektörü hayvancılık değildir. Hayvancılık potansiyel olarak güçlü bir sektördür. Hayvan sayısı açısından ön sıralarda fakat verimlilik açısından son sıralarda geliyorsa hayvancılık bir sektör değildir. Bu konudaki ezberlerimizi bozmak zorundayız” diye konuştu.

Konuşmaların ardından Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Hakan Kocamış “Doğu Anadolu Bölesinde Büyükbaş Hayvancılığın Mevcut Durumu” konusunda katılımcılara bilgi verdi.

“Doğu Anadolu Bölgesi Büyükbaş Hayvancılığın Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı” Cumartesi günü sona erecek.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.