1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Erzurum Müftüsü Kars'ta
Erzurum Müftüsü Karsta

Erzurum Müftüsü Kars'ta

Erzurum Müftüsü Hasan Çınar’dan KHA’ya ziyaret...

A+A-

Erzurum Müftüsü Hasan Çınar, Kars Müftüsü Mehmet Genç’in daveti üzerine geldiği memleketi Kars’ta, Kafkas Haber Ajansı’nı (KHA) ziyaret ederek, Ajansın kurucusu Bedir Altunok ile bir çok konu üzerinde sohbet etti.

Kars’ın Aydınalan köyünde dünyaya gelen Erzurum Müftüsü Hasan Çınar, babasının Yusufpaşa camisinde imam olması münasebetiyle Yusufpaşa mahallesine yerleşti. İlk dini bilgilerini de bu vesile ile küçük yaşta almaya başladı. İsmetpaşa İlkokulunda ve İmam Hatip Lisesinde Kars’taki eğitimini tamamlayan Çınar, Üniversiteyi eğitimini de Erzurum’da aldı. Şunda da Erzurum’da İl Müftülüğü görevini ifa etmekte olan Çınar, Yusufpaşa mahallesinde büyüdüklerini söyledi.

CAMİLER VE DİN GÖREVLİLER HAFTASI ETKİNLİKLERİ

Çınar, Camiler ve Din Görevliler Haftasının önemine değinerek, “Bugün Kars Müftümüzün resmi daveti üzerine Kars’ta bulunmaktayız. Camiler ve Din Görevlileri Haftası olması nedeni ile bu hafta boyunca 1986 yılından beri diyanet işleri başkanlığı bu haftayı camiler ve din görevlileri haftası olarak ilan etmiş bulunmaktadır. Bizde bu haftanın teması olarak cami ve genç isimli temayı işlemek üzere Evliya Camisinde halkımızla beraber oldum. Ayrıca Halk Eğitim Merkezinde halkımızla beraber oldum, orada konuşmalar yaptım. Hemşehrilerimle beraber olmak beni her zaman mutlu etmiştir. Zaman zaman müftülüğümüz tarafından davet edildiğimiz zaman gelip Kars’ımızda görevimizi ifa etmeye çalışmaktayız. Camiler haftası olması hasebiyle halkımıza ve gençlerimize camilerimizi anlatıyoruz. Minber, mihrap, kürsü bunlar ne demektir caminin huzur kaynağını anlatmaya çalışıyoruz. Zaten mescit deniyor. Mescit secde edilen yer demektir, cami de toplanan yer demektir. Huzur yeri, mutluluk yeri, Müslümanların bir araya geldikleri camiyi anlatmaya geldim. Ve aynı zamanda din görevlilerimizin de her sene bir hafta din görevlilerimizin haftası olarak kuran kursu hocalarımız, imam hatiplerimiz, din gönüllüleri hepimiz bir arada oluyoruz. Ve biraz daha 21. yüzyılda 2014-2015’te daha neler yapabiliriz, halkımıza daha güzel hizmetler nasıl yapabiliriz? Bu sevgi, aşk ve muhabbet insanı olan kardeşlerimizle beraber bu haftayı dolu dolu geçirmeye çalışıyoruz. Ve gençlerimizi camilere davet ediyoruz. 5 vakit namaza davet ediyoruz.  Cuma namazına davet ediyoruz.” dedi.

BİRLİK VE BERABERLİĞİN ÖNEMİ

Çınar daha sonra hafta boyunca yapılan etkinliklerden de söz ederek, “Bu hafta boyunca dairelerimizi ziyaret ediyoruz camiler haftası olması hasebiyle. Sağolsunlar her gittiğimiz yerde hem huzur evinde ki büyüklerimize hem sevgi evlerinde ki kardeşlerimizi ziyaret ederek bu haftayı dolu dolu geçirmeye çalışıyoruz. Bu bütün Türkiye’mizde kutlanmaktadır. Diyanet işleri başkanlığımızın projesidir. Ve elhamdülillah bizim adeta yeniden uyanmamız, yeniden hadiselere daha yeni gözle bakmamız, yeni yetişen gençlere onarlın yetiştikleri çağın ifadeleri ile beraber hitap etme fırsatı buluyoruz. Kuran-ı, Hz. Muhammet (S.A.V)’mi gençlerimize daha güzel nasıl anlatabiliriz diye toplantılar ve beyin fırtınaları yapıyoruz. Burada ki temel hedef yine gençliğimizi yine annesine, babasına, büyüklerine saygılı, küçüklerine sevgili sevgide kusur etmeyen vatan millet evladı, vatan millet evladı, vatanını seven, milletini seven, şehitlerin kanıyla yoğrulmuş olan bu cennet vatanda Kars şehrimizde gençlerimize tarihi bir bilgiyi aktarmak ve o tarihi bilgi ile geleceğe bakmak, manevi yönden onları desteklemek. Ve şu istikbalimizin alameti olan ay yıldızlı bayrağın altında bir ve beraber olarak kardeş olarak yaşamayı nasıl sağlayabiliriz onun çabası ve gayreti içerisindeyiz.” diye konuştu.

CAMİLER SOYALLEŞİYOR

Çınar, Camiler haftasında yapılan yeniliklerle ilgili de şunları söyledi:

“Camiler haftası olması nedeni ile biz Türkiye’mizde camileri çok sade bir halde yapmaya başladık. Yani sadece mabet olarak düşündük. Mabet olarak yapmaya başladık. Halbu ki tarihe baktığımız zaman Osmanlı döneminde, Selçuklu döneminde ecdadımız yaptırdığı camilerin civarında evler yoktur. Orada gençlerin bir araya geldiği, ihtiyaç sahiplerinin bir araya geldiği aş evleri ve ihtiyaç sahiplerine destek, yardım olmak üzere e ilim tahsil edilen okulların bulunduğu, oturup sohbetlerin yapıldığı bir yerdir. Ama şimdi son dönemde yaptırmış olduğumuz camilerde bunu göremiyoruz. Ama 2010’lu yıllardan sonra yine baktık ki camiler sadece mabet değil camiye gelen insanların bir arada oturacakları bir yer olması lazım. Caminin civarında ki garip insanlara yardımcı olunması lazım. Halkımızı teşvik etmek, yetimlere yardımcı olmamız lazım. Şimdi yeni yaptığımız camilerde bunlara yavaş yavaş dikkat çekmeye çalışıyoruz. Ama maalesef bir 20–30 yıllık bir zaman dilimi içerisinde yaptırdığımız camilerde dikkat edilirse cami sadedir. Sadece cami vardır. Caminin kenarında bir şey göremezsiniz. Sağında solunda gençlerin oturup sohbet edip çay içecekleri bir yer göremezsiniz. O yüzden caminin gölgesine gençleri davet etmemiz gerekiyor. Caminin gölgesinde otursunlar. Ve o caminin gölgesi altında vatanına, milletine, dinine, diyanetine saygılı, sevgili bir nesil yetiştirelim diye şimdi bu haftalarda bunarlı bolca işlemeye çalışıyoruz. Mesela bizim ecdadımıza bakın genelde göçebedirler. Göçebe oldukları için de sabit bir yerde değildirler. Ecdadımızın mükrim olmasını sağlayan şey cami olmuştur. Yani bir yerde bir cami yapıldığı zaman artık etrafında evler yapılamaya başlanmıştır. Ve artık göçebeliği bırakıp yerleşik düzene geçmişlerdir. O yüzden cami merkezidir bizim yerleşim şeklimiz tarihte baktığımız zaman konuya. Ama geçmişe baktığımız zaman öyle değil. Devamlı sefer halindeler. Hepsi sefer halindeler. Namazları hep seferi kılarlar. Ne zaman ki cami merkezi başladı, camiler yapıldı artık oraya evler yapılmaya başlandı ve yerleşim merkezleri oldu. Ve insanlarımız artık yerleşik halinde yaşamaya başladılar. O yüzden cami merkezden ayırmamız lazım. Ama sadece muhabbet düşüncesi ile değil. Aynı zamanda sosyal faaliyetlerinde bünyesinde yapıldığı camiler yapmamız gerekiyor. O da bizim görevimizdir.”

HARAKANİ’Yİ İYİ ANLAMAK VE YAŞATMAK GEREK

Harakani Hazretleri ve düzenlenen etkinliklerle ilgili de görüşlerini dile getiren Çınar, şöyle konuştu:

“Ebul Hasan Harakani Hz. bizim Karsımızın Mevlana’sıdır, Ahmet Yesevi’sidir, Yunus Emre’sidir. İmam’ı Rabbani’sidir, Abdulkadir Geylani’sidir. Karsımızın halkından hemşerilerimden istirhamım bunu tanımaları. Ebul Hasan Harakani Hz. biz tanımıyoruz. 10. yüzyıl ve 11 yüzyılın çeyreğinde Karsımızın fethinde evvela gönül fethinde sonra da bizzat fethinde yer almış olan bir şehidimizdir. Bir Allah dostu veli bir insandır. O kadar büyüktür ki, o kadar gönlü geniştir ki Türkistan’dan Şam’a kadar birinin eline bir diken batsa ayağı taşa değse onun acısını ben hissederim diyecek büyüklükte gönlü geniş birisidir. O kadar gönlü geniştir ki bizim soframıza biz dinini, ırkını, rengini, mezhebini sormayız diyor. O bizim misafirimizdir diyor. Bizim toplumumuzun misafirperverliğinin kaynaklarıdır bunlar adeta. Tabi ki asıl kaynağımız kuranı kerimdir. Tabi ki asıl kaynağımız Hz. Muhammet (S.A.V) en güzel örnek odur. Ebul Hasan Harakani Hz. peygamber efendimizden gelen bir büyüğümüz, bir alperen, bir Allah dostu olması hasebiyle Karsımızın Mevlana’sıdır. Mevlana Hz. bile Ebul Hasan Harakani Hz. işaret ediyor. Ondan mesnevisinde bahsediyor. Ama biz bazen gençlere soruyorum Ebul Hasan Harakani Hz. türbesi nerededir diye? Bilmiyor. Mesela Erzurum’da Abdurahman Gazi Hz. var, Konya’da Mevlana Hz. var. Bizim Karsımızda da bu değerimiz var. Bu değerimizi hep beraber bilmemiz lazım. Hatta ben zaman zaman da söylemişimdir yetkililere. Ne olur onun adını bir bulvara verin diye, bir sokağa verin, bir caddeye verin, geniş bir yere verin. Görsünler, okusunlar. Ebul Hasan Harakani Hz. kim diye merak etsinler. Bir baksınlar sevgi insanı, gönül insanı nasıl olurmuş. Gönülleri fet etmek ne demekmiş. Cihadın en büyüğü de budur. Gönül fethidir. Evvela kişinin kendi nefisiyle feth etmesidir. Yoksa kılıç kuşanmak falan bunlar İslam’ın önem verdiği şeyler değildir. Savaştan dönerken ashabına demiş ki; “biz şimdi küçük cihattan büyük cihada döndük Medine’de.” Nasıl küçük dediler. “Savaş meydanında şehitler verdik, gaziler verdik.” Evet” dedi. “O küçüktür. Asıl şimdi Medine-i Münevere’de bizim birbirimizle olan ilişkilerimizde nefisimizle olan ilişkilerimizde asıl göstereceğimiz cihat o cihattır.” Ve biz kendi nefisimizi yenebilsek, ilimde, teknolojide, sanatta her şeyde Müslüman’ın ileri olması lazımdır. Çünkü bu dinin temel öğesi oku’dur. Oku, oku, oku. Buna değer vermemiz lazım. Bunun ön plana almamız lazım. Ve sevmemiz lazım. Hz. Muhammet (S.A.V) öyle diyor. İman etmezseniz cennete gidemezsiniz. Birbirinizi sevmezseniz iman etmiş olmazsınız. O zaman birbirinizi sevin diyor Hz. Muhammet (S.A.V). Sevginin alametini sizlere göstereyim mi diyor. Aranızda selamı yayın diyor. Selami aleyküm demekten uzak durmayın diyor. Şu cennet vatanda, şehitlerin kanıyla yoğrulmuş vatanda alıp veremeyecek neyimiz var. İçeriden ve dışarıdan bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Ama biz kardeşiz. Bütün müminler kardeştir. Edirne’de ki kardeşimizin, Trabzon’da ki kardeşimizin, Kars’ta ki kardeşimizin, Diyarbakır’da ki, kardeşimizin, Şırnak2ta ki kardeşimizin, diyor ki Ebul Hasan Harakani Hz. “eline bir diken batsa o bana batmış gibi olur. Ayağa taşa değse benim ayağım taşa değmiş gibi acısını gönlümde hissederim. Eğer hissedersem Müslüman’ım. Hissetmezsem demek ki bende de eksiklikler var.” böyle bir büyüğün sahibiyiz. Bunun kadir ve kıymetini hep birlikte bilmemiz lazım.”

HARAKANİ VAKFINA TEŞEKKÜR

Harakani Vakfı’n da öncülük yaptığı etkinliklerden dolayı teşekkür eden Çınar, “Vakfınıza büyük görevler düşüyor. Vakfınızı tebrik ediyorum. çünkü geçen yıl bu sempozyum başladı. Bu yıl da yine 500 civarında ilim adamı Karsımızı ziyaret etti konusun da bana bilgi geldi. Bu güzel bir şeyidir. Allah yollarını açık etsin. İnşallah bende Erzurum müftüsü olarak bu şehrin bir evladı olarak elimden gelen çabayı sarf edeceğim.” diye konuştu.

GENÇLİĞİ MEALE ALIŞTIRMAK GEREK

Gençliğin, okuduğu Kur’an-ı Kerim’i anlayabilmesi için mealini de okuması gerektiğini ifade eden Çınar, “Kuran kurslarımızda biz öğrencilerimize mealin etrafında da tefsiri olmak üzere yani ayetleri çok iyi anlamak için biraz daha açıklamaya ihtiyaç vardı. Onlarla beraber özellikle Elemtere’den aşağıya, Fatiha suresini hayatları boyunca okuyacakları surelerin tesirlerini manalarını, meallerini gençlerimize vermeye çalışıyoruz.  Ama bu konuda daha geniş çalışma icap etmektedir.” şeklinde konuştu.

Çınar son olarak Kafkas Haber Ajansı’na bu özel sohbet için teşekkür etti ve, “Hemşehrilerimin Ebul Hasan Harakani Hz. sempozyumu hem de camiler haftası hasebiyle din görevlilerimizin haftasını kutluyorum. Din gönüllülerinin haftasını kutluyorum. Halkımızın muhabbeti artsın inşallah, kardeşlikleri artsın inşallah. Bizim maksadımız Kars’ta ki bütün kardeşlerimizi bir ve beraber, birbirlerine tebessüm eden,  birbirine selam veren ve birbirlerini seven insanlar olsunlar inşallah.” dileklerinde bulundu.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.