1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Dolunay’da sosyal sorumluluk projeleri
Dolunay’da sosyal sorumluluk projeleri

Dolunay’da sosyal sorumluluk projeleri

Merkezi Kars’ta bulunan Dolunay Derneği, engelli üyelerinin aydınlatılması için eğim seminerleri düzenlerken bir yandan da başta çevre olmak üzere bir çok sosyal projede önemli görevler üstleniyor.

A+A-

Başkanlığını Yrd. Doç. Dr. Bahattin Şeker, yardımcılığını ve Engelliler Birim Başkanlığını Faruk Ocak’ın yaptığı Dolunay Derneği’nin varlığı engelli bireyler için büyük bir önem taşıyor. Kendilerini dernek faaliyetlerine adayan Bahattin Şeker ve Faruk Ocak’ın yanında yazar Murat Şanlı gibi birçok gönüllü de dernek faaliyetlerinde aktif rol alıyor. Yine Kafkas Üniversitesi öğretim görevlileri ve öğrencileri derneğin gönüllü üyesi olarak hem dernekle vatandaşın bağını kuvvetlendiriyor hem de derneğin aktifliğinde önemli görevler üstleniyorlar. Kafkas Haber Ajansı (KHA) kurucusu Bedir Altunok’un da gönüllü üyesi olduğu derneğin aktiviteleri de KHA aracılığıyla takip ediliyor.

Dolunay Derneği’nde din dersinden bilgisayar eğitimine, masa tenisinden futbol turnuvalarına kadar bir çok alanda sayısızca etkinlikler düzenleniyor.

İşte bunlardan bazı örnekler; Kafkas Üniversitesi İlahiyat Bölümü hocası Hamza Özüm de dernek üyelerine din dersi eğitimi vermişti. Özüm “Doğu, Batı Milliyetleri ve İslam” konulu eğitimde şu ifadeleri kullanmıştı:.

“Medeniyetleri anlamak için onların inançlarının arka planlarına gitmek gerekir. Bu medeniyetlerde ki madde ve ruh anlayışlarını anlamak gerekir. Madde ruh algısı derken mesela batılı niye maddeye önem verir, ruhu 2. plana atar veya bir Hindu maddeyi önemsemez ruhu esas alır. Cenaze törenlerinde batı da ölen erkek ise damat gibi ceket kravat giydirilir. Ve ya bir Hindu niye anne babasını ölünce kibritle yakar. Nehire döker külünü. Batı medeniyetin de Yahudi Hıristiyan medeniyetin de madde önemlidir. doğu medeniyetinde ise işte Hinduizm, Budizm gibi buralarda ruh önemlidir. bu nedenle bu eylemleri yaparlar. Daha sonra mekan algısı Müslümanlara göre yer yüzünün hepsi Allah’ındır. Allah kullarına miras bırakmıştır. Yahudilere göre arzumehutti vardır bırakılmış topraklar, Hıristiyanlara göre Hz. İsa göklere çıktığı gök krallık olacaktır. Çinliler de tanrı anlayışında yer tanrısı yank gök tanrısı yink vardır. O yüzden Çinliler için çiğ toprak kutsaldır. Bu yüzden Çinlilerde islam politikası fetih politikası gelişmemiştir. 2 milyar Çinli fetih politikası olsaydı dünyayı işgal ederlerdi. Daha sonra ibadette namaza örnek verdik Yahudiler namazlarını sadece kıyam da durarak kılarlar. Çinliler sadece eğilerek namazlarını kılarlar. Mecusiler sadece secde halinde kılarlar. İslamiyet te ise hepsi vardır. İslamiyet bütün medeniyetleri birleştirmiştir.  Uzlaştırmıştır. Medeniyetlerin e mükemmeli İslam medeniyetidir. Batı medeniyeti maddeci olduğu için insanları sömürmektedir. O yüzden emperyalist bir felsefe gerçekleştirmiştir. Sömürgecilik. Bizde de bazı tarihçilerimiz var prof. Lakaplı çıkıp Osmanlı imparatorluğu diyorlar. emperyal kelimesi Latince den gelir sömürme anlamındadır.  Biz Osmanlıya bakıyoruz o kendi ismini devlet koymuş. Ben babayım demiş sömürmem demiş. İşte bu terimleri iyileştirmemiz lazım. Osmanlı Devletine Osmanlı İmparatorluğu dememek lazım.

İslam medeniyetinde, doğu medeniyetinde hep vermek paylaşmak öne çıkar. Dünya ahret dengesi vardır bu medeniyette. Batıda ise emperyalizm vardır, sömürgecilik. Müslüman islam medeniyetinde ki gibi ayakta tutar omurgasını korur dik tutar. Kendini ezdirmez hem rüku da ki gibi hoş görülü olması lazım Müslüman ın sevecen olması lazım. secde de ki gibi tanrıya bağlanması lazım. Allah bağlı olması lazım.  Dünyanın meşgalelerinden uzaklaşıp kendini dinlendirmesi lazım. Müslüman kelimesin de bireysel olarak sonsuza teslimiyet, sosyo kültürel açıdan da barışı sağlamak ve karşısındakine güven ve barış insanı olduğunu göstermek gerekir. Zira İslam medeniyetine göre barış bir özgürlük sorunudur. Biz sonsuza tapıyoruz sonsuza tapan sonu fani olan insan varlık olarak özgürlüğünün kıymetini bilir ve diğer fanilere özgürlük verir.”

Derneğin gönüllü üyesi sağlıkçı Murat Şanlı da ilk yardım konusunda öğrencileri bilgilendirmiş ve konuları aktarmıştı:

“İlk yardımda 1. halka da sağlık kuruluşlarına haber verme yani 112 yi arama

Olay yerinde bizim hastaya müdahale etmemizi engelleyecek ne kadar engel varsa hepsini ortadan kaldırmamız lazım. eğer olası patlama ve yangın riski varsa olay yerinde önlem  almak, gaz varlığı söz konusu ise zehirlenmelerin önüne geçmek. Ortamı havalandırmak kıvılcım yaratabilecek ses, ışık gibi materyalleri olay yerinden uzaklaştırmak. Kırık, çıkık, kışın donmalar ve yanık olayları ile sıkça karşılaşıyoruz. Bu olaylar sizin de başınıza gelebiliyor. Bazı arkadaşlarımızın ailelerin de görüyorum özellikle yanık bölgelerine diş macunu sürmek, bal sürmek, yoğurt sürmek gibi yanlış uygulamalar oluyor. en azından bilgi sahibi olursak böyle yanlış uygulamalar yapmamış oluruz. Sizler doğru olan uygulamayı söylersiniz aileleriniz de bu şekilde sizden faydalanmış olurlar.  Kimyasal yanıklar da görülüyor genellikle asit ve kimyasal maddelerden kaynaklanan yanıklar oluyor.

Yanığın; bölgesi, derinliği, yaygınlığı, enfeksiyon riski, yaş ve solunum yollarında görülen zararlardır. Yanık bölgelerini temizlemek için ayrıca çocukların canını yakıyoruz biz. Hiçbir şey bilmiyorsanız bile yanık bölgesin de yani yanığın şekline göre tabi kimyasal yanıklarda müdahale farklı olur, soğuk suyun altına tutalım hiçbir müdahalede bulunmadan en yakın sağlık kuruluşuna gidelim. Bal mumuymuş, yoğurt, salça, diş macunu gibi şeyler sürmeyin. Doğru bildiğimiz yanlışları yapmayalım. Patlama anında olan yanıklarda ise alevden çıkmış insan yanıyor hemen koşmaya başlar buna müdahale etmemiz gerekir. Yanık olmuş ise elbiseler mümkünse kesilerek çıkarılır. Üzerinde kalırsa yanığın şiddetini arttırır. Yapışma olayı söz konusu olduğundan da deride soyulma ve zedelenmeler gözlenir. Su toplamış yaralar kesinlikle patlatılmaz, yanıktan sonra büller oluşur bunları kesinlikle kafanıza göre patlatmıyorsunuz. Sağlık kuruluşların da onların gerekli tedavileri yapılır. Yarın öbürgün sahada kimin başına ne geleceği bilinemez şu anda hepimiz bir engelli adayıyız, kazalar bunların en büyük sebebi. Eğer ilk yardımı bilinçli olarak yapmazsak kalıcı ve tedavisi mümkün olmayan hasarlar oluşuyor. Bu yüzden dikkatli olmamız gerekiyor”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.