1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Bakan Eker Birlik Vakfı İftarında
Bakan Eker Birlik Vakfı İftarında

Bakan Eker Birlik Vakfı İftarında

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Birlik Vakfı Kars Şube Başkanlığı’nca Öğretmenevi’nde düzenlenen iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, Ortadoğu’da yaşanan olayların dünü, bugünü ve yarınını değerlendirdi.

A+A-

Bakan Eker, Filistin’de Müslümanların yaşadığı toprakların işgal edilerek, çocukların, bebeklerin, sivillerin, yaşlıların ve kadınların üzerine zalimce bombalar yağdırılmasına seyirci kalınmasının, Ortadoğu’daki kukla rejimlerin halka dayanmayan, halklarının değerlerini, inançlarını ve halklarının sahip olduğu medeniyet değerlerini dikkate almayan rejimlerin suskunlukları sebebiyle meydana geldiğini söyledi.

Bu kutlu ramazan ayı içinde Müslümanlar olarak yüreklerinin buruk, gözlerinin yaşlı ve vicdanlarının da sızladığını söyleyen Bakan Eker, “Tabi bu kutlu ayda gerçekten Müslümanlar olarak yüreğimiz buruk, gözlerimiz yaşlı, vicdanlarımız sızlıyor. Çünkü; kan dökülmesinin haram olduğu, adının, manasının barış olduğu bir dinin mensupları olarak, kan dökülmesinin haram olduğu aylarda Müslümanlar maalesef bu ramazan ayını kanlı baskılarla, kanlı saldırılarla, vahşet ve şiddetle ve akıl almak ve cinayet ve işkencelerle maalesef bu mübarek ayı idrak ediyoruz.” dedi.

Ebetteki herkesin ibret alması gereken hususlar olduğunu ifade eden Bakan Eker, “Ortadoğu’da 20. yüzyılın başında Osmanlı İmparatorluğunun çözüşüyle beraber gelişen süreç, bütün 20. yüzyılı ve oradan da taşarak bugün 21. yüzyılı işte ilk 14 yılını geride bıraktı Ortadoğu’da huzur, sükun ve barış maalesef bir türlü gerçekleşmedi.” diye konuştu.

Bunun elbette ki günümüzle alakalı olanların yanında tarihsel sebeplerin de olduğunu kaydeden Bakan Eker, “Türkiye’nin yönetimi, Türkiye’nin geçen zaman içindeki uygulandığı siyasetin, uluslararası münasebetlerin özellikle 20. yüzyılda Türkiye’nin bugün  baktığımız zaman gelişmeleri çok iyi, gelişmelere çok iyi hakim olamadığını o tarihte ve onun arkasından de gelişen süreçle birlikte bugünkü tabloların oluştuğunu görüyoruz. Türkiye, 21. yüzyılın başında 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan AK Parti ile birlikte yeni bir tasavvurla, yeni bir anlayışla, yeni bir aslında tarih yorumuyla hem Türkiye’nin yönetimini hem gücünü ve Türkiye’nin 21. yüzyıldaki istikametini daha doğru kurgulayan, daha doğru ortaya koyan bir anlayışa kavuştu.” şeklinde konuştu.

Bakan Eker konuşmasının devamında, “Geçen zaman içinde Türkiye’de milletiyle barışık, milletin değerleriyle gerçekte beslenen, milletine dayanan, milletine yaslanan, milletinin değerlerine inanan bir anlayışla ortaya koyduğu gelişme; Türkiye’nin ekonomik büyümesi, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Türkiye’nin sivilleşmesi Ortadoğu ülkelerinin bir çoğu için emsal teşkil eder hale geldi. Yakın tarihte olan bitenlerin, hadiselerin bir çoğu Türkiye’nin gelişmekte olan bu yeni pozisyonu, bu yeni gücü, bu yeni tasavvuruyla alakalı. Bun hiçbir zaman unutmamamız lazım.” ifadelerini kullandı.

Yeni bir sürecin başında olduklarını da dile getiren Eker, şunları söyledi:

“Bu süreç, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa halkın, yani ‘cumhurun’ başkanını doğrudan seçmesi sürecidir. Bugüne kadar özellikle 1960 askeri darbesinden, kanlı askeri darbesinden sonra yapılan askeri anayasa ve ondan sonraki diğer askeri müdahalelerle tekrar tekrar yenilenen anlayış, Türkiye’de bürokratik vesayeti millet iradesinin üstünde bir konuma yerleştirip, bürokratik vesayet aracılığıyla milleti denetim altında tutmaya, milletin değerlerini biçimlendirmeye, şekillendirmeye çalışmış ve Türkiye bundan zarar görmüştür. Şimdi biz bunu 2007 tarihinde millete sunduğumuz ve milletin yaklaşık yüzde 70’inin ‘evet’ dediği bir referandumla bu süreci tersine çevirmeye başladık. 10 Ağustos 2014 tarihinde bu sürecin ilk seçimini yaşayacağız. Sayın Recep Tayyip Erdoğan arkasındaki 11,5 yılı bulan şanlı ve gerçekten birbirinden kıymetli hizmetlerle dolu hizmet tecrübesiyle Cumhurbaşkanlığını da milletin sorunlarının problemlerinin çözüleceği takip edileceği, projelerin izleneceği bir makamı en iyi şekilde sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın değerlendireceğini düşündük.”

Bakan Eker şöyle konuştu:

“Daha demokratik ve sivil, daha müreffeh bir Türkiye’nin elbette ki öncü olma rolü artacak. Bakın Ortadoğu’nun kan gölüne dönüşmesi, zalim diktatörlüklerin kendi vatandaşlarına bomba yağdırması veya Filistin’de Müslümanların yaşadığı toprakların işgal edilerek, çocukların, bebeklerin, sivillerin, yaşlıların, kadınların üzerine zalimce bombalar yağdırılmasına seyirci kalınması, Ortadoğu’daki kukla rejimlerin halka dayanmayan, halklarının değerlerini, halklarının inançlarını ve halklarının sahip olduğu medeniyet değerlerini dikkate almayan rejimlerin suskunlukları sebebiyledir. Öncü Türkiye, Ortadoğu’daki gelişen süreçle birlikte daha etkin bir rol sahibi olacak. Sözüne de gücüne de daha çok itibar edilir hale gelecektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bir tek ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyebildi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bir tek zalimlere ‘Siz zalimsiniz” diyebildi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bir tek askeri darbe yapanlara ‘siz darbecisiniz’ diyebildi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bir tek bebek katillerine ‘Siz Bebek katilisiniz, çocukları öldürüyorsunuz, katilsiniz’ diyebildi. Bu, gelişen, büyüyen Türkiye’nin medeniyet tasavvuru olan, halkın değerleriyle barışık olan bir ülkenin öncü olma rolünde eğer bu ülke iyi yönetilir, geliştirilir, güçlenir, ortaya bu değerlerle çıkarsa o zaman uluslararası siyasette de bölge siyasetinde de daha etkin, daha aktif bir rol üstlenmiş olacaktır.”

Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin halk tarafından doğrudan seçilen ilk Cumhurbaşkanı olmasıyla Türkiye’nin yeni bir hizmet hamlesinde adım atacağına dikat çeken Bakan Eker, Türkiye’nin daha ileri bir noktaya geleceğini vurguladı ve parti olarak Türkiye’nin değerlerinden beslendiğini söyledi. Eker, “Gerek Türkiye’nin en kanlı iç meselesi olan Kürt meselesi çözümünde ki, 1925’ten 1985’e kadar olan yaklaşık 60 yıllık süreç içinde için için kanayan büyüyen ama çok da fazla hissedilmeyen, 1984’ten itibaren ise yaklaşık 30 yıldır açık kanamalı bin hale gelen bu ağır problemi Ak Parti milletin bütününe olan inancı, milletin bütünüyle ilgili sahip olduğu değerler sebebiyle barış ve kardeşlik içinde çözmenin gayreti içinde oldu. Bunu bir tek Ak Parti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan hayata geçirmek için çaba sarf etti” dedi.

Eker, Gezi olayları ve etrafında şekillenen gösteriler, komplolar, saldırılar ve gerekse 17 Aralık sürecinde planlanan komplo, darbe ve paralel yapılanmanın, saldırılarının temelinde Başbakan Erdoğan ve hükümeti ile Türkiye’nin hedeflerine zarar vermek olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.

Birlik Vakfı Kars Şube Başkanı Özgür Turhan ise şunları söyledi:

“Bildiğiniz üzere sivil toplum kuruluşları insanlara yol göstermeleri ve doğru istikameti işaret etmeleri hasebiyle toplum hayatında önemli görevler ifa ederler. Türkiye’nin seçkin vakıflarından biri de Birlik Vakfı’dır. Millete hizmeti gaye edinmiş, ismiyle müsemma hayırlı bir kuruluştur. 29 Mayıs 1985 de kurulan vakfımız kültürümüze, sanatımıza, ilim ve medeniyetimize hizmet etmeyi gaye edinmiştir. Şubemiz ise bu amaçlar doğrultusunda 10 Şubat 2014’te kurulmuştur. Vakfımızın amacı geleceğin teminatı olan insanımızın inançlı, vatansever, kültürlü, ilmi seviyesi yüksek, çağdaş bilim ve teknolojik bilgilere sahip birer şahsiyet olmalarını sağlamak ve milletimizin birlik ve huzur içinde kalkınmasına ve gelişmesine katkı sağlamaktır. Millî ve manevi değerlere bağlı, milleti esas alan; tarihini bilen, ilim ve proje sahibi, üretken, kültürlü,  çağdaş bilim ve teknik bilgiye hâkim bir neslin yetişmesi ve bu neslin milletimizin birliğine ve gelişmesine katkıda bulunması bizim en büyük amacımızdır. Birlik Vakfı Kars Şubesi olarak kentin kültürel ve sosyal hayatında daha aktif roller üstleneceğiz, Biz Kars’ta ki tüm kurumlar ile yakın diyalog içinde olmayı ve kentimizin hak ettiği yeri alması konusunda her türlü çabayı göstermeye hazırız. Biz kentin ortak aklıyız… Yaşadığımız kente ve topluma yönelik her türlü faaliyetin içinde yer alacağız…

İslam alemi için kutsal olan bu aylarda Müslümanlara yapılan vahşet ve soykırıma değinmekten geçemeyeceğim. Filistin’de, Gazze’de katliam ve vahşet yaşanıyor. Müslümanlar katlediliyor, çocuklar terörist olduğu gerekçesiyle öldürülüyor. Ve bu vahşetin en acı boyutlarından biri de; insanlığın büyük bölümünün bu katliama sessiz kalıyor olması. Batı başta olmak üzere dünya ülkeleri nezdinde bunu kimse umursamıyor. Batı sadece endişeliyiz diyor, Gazzeli çocuklar ise ölüyorlar…1948’den beri olduğu gibi bugün de bu mübarek Ramazan ayında hem insanlık, hem de halkı Müslüman ülkelerin pek çoğu trajediyi seyretmekle yetiniyor. Hatta artık insanlık seyretmeyi de bıraktı, sırtını döndü, olanları görmüyor, duymuyor, hissetmiyor. Katil İsrail son derece şımarık bir biçimde, Filistin deki Müslüman kardeşlerimizin üzerine  tanklarla füzelerle, kimyasal silahlarla ölüm kusuyor, bunu izleyen İsrail halkı da onları alkışlıyor. Bu nasıl vicdan nasıl bir insanlıktır? Uluslararası hukuku çiğneyerek, insani değerleri ayakları altına alarak bölgede devlet terörü estirmeye devam ediyor ve bizim dışımızda, Türkiye Devleti dışında bir tek ülke çıkıp buna dur diyemiyor.

Tarihte hiçbir devlet, hiçbir millet zulüm ile abat olmamıştır. Hiç bir zulüm ebedi değildir, zalim er ya da geç zulmünün bedelini ödemiştir. Çocuk katilleri de, çocukları katledenlere karşı sessiz duranlar da elbet bir gün bunun bedelini ödeyeceklerdir. Bu mübarek günlerde Müslüman alemi böyle bir sınavdan geçerken, yaklaşık 20 gün sonra ülkemizde İslam aleminin ve tüm dünyanın yakından takip edeceği bir seçim olacaktır. Bu süreç çok anlamlı ve farklı bir süreçtir. Zira ilk defa Türkiye Cumhuriyeti'nde; vekillerin değil asılların yani 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesinden hareketle milletin kendi Cumhurbaşkanını, devletin başını, başkanını seçtiği bir seçim yaşayacağız. Bu seçimle beraber Türkiye vesayetler döneminden tamamen kurtulacak ve halkın iradesi ile seçilen Cumhurbaşkanı ile yoluna devam edecektir. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi bu makama güçlü bir meşruiyet katacaktır. Bizce bu makama en çok yakışan isim, Vakfımızın da kurucularından, ezilenlerin hür sesi, suskun dünyanın gür sesi, milletin adamı Recep Tayyip ERDOĞAN dır. Bu vesile ile mübarek ramazan ayınızı ve yaklaşmakta olan kadir gecenizi kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim.”

Birlik Vakfı Kars Şube Başkanı Özgür Turhan’ın, yemeğin ardından Bakan Eker’e teşekkür plaketi takdim etmesiyle son bulan programa Bakan Eker’in yanı sıra, Kars Valisi Günay Özdemir, AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, AK Parti İl Başkanı Ali Şakir Yurdakoş, partililer ve çok sayıda davetli katıldı. 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.